Aysun Kayacı'nın sosyoloji dünyasını çatlatan meşhur tespitini pek çoğunuz bilirsiniz;
"Ben vergi veriyorum niye vergisini vermeyen, 'dağdaki çoban'la benim oyum eşit mesela. Niye? Hiç vergisini vermeyen biriyle niye benim oyum eşit. O benim kadar duyarlı benim kadar sorumluluk sahibi bir şekilde yaklaşıyor mu acaba"
'BEN VERGİMİ
"Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Aşk hariç!"
Sevgili Galip,
Senin hikâyeni yazmak iğneyle kuyu kazmak kadar zordu, ancak seni anlamak ondan bile daha zordu. Kaleme alındığından beri hakkında bir sürü şey yazıldı çizildi, pek çok akademik çalışmaya ilham oldun, seni sevenlerimiz de oldu, senden nefret edenlerimiz de. Seni büyük
Taş Sektirme Ustası kitabı üzerine yazılan incelemeleri okurken fark ettim ki, taş üzerine söylenmiş ne kadar atasözü ve deyimimiz varmış. Oysa sıradan bir taş ama marifet bakmakta değil görebilmekte derler ya işte, yazar görmüş taştaki kerameti ve deyim
Küçücük bir umut olsun istersin
Hani gelecekmiş diye
Tekrardan sımsıkı saracakmış diye
Ellerini yine tutacakmış diye
Öylece bir köşede bir umutla beklersin
Sevemezsin artık başkasını
Tutamazsın onsuz başka eli
Bakamazsın aşkla başka kimseye öyle
Yazamazsın başkasına içten böyle
Gözünden düşen yaş olmaz eller söyle
Ben seninle olan her şeyi özlüyorum
Senin sevdiğin her şeyi seviyorum
Bana kattığın mutluluğu istiyorum
Her yerde karşıma çıkan seni anımsatan
Şehrini memleketini seviyorum…
O kadar doluyum ki
Bir o kadar da eksik şimdi…
(ÖNER AKÇA)
O ara biz yine Mehmet ile yüz yüze gelip bu iş nasıl olacak diye bakarken gün batımına yakın üç kavanoz reçel, iki metre de don lastiği satabilmiştik sadece. O ara nasıl olduysa böyle hava bozmaya başladı. Pazarı böyle bir ince rüzgar aldı ama o ince rüzgar böyle bir anda fırtınaya mı döndü artık böyle herkes bir telaş. Neyse o an işte herkes
> Merhaba, bilmem farkında mısın? Ama bugün seninle yollarımız yine kesişti ve sen benim bir incelememi daha okuyacaksın. Ama maalesef üzülerek ifade etmem gerekir ki, bugün bu incelemem pek keyif verici geçmeyecek gibi görünüyor. Konu başlığından da anladığın gibi, bugün burada konumuz Zezé! Evet, evet o masum, kendi halinde, iç dünyasında
"Hayatım süresince boyum kadar kitap yazdım ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup -onun zaten boyu kısaydı- diyebilirler."
Etkinlik gibi etkinlik değil mi ama! Herkes Aziz Nesin okuyor, biraz daha iyi tanıyacaklar O'nu ve ideolojisini. Çoğumuz O'na Aziz Nesin deriz, iyi bilenler ise Bahri Filefil, Berdi Birdirbir, Fettane Şatifil,
Birazdan bir kadın gelip karşımdaki sandalyeye oturacak ve ben ona aşık olacağım. Daha önce hiç görmediğim, adını bile bilmediğim bir kadına hem de. Kadını tanımıyorum ama kendimi tanıyorum çünkü. Hayatım boyunca hep böyle oldu. Okulda, mahallede ve meslek hayatımda tanıdığım her kadına aşık oldum ben. Hep sevdim, sevildiğimi hiç bilmiyorum.
Leylim Leylim 'i yıllar önce büyük bir heyecan ve hevesle edinmeme ve uzun süre başucu kitabı yapıp yanımdan ayırmamama rağmen bugüne kadar kapağını açamamıştım. O yoğun duygu durumuna inanmaya cesaretim olmayışından olsa gerek.
Leylim Leylim Ahmed Arif' in Leyla Erbil'e 1954-1959 yılları arası ve 1977 de yazdığı son bir mektubu içerir. Bundan
“Geçen sabah senin üzüntülü olduğunu söylediler. Dokunsalar ağlayacakmışsın. Dokunmamışlar. Yine de ağlamışsın.”,
Sevgili Dost ,
Dostun gözünden akan bir damla yaşın yeryüzündeki bütün gölleri tuz gölü yaptığını bilmezmiş gibi.!
"Sevgili asker ağabilerim,
Siz olmasaydınız yurdumuzu kim kurtaracaktı. Sizin sayenizde yurdumuz güvende. İyi ki varsınız. Sizler oldukça bizler de buradayız. Sizlerin emekleri sayesinde bizler de varız. Siz olmasaydınız biz ne yapacaktık? Biz size büyüyünce yemek, giysi, mermi ve silah taşıyacağız. Sizin sayenizde biz de mutluyuz. İyi ki
" Irkçılık ideolojik bir düşünce değil ,
Aksine psikolojik bir hastalıktır. "
Malcom X,
1960 yılında yayınlanan Harper Lee tarafından yazılmış, 1961'de Pulitzer Ödülü kazandıran, klasik bir kitap olan Bülbülü Öldürmek, Harper Lee’nin hayatı boyunca yazdığı iki kitaptan ilkidir.
Bülbülü Öldürmek kitabında ırkçılık, eşitsizlik ve
Eser Abdulkâdir Geylânî hazretlerinin sohbetlerinden, nasihatlerinden oluşuyor. Derece derece insanın içinden alacağı, kendine giydirecegi hasletler, dersler mevcut..
Avama ayrı, havâsa ayrı bir sesleniş..
Herkesin her bir ruhun alacağı ortak şekil özetle şöyle anlatılıyor:
Nefsinin kölesi olma; Allah'a asi olarak da nefsine zulmetme.
Rabbinin