Lou Andreas-Salomé-Feniçka
5/5
Feminist yazar Lou bu kitabındı da, kadını ön plana çıkarmış. Genç kızımızı Feniçkanı psikolog Max Wener”in gözünden anlatılıyor. Feniçkadan etkilenen bu genç psikolog ilk tanışmalarından sonra tesadüfen yeniden bir düğünde karşılaşırlar, Rusyada. Fakat bu karşılaşma çok başka olur. Biri biriyle çok yakınlaşam bu iki arkadaş, biri birinin sırlarına hakim olmaya başlarlar. Hatta öyle bir an gelir ki, bu genç adam kızdan etkilenip, ona aşık olduğunu düşünür. Nişanlı olduğu halde.
Kitabı okurken Feniçkayla sadece gurur duydum ve mutlu oldum. O zamanda bile dimdik duran, kendi ruhunu, haklarını, özgürlüğünü savunun kadınlar varmış. Feniçka için en önemli şey özgürlüğüydü hatta bunuj için belkide hayatında asla bir daha bulamayacağına emin olduğu duygudan bile vazgeçer. Bununsa tek şahidi bir daha asla belki hayatında görmeyeceği Max şahit olur.
Kitabın başlarında Max çok ama çok kızdırdı beni... Onu gözünde kadın kendini okumaya adayamazmış, bu erkek işiymiş.. Fakat unutulan bir şey var. Feniçka her kesten farklıydı ve bunu da okuduklarına borçluydu. Durmadan dikkatini çeken bu kadının aslında her kesten ayıran özelliğinin okuyup, kendini geliştirmesi olmuştur. Ah, Feniçka hep kalbimdesin!!!
İyi okumalar, kitapla kalın güzel insanlar!