Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
184 syf.
·
Puan vermedi
Etnik ve dini farklılıkların zenginlik olarak sayılmasını reddedip, bu farklılıklarla insanlar arasına nifak sokup savaş çıkartanlara karşı ram(itaatkar) vaziyetimizi değiştirmediğimiz sürece, bizi biz eden duygular ve düşünceler hep tutsak olarak kalacak; bedenlerimiz ve ruhlarımız hep ayrı coğrafyalarda hasretle ve acıyla yanacaktır... Maalouf klasiği bir eser
Doğu'nun Limanları
Doğu'nun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202132,3bin okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Einstein adeta bu kitapta laboratuvardan çıkıp karşımızdaki koltuğa oturuyor ve çağın toplumsal sorunlarına, güncel olaylarına bir sosyolog edasıyla yorumlar, çözümler getiriyor. Katılmadığım bazı düşünceleri vardı ama o zaten yorumları yaparken doğru söylediği konusunda diretmiyor. Bunlar sadece benim görüşlerim diyor. Ayrıca bilinenin aksine Einstein bu kitapta gayet anlaşılır. :) Einstein nelere değinmemiş ki, her şeyle ilgili yorum yapmış. Hayatın anlamı, dünya görüşü, zenginlik, din-bilim-toplum ilişkisi, sosyalizm, zenci sorunu, insan hakları, eğitim, savaş ve barışla ilgili derlenmiş denemeler çarpıcı fikirler ve aforizmalarla dolu bir kitap. Ama en dikkat çekicileri ve üzerinde en çok durulanı uluslararası kargaşa ve güç yarışı yerine Einstein'in bir dünya devleti kurulması fikrini sebepleriyle birlikte anlatmasıydı. Ve tabii en çok merak edilenlerden biri: atom bombası. Einstein, yapıştırılan bu yaftayla ilgili de bir şeyler anlatıyor bize. Sadece atom bombası savunması için bile merak edip okunabilir. Bunların yanı sıra eğitim konusunda yetkililere nasihatlar tadında bir deneme ve Freud'a yazdığı mektup da bu kitapta bulunuyor. En başta da dediğim gibi sanki ben bir konu başlıkları listesi hazırlayıp masaya koymuşum ve Einstein o listeyi alıp bu konularla ilgili düşüncelerini söylemiş. Öyle bir tat aldım. İyi ya da kötü Einstein'in fikirlerini merak ediyorsanız bilim dışı denemelerinin derlendiği bu kitabı okuyabilirsiniz.
Dünyamıza Bakış
Dünyamıza BakışAlbert Einstein · Alan Yayıncılık · 1990655 okunma
Reklam
375 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Nereden başlamalı, hangi kısmına dikkat çekmeli, başı mı, sonu mu, ortasından bir bölüm mü? seçemiyorum. Çok beğendiğim, çok sevdiğim, zevkle okuduğum çok kitap oldu ama bu kitap tüm bu duygularımı kapsıyor. Kısa özet olarak konumuz; Afganistan'da yaşayan zengin bir çocuk ile kahyasının oğlunun birlikte büyümesi ve arkadaşlığı üzerine kurulmuş. Zengin çocuk ve fakir çocuk arkadaşlığından az çok tahmin edilebilen hikayeler türetilebilir. Yazar çok akıcı bir anlatım dili ile bu başlangıç ile başlayıp; dostluk, arkadaşlık, sadakat, doğru, yalan, yaşam, sürgün, siyaset, savaş, taciz, fakirlik, zenginlik, aşk, kavga vs. aklınıza gelebilen tüm olaylara ana konudan sapmadan yer vermiş. İki çocuk üzerinden giriş yapılan hikaye sonraları öyle bir hal alıyor ki baştan tahmin etmek gerçekten zor. Afganistan'daki yaşanılan siyasi durum, savaş ve fakirliği de iyice hissediyor ve aksettiriyor. Hikaye başlı başına çok iyi olmakla birlikte karakterler hayran kalınacak şekilde betimlenmiş. Hele ki Hasan karakteri için sürekli bir şaşkınlık içerisine düşebilirsiniz. Hayranlık duyulacak özelliklere sahip. Kesinlikle okunması gereken kitaplardan. Okumadıysanız en kısa sürede okumalısınız.
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,3bin okunma
93 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Hüyükteki Nar Ağacı....Bir solukta okunacak güzel kitap...Üstelik büyük usta bu kitabı sinematik bir bünyeye oturtarak, epik bir dil ile ne güzel kaleme almış. Bir kitabı okumak üzere elimize aldığımız da kelimeler cümleleri, cümleler satırları, satırlar paragrafları, onlarda sayfaları kovalar ve okur bitiririz. Güzeldi, iyiydi, sıkıldım,
Hüyükteki Nar Ağacı
Hüyükteki Nar AğacıYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20184,608 okunma
536 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yine çok etkileyici bir kitap yazmış Sinan AKYÜZ İnsan kitabı okurken kendini roman karakterlerinin içerisinde o kadar yakın hissediyor ki gerçek ile romanı ayırt edemez oluyor. Çok akıcı ve harika bir üslupla yazılmış. Ama bir kitapta bu kadar çok acıklı hikaye olması insanı hem üzüyor, hem de gerçek hayatta birileri bu acıları çekiyor düşüncesiyle o insanlara kol kanat germek, destek olmak düşüncesi içine kapılıveriyor. Bu arada kitapta Sinan Akyüz Çanakkale Savaşı yıllarında bir çiftlik ağasının etrafinda yaşanan ve savaşla da iç içe geçen konulari usta bir sekilde ele almış. Kitap da savaş var zenginlik var aşk var kalleşlik zalimlik var kadirşinaslik var sözünde durma var entrika var yoksulluk var intikam var sabır ve cesaret var. Keşke insanlar kitap karekterlerinden olan Macit gibi zalim, Hasan gibi zevk düşkünü olmasalar. . Feraye gibi kadınlar daha güzelini, daha mutlusunu hak ediyorlar.
Şahika & Feraye
Şahika & FerayeSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 20134,179 okunma
Rustin’in irdeleyip araştırdığı bütün araştırma raporlarına göre, “ABD ve Britanya gibi ülkelerde yaşam standartlarında görülen ilerlemeler öznel mutlulukta ilerleme olduğunu göstermiyor.” Robert Lane, savaş sonrası yıllarda Amerika’da gelirlerin muazzam artışına rağmen, Amerikalıların mutluluklarının azaldığı sonucuna varmıştır.2 Richard Layard da ulusal verilerin karşılaştırılmasından yola çıkarak şuna hükmetmiştir: Yaşamdan duyulan tatminle ilgili göstergeler gayri safi milli hasıla düzeyine büyük ölçüde paralel olarak yükselmesine rağmen, söz konusu göstergeler yalnızca yokluk ve yoksulluğun temel, “yaşamsal” ihtiyaçların doyumuna imkân sağladığı noktaya kadar önemli ölçüde yükselir –ve zenginlikte daha sonraki artışlarla birlikte tırmanış durur ya da sert bir biçimde duraksamaya meyleder.3 Genellikle, yıllık kişi başına ortalama geliri 20.000 ile 35.000 dolar arasındaki ülkeleri, 10.000 dolar sınırının altındaki ülkelerden yalnızca birkaç yüzde oranı ayırır. Görünen o ki, insanları gelirlerini artırarak daha mutlu etme stratejisi işe yaramamaktadır. Öte yandan, şimdiye kadar zenginlik düzeyiyle harikulade uyumlu olarak artıyor gibi görünen, vaat edilen ve beklenen, bir toplumsal gösterge de, aslında öznel mutluluk kadar hızlı artan suç artış oranı (ev soyma ve araba hırsızlığı, uyuşturucu ticareti, ekonomik yolsuzluk ve rüşvet) olmuştur.
Reklam
Savaş ve Fakirlik İçinde Olan Halklar Neden Daha Fazla Çocuk Yapar?
Nüfus artışını etkileyen faktörleri açıklamak için, Malthus, nüfusun kontrol edilmediğinde geometrik oranla artarken; yiyecek üretiminin aritmetik oranla arttığını, bu nedenle, insan toplumlarında nüfus artışını kontrol edecek mekanizmalar geliştirildiğini; Sadler, doğurganlığın nüfus yoğunluğuyla ters orantılı olduğunu; Doubleday, beslenme
8 Mart 1939
Duçe: Sosyalizm herkese eşitlik ve herkese zenginlik derdi. Tecrübe bunun imkansız olduğunu kanıtladı. Biz ise herkese eşitlik ve herkese yoksulluk diyoruz.
Sayfa 87 - Musollini, Kronik Yayınları
912 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ahmet Cevdet Paşa'nın yazdığı kitabı yayınlarken Ahmet Cevdet Paşa'nın kim olduğu bilgisini de -derin bir şekilde- veren bu kaynak kitabının başlangıcıyda oldukça güzeldi. Ahmet Cevdet kendi deyimiyle 27 Mart 1823'te dünyaya gelmiş, ismi Ahmet olup Cevdet mahlasını İstanbul'da eğitim görürken Şair Süleyman Fehim Efendi'den almıştır. Devrin en
Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt)
Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (2 Cilt)Ahmed Cevdet Paşa · İlgi Kültür Yayınları · 201163 okunma
535 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Jack adındaki bu yapıt her gün gördüğümüz 'Başarısızları' anlatan nadir güzel kitaplardandır. Zavallı Jack.. Ufacık, sarışın, melek gibi bir çocuk. Geldiği nokta ise fabrikada asit soluya soluya üçüncü dereceden verem olmuş zavallı bir adam. 10 yaşındaki masum çocuk bu hale nasıl mı geldi? Ah, tabiki de bu başarısızlar yüzünden. Bu tarz insanlar herşeyi bildiğini iddia edip, en yüce fikrin kendisine ait olduğu sanıp, bu fikirlerini insanlara kabul ettirme çabası içinde olurlar. Hayatta gerçekleştirebildikleri hiçbir somutsal mücadeleleri yoktur. Yine de herşeyi yönetmekten geri kalmazlar. D'Argenton da bunlardan birisi. Annesinin yeni dostu. Öyle şahsiyetsiz bir adam ki satırlarda gördüğünüz an yumruklayasınız geliyor. D'Argenton bir şair ve ruhani bir savaş verdiği iddia ediyor. Jack'e sürekli hayat bir roman değildir gibi aptal saptal cümleler kuruyor. Jack'in 10 yaşından itibaren sefaletin, çilenin, ruhani çöküntünün içine iten adam. Ufacık çocuk demir mi dövmüyor, ateşcilik mi yapmıyor, ne ararsanız var ve bu olay zinciri onun veremine kadar yol açıyor. Ah, işportacı Belisaire. Şapkalar, şapkalar, şapkalar diye mahallelerde şapka satan adam. Koca yürekli, masum ve büyük adam. Günlük 3 frank da kazansa kocaman yüreģi vardı. Jack son kez dönüp baktığında onun yanında duran sapasağlam Belisaire'yi görüyordu. Alphonse Daudet zenginlik içerisindeki insanları ne kadar gaddar, bencil yansıttıysa ve onlara başarısız damgası vurduysa da işportacımız bunun tam zıttı bir karakterdi. Daudet adına güzel bir yapıttı.
Jack
JackAlphonse Daudet · Altın Kitaplar · 197251 okunma
819 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.