"İnsan bir halka ait olabilir, ama halk çıldırmışsa onunla birlikte çıldırması gerekmiyor. "
Mutlaka okunulması gereken bir kitap, bitirir bititirmez başa dönüp tekrar okumak istedim.
Çok sevdiğim yazarlardan biridir Stefan Zweig Kitaplarını büyük bir zevkle okuyup bitiyorum.
Kitap hakkında yorum yapacak olursam;
Ferdinand' ın mecburen yapmak zorunda olduğu vatan görevi ve kendi tercihleri arasında kalan çaresizliği anlatıyor.
Mecburiyet duygusunun Ferdinand üzerindeki pisikolajik baskı, ruhsal çöküşü.
Ve karısının çaresizliği...
Şiddetle tavsiye ediyorum.
Sevgi ve saygıyla...
MecburiyetStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201961,6bin okunma
Yorulmuşsundur. Bazen boş gün yaratırsın kendine. Bugünkü boş günden hoş bir şey çıktı. Bu başıboşluğa ortak edecek birilerini de buldum. Bakınız, aşağıda:)
(Kiminizden bahsetmeyi unutmuş olabilirim, yazım yanlışı yapmış olabilirim; dedim ya boş günüm. Hoş görün.😊)
Ece Temelkuran’ın BU DA GEÇER’inden rastgele, şansınıza
Ne okuduk, ne hissettik ,hangi duyguları kağıtlara döktük ya da artık "klavyelere"mi demeli bilmiyorum ...
AZİZ Nesin #55664892 etkinlik
Alıntı. .
Ileti. .
Incelemeler ..
Buraya ..
Ahlak anlayışını edebi kurgu içinde ele alan Tolstoy'un okuduğum en iyi öykü kitaplarından birine imza atmış olduğunu söyleyebilirim.
Rus edebiyatının en iyi ismi olmakla kalmayıp kitaplarının popülerliğini ülkemizde de koruyor olması, beğenilmesinden değil, Oğuz Atay gibi popüler kültürün de bir kurbanı olduğunu rahatça söylemek mümkün.
Kapakta yer alan aile fotoğrafına bakmaktan kitaba giriş yapamazsınız, öyle güzel.
Sabahattin Ali o kadar ince ruhlu bir adam ki anlatamam. Mektuplardaki uslubu, ince düşüncesi, okunduğu zaman bazı sayfalarda duygulanmamak elde değil.
Aslında kitabı başta okumak istemedim.
Sonuçta Sabahattin Ali'nin, eşine ve kızına yazdığı özel mektuplar, duygular, düşünceler, kısaca mahremiyeti..
Kitabı elime aldığım an tereddüt içerisinde kaldım. Okusam mı? Okumasam mı? diye.
Çok sevdiğim Sabahattin Ali'yi daha da yakından tanımak için okumayı seçtim
İyiki de okudum, muazzam bir kitap...
Sevgi ve saygıyla.. :))
Öhö öhöö, bilirkişi raporu:))
Sosyal medya üzerinden dönen tüm ilişkilere(iş, arkadaşlık, aşk vb.) oldukça mesafeliyim ve büyük oranda olumsuz payda bırakıyorum.(çünkü suni ortamda olan her şey bir nevi sunidir)
FAKAT 1k'nın bu anlamda özel ve farklı bir analiz sunduğuna inanıyorum...
Zira bir kişinin 1K profilini detaylı şekilde mercek
Burada çok güzel hanım hanımcık kız kardeşlerim var.
Burada beyefendi kardeşlerim de var.
Ama en kötüsü bunlar beraber değiller. Yani evlenmek istemiyorlar. Birbirlerine bir şans tanıyıp en azından tanışalım ve Allah için evlenelim de şu kitaplarda okuduğumuz İslâm nesli için cihad edelim demiyorlar. Ulan artistler siz bu kitapları edebiyat olsun diye mi okuyorsunuz? Mescidi Aksa'ya içiniz yanarken buraya asker yetiştirip burayı fethedecek askerin dağda taştan mı yetişecek sanıyorsunuz? Yok yani okuyan, şuurlu müslümanı instagramdan mı bulmayı düşünüyorsunuz? Hayır yani zaten memlekette yüz kişi okuyorsa 80i burada iken neyi bekliyorsunuz? Birbirinize abi, abla samimiyetsizliğini bırakıp tanışmak ve evlilik gibi bir yola girmeyi ve bizim göğsümüzü kabartacak nesli ne zamana düşünüyorsunuz? Pardon da sizin böyle bir derdiniz var Mob
Yaa insanlar tuhaf ya da ben anlamadım. Bir kaç kere denk geldim burda bu sabah şu yakınımi kaybettim, az önce bilmem kimim vefat etti dualarınızı yollar mısınız, dualarınıza talibim gibi...
Hayır, ya siz acı ne bilmiyorsunuz ya da çok zavallısınız çünkü bunun tek bir açıklaması olabilir ilgiye açsınız.
Arkadaşım o anda koşa kosa buraya gelip onu yazmak nasıl aklına geliyor bu nasıl bir kafa nasıl bir ruh hali, gerçekten ne yiyip içiyorsunuz siz?!
On gün gecer bir ay gecer o şok atlatılır bir an yazmak paylaşmak istersin anlarım da daha mefta morgda ebedi mekanına intikal etmemiş garibimin belki en deger verdigi kişi sosyal medyada dua dileniyor. Saçmasınız üzgünüm...
Facebook da paylaşirlardı hadi bahaneleri eş dost duysun bilsindi burda da dualara talip olmak.
Ne biliyorsun belki iletinj okuyan ölüne dirine küfrü basıp sana da ettim duamı Allah kabul etsin diyor...
Hiçbir şeye layık duymadıgınız saygınızı bari kendi ölülerinize gösterin...
Yanlış anlaşilmak umurumda değil sacma sapan insanlardan gerçekten fenalık geldi artık.
Sevgi ve en önemlisi saygıyla kalın 🙂
Denizli'li amcamızın dediği gibi "çok tepkiliyim"
Okuduğum tam olarak neydi ? Masal mı, kişisel gelişim klavuzu mu yoksa "Hayal kırıklığı mıydı?"
Evet, çok popüler olan bu kitap "hayal kırıklığı" intibası bıraktığı üzerimde. Hoş, popülaritenin bir ölçütü olmadığı için bazen duvara toslamak da mümkün.
Bilmiyorum, bazen hayretler içerisinde kalıyorum elime gelen kitabın o an ‘’okumazsam olmaz’’ hissine kapılma durumuna.. Hüzünle dolu dünyamda, insanlarla konuşmak istemeyiş zamanımda kapı aralığından sessizce girip yanımda olmak isteyişi gibi oldu bu kitap benim için. Sevgili dost yanındayım, şimdi seninle manevi lezzete doğru uçacağız hazır
"İnsanın zihni neyle meşgulse rüyasında onu görür. Hele içiniz rahat olmadı mı, gerçeğe ne kadar da uyar rüyalarımız!"
— Dostoyevski
Sevgi ve saygıyla.. 🥀
Kızılderililerin Şeref Yasaları;
1 – Dua etmek için güneşle birlikte kalk. Tek başına dua et, sık sık dua et. Büyük Ruh dinler..
2 – Yollarında kaybolmuş olanlara karşı anlayışlı ol. Cehalet, kibir, öfke, kıskançlık ve açgözlülük, kayıp bir ruhtan kaynaklanır. Rehberlik bulmaları için dua et.
3 – Kendini, kendi kendine araştır, keşfet.
Ahmet Say, kimilerimizin gayet yakından bilip, takip ettiği, birçoğumuzun ise henüz tanışmadığı, pek aşina olmadığımız bir isim ki ben ikinci kategoriye giriyorum. Ve bunun ayıbını tüm kalbimle kabulleniyorum.
"Ağaçlar Çiçekteydi", Ahmet Say'ın otobiyografik ve anı düzleminde kaleme aldığı ancak bunlara paralel olarak dönemin politik,
Thomas Bernhard'ın okuduğum 4. kitabı oldu. Eski Ustalar isimli bu kitabını okurken bir kez daha Bernhard'ın zihnindeydim ve bu sefer hiç acele etmedim, kendimi tamamen onun çılgın düşüncelerine teslim ettim. Açıkçası şu ana kadar okuduğum en nefret dolu, en öfke dolu, en siyasi ve dolayısıyla en rahatsız edici kitabıydı. Çünkü Bernhard'ın