En minik deneyim kırıntılarını, en sıradan anları bile takdir etmeyi seçebileceğiniz gibi sadece en büyük ve sarsıcı olanlara değer vermeyi de seçebilirdiniz. Sonuçta, esas soru mutlu olmak isteyip istemediğinizdi.
En sarsıcı devrimler, en az beklenenlerdir
Sayfa 53Kitabı okudu
Vadi boyunca esen rüzgarın sarsıcı bir sesi vardı ve hüznü boğan ince bir ninni tutturmuş söylüyordu. Rüzgarın hiç dinmeyen sesi, sunağın başında rahibin fısıldadığı ve sonsuzluğun engin boşluklarında bir yerlerden gelen anlaşılmaz sözler gibi, insanı tepeden tırnağa yatıştırıyordu.
Sayfa 44 - Yordam Edebiyat, 2.BasımKitabı okudu
...hiçbir şey, yeryüzünde hiçbir şey çaresizliği, kendinden ümidi kesmişliği, daha hayattayken ölmüş olmayı bu hareketsizlik, şakır şakır yağan yağmurun altında bu durgun ve duygusuz duruş, ayağa kalkamayacak kadar korunacak bir dam altı bulmak için birkaç adım atamayacak kadar yorgun olmak, kendi varlığına karşı bu olağandışı ilgisizlik kadar sarsıcı bir şekilde ifade edemezdi.
Sayfa 32
Karanlık sevilir...
Bu karanlık ne kadar korkunç, ne kadar sarsıcı, ama yine de ne kadar esrarlı ve güzeldi!
Sayfa 81 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Karacaoğlan, 'Kim var imiş, biz burada yoğ iken' sorusunu insanın geçiş güzergahına sarsıcı bir uyarı levhası olarak asar.
Sayfa 3Kitabı okudu
İçerden yeni çıkanın düşünceleri
II.
"Ve işte dışardayım!"
Bu bir tek sözün gizi
nasıl sarsıcı oluyor
telörgüden çıkıldığı an!
Sayfa 164
