Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Savaş insanlara değil, insanlıkla ilgisi olmayan canavarlara yakışır.
"Herkese tamam Arın. Diyara açtığın savaş, geçmişe, intikamına, anılarına, Tanrıçalara, Amon'a, Ayzer'e... herkese açtığın savaş tamam. Hepsinin yanında durdum ve dururum ama hayır, bunu yapmayacaksın. Daren'le benim aramda bir savaş başlatmayacaksın."
Reklam
TARİHTEKİ İLK SAVAŞ ACILARI: SÜMER AĞITLARI
Sümer şehirleri zaman zaman düşmanların saldırısına uğrayıp yakılıp yıkılmış ve yağma edilmiştir. Bu olaylardan sonra ülkede yeniden bir canlanma başlıyor. Başa geçen Sümer önderlerine ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak için büyük görevler düşüyor. Yıkılmış şehirlerin onarılması, savaş sıkıntılarıyla morali bozulan halkın canlandırılması, ülkenin askeri ve politik gücünün sağlanması gerekiyordu. İşte bu şartlar içinde Sümer ve Akad şairleri bu olaydan acıklı şiirler halinde dile getirmişlerdir ki, bunlara ağıt veya yuğlar diyoruz. Bu ağıtlarda önce Sumer'in nasıl yakılıp yıkıldığı, tanrıların şehirleri nasıl terk ettiği, daha sonra da şehirlerin yeniden yapılması ve tanrıların yerlerine dönmesi ve bunların kutlanması anlatılıyor. Sümer inanışına göre bu felaketler yine kendi tanrıları tarafından veriliyor. Tanrılar halkın yaptıkları uygunsuzluklar yüzünden onlara kızıyor ve tanrılar meclisinde onları böyle felaketlerle cezalandırıyorlar. Çoban Tanrısı Dumuzi gibi bazı tanrılar yok olunca da arkalarından ağıtlar yapılıyor.
Sayfa 216Kitabı okudu
“Her şey gerçek bir başlangıçta bir araya gelmiş- kötü rüyalar, savaş ve baş ağrısı.”
“Bir başkasının yerine savaşamazsın dostum özellikle de bu savaş birinin, kendisi ve ruhu arasındaysa”
"Bir dahaki sefere sonuçlarını düşün o halde. Bu diyarda Toprak Vârisi, yaptığımız eylemlerin sonuçları olur. Bu diyarda eğer bir lord veya vârissen yaptıkların seninle değil krallığınla ilgilidir ve yaptıklarının bedelini sen değil, krallığın öder. Bir savaş başlattın, bu topraklarda senin krallığından biri bir savaş başlattığında sonu iyi olmamıştı." "Evet," dedi Toprak Vârisi. "Sen her şeyini kaybetmiştin!" "Ve sen de her zaman böyle her şeyini kaybetmişlerin ayağına mı gelirsin?"
Reklam
“Bir savaş tam anlamıyla ne zaman biterdi? Son insan ölünce mi yoksa barış imzalanınca mı? Hayır. Taraflardan biri teslim olunca. Savaşlar hezimet isterdi.”
Siz erkekler hepiniz salaksınız! Dünyayı kadınlara vereceksiniz, bak o zaman savaş falan kalıyor mu!
·
Puan vermedi
İnceleme
Hayatta hiç pişmanlıklarınız oldu mu? Keşke geriye dönme fırsatım olsaydı da şunu da şöyle yapsaydım dediğiniz anlarınız var mı? Eğer varsa ve bu duyguları bazen yoğun bir şekilde yaşıyorsanız bu kitabı öneririm. Nora'nın hayatında hiçbir şey istediği gibi gitmiyor hatta yolunda giden tek bir şey yok. Varlığı gereksiz ve hiç kimsenin ona nokta kadar ihtiyacı yok. ( Gerçekten öyle mi acaba?) Abisi onunla konuşmuyor, işinden kovuluyor, kedisi ölüyor ve ders verdiği öğrencisi de dersi bırakıyor ve Nora sürekli kafasında geçmişte aldığı kararlar ile savaş halinde. Birşeyleri farklı yapsa bugün nerede olacağı nasıl bir konumda olacağı aklını kurcalayıp duruyor. Ve Nora kötü bir karar alıp intihar ediyor ve hikayemiz de tam olarak burada başlıyor. Gece Yarısı Kütüphanesi... Sonsuz sayıda kitap ve her biri Nora'nın alternatif başka başka hayatlarını anlatıyor. İstediği hayatı seçmekte özgür deneyip beğenmediğinden çıkma hakkı var. Ancak vakti azalıyor, doğru hayatı bulması lazım... Kitabı beğendim, okunur ve dediğim gibi eğer gerçekten yoğun pişmanlıklar içerisine olan kararlarınızı sorgulayan ve sürekli ya şunu seçseydim ya bunu böyle yapmasaydım nasıl olurdu diye düşünen birisi iseniz evet size iyi de gelebilir. Ama ben aşırı övüldüğü için çok yüksek beklentilerle okudum ve bu yüzden de aşırı aşırı bayılmadım. Vermek istediği mesaj bana tam olarak geçmedi beni ikna edemedi kitap tam olarak diyeyim. Bir puan vermek gerekirse de 10 üzerinden 7 diyebilirim.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,5bin okunma
Reklam
Din söz konusu olduğunda insanlar akla gelen her türlü samimiyetsizliğe başvurmakta ve mantık dışı eğri yollara sapmakta sakınca görmez.
Hiç kimse inanmaya zorlanamayacağı gibi, kimse de inanmamaya zorlanamaz
Mustafa Kemal, 1923’te şöyle söylüyordu: “Düşmanlarımız aynı zamanda Osmanlı devletini kurmuş olan Türk milletinin de, unsur-i aslisinin de, bu memleketin hakiki halkının da, mahv ve müzmahil olduğunu zannettiler; işte bunda çok aldandılar.” “asırlardan beri düşmanlarımız Avrupa akvamı arasında Türklere karşı kin ve husumet fikirleri telkin etmişlerdir (…) Avrupa’da hala Türk’ün her türlü terakkiye hasım bir adam olduğu, manen ve fikren inkişafa gayrı müsait bir adam olduğu zannedilmektedir. Bu azim bir hatadır (…) işte Avrupa’da mütemadiyen mücadele ettiğimiz bu zihniyet mevcuttur.” Atatürk için zaferden sonra da savaş bitmedi. Milli tarihin tanıtılması, onun için İstiklal Savaşının tamamlanması demektir. İşte Atatürk’te tarih şuurunun o derece yoğun ve kuvvetli olmasının sebep ve manası… Atatürk onun için Türk tarihinin tetkikine o kadar ehemmiyet vermiştir. Türk’e büyük tarihinin şuurunu tekrar kazandıran Atatürk, Türk tarihine gelecekteki yolunu da göstermiştir.
Sayfa 142 - Türk tarihi ve Atatürk’te tarih şuuruKitabı okuyor
288 syf.
·
Puan vermedi
Uzun zamandır, hiçbir kitap hakkında inceleme yazmamıştım. Gerçi bu hesabı sadece kendim için yaratmıştım en başında. Şimdi de bu incelemeyi gelecekte bunu yeniden okuyacak kendim için yazıyorum. Burası benim haritam, kendimi kaybettiğimde dolaşıp, kendimi kendime gösterdiğim bir yer. Bu zamana kadar başucu kitabım olacak bir kitap bulmamıştım.
Bhagavad Gita
Bhagavad GitaKolektif · Yol Yayınları · 2016300 okunma
Hükümdar öfkesi nedeniyle ülkesini savaşa sokmamalı; komutan da kızgınlıkla bir çatışmaya girmemelidir. Öfke yerine sevinç gelebilir, kızgınlık yerine mutluluk gelebilir. Ama ne yıkılan bir ülke geri gelir ne de ölüler hayata döndürülebilir.
1.500 öğeden 46 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.