Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.35
Sevdiğim tarz romanlar hakkında bilgi sahibi olan birkaç arkadaşımın önerisiydi Sezgin Kaymaz, hep önyargı ile yaklaştım, bugüne kadar başlamadım. Eğer iyi bir yazar olsaydı duymam gerekirdi diye kendime iltifat ettim. Ancak bu önerilerin sayısı bir elin parmağını geçince artık pes ettim ve son kitaplarından biri olan Bakele'yi edindim. Hikayeler vardı. Tüm hikayeler 2-3 sayfaydı. Hikayede genelde karakterlerin derinine inilemiyor, özellikle 2 sayfalık hikayede bir karakteri tanımak imkansız. Bu pek iyi olmadı diye düşünürken, bir de baktım ki bir günde kitap bitmiş, karakterler akılda kalmış ve sanki yan odadan sesleniyormuş hissi oluştu.
Özellikle kitapta karakterin isimlerinin aynı olması ve özelliklerin benzer olması hikayeye daha çabuk adapte edebiliyor. Güzel düşünülmüş bir ayrıntı.
Hikayeler ise gittikçe güzelleşti, değişik hikayeler bulamadım ama anlatım tarzı herşeye değerdi.
Sezgin Kaymaz kitaplarını okumaya devam edeceğim,
Benden rahatlıkla geçer not aldı : )
331 syf.
8/10 puan verdi
Uzun Harmanlarda Bir Davetsiz Misafir'den sonra arzu ettigim tadi alamiyorum; ama inatla okumaya devam ediyorum. Cunku hem merak ediyorum hem yazari seviyorum.
İlk defa bir Sezgin Kaymaz kitabını keyfsiz okudum diyebilirim. Diğer kitaplardaki o okuma keyfi ve anlatımın akıcılığını bulamadım bu kitapta. Belki de konusu gereği biraz aykırı olarak değerlendirilecek bir kurgusu olduğu için bilemiyorum ama keşke hiç baslamasaydım dedirtti. Cennette geçen kurgusu dört büyük melek, iblis ve Adem'in yaratılışını biraz fantastik biraz da yazar kendine has üslup ile birleştirince açıkçası kitap tiye alıyor izlenimi uyandırdı bende. Rahatsız olduğumu belirtmeliyim. Neyse ki yazarın hemen hemen tüm kitaplarını okuyup, sahip olan biri olarak yine de yazarı okumaya devam edeceğim tabi ki. Kitap ilgilenen okurlara tavsiye edilir.
Sezgin Kaymaz - Farfara... Sezgin Kaymaz okumaya bir devam kitabıyla başlamak elbette bir talihsizlikti... Sezgin Kaymaz kimdir?
Çok ciddi bir okur sayısına sahiptir. Özgündür. Üslubu olan bir yazardır. Mizah yazmayı becerir ki bence çok zor bir iştir. Sezgin Kaymaz, edebiyatına yakından bakılmayı hak eden bir romancımızdır.
Farfara özelinde konuşacak olursak, Lucky isimli bir dobermanın (hamile) zehirlenmesiyle başlıyor her şey... Bir devam kitabı olduğundan romanda anlatılan karakterler ve ilişkiler hazır geliyor. Devam romanına benim gibi (sazan) ortasından başlayan okur için zorluk gibi görünse de kurgu, dil ve mizah okuyucuyu ayakta tutuyor, romanı da kotarıyor. Öyle aman aman bir kurgusu var mı, yok. Karamizaha biraz Ankara katılmış Fakat okutuyor kendini. Az şey mi?
Kitap bitince şunu söyleme ihtiyacı duydum, "Yavru köpek mi alsak acaba." Ha bu arada geç oldu ama kitabın yazar biyografisi şahane olmuş. Okumadan geçmeyin.
İnsanları bebek yapmaya özendirmek için eş, dost, akraba elbirliği eder ya Sezgin Kaymaz da on dört baş hayvanata baktığından mı nedir (evde) okuyucuyu köpek sevmeye özendirmiş Tüm güzelliklerine rağmen Sezgin Kaymaz okumaya bu kitapla başlamamalı. Sezgin Kaymaz gediklileri hangi kitaplarını sevdiniz bir yazın, biz de bilelim. İyi pazarlar, iyi okumalar...
Sezgin Kaymaz okumaya devam.
Acılarla yoğrulan ve bambaşka insanlara dönüşen zalim, mazlum, hırçın, sevecen, kaba saba, kırılgan bir dolu insanın hikayesi. Acıtan, insanı kırıp döken, yahu bu kadarda olmaz denilecek zulümleri -maalesef hakikatleri- anlatan beri yandan katıksız sevginin ve şefkatin adeta canlanıp avuçlarınızdan gözlerinize aktığı oradan da küçük damlalar halinde tekrar avuçlarınıza döküldüğü alışılmamış bir roman.
Victor Frankl’ın meşhur eserinde söylediği “Yoldaşlarımızdan bazılarının domuz gibi, bazılarının da aziz gibi davrandıklarına tanık olduk” sözü can buluyor bu kitapta.
Her bünyenin kaldıramayacağı (18 yaşından küçükler kesinlikle okumamalı) hem güldüren hem de üzen, inanılmaz bir şölen.
Sezgin Kaymaz, ne zamandır okumayı düşündüğüm yazarlardan biriydi. Kitaplarını inceleyince en çok "Kün"ün sevildiğini gördüm. Ben de ilk bu kitaptan başlamak istedim.
Kitabı elime alınca başlarda bir türlü motive olamadım. Biraz düşününce acaba dedim kitap hep böyle mi devam edecek? Hani bazı yazarların kendilerine has özel tarzı vardır
616 syf.
10/10 puan verdi
Uzun olduğuna bakmadan hemen başlanmalı diyebileceğim kitaplardan birisi. Daha ilk sayfadan hikâyeye öyle bağlanıyorsunuz ki sanki Melek Hanım sizin salonunuzda oturuyor bir de tatliş köpüşünüz var. İç içe geçen hayatlar, fantastik ögeler, kızgın ve kırgın bir çocuğun bedenen büyüse de içten içe o çocuk olarak kalması… Ne ararsak var bu kitapta. Herkesi anlıyor, herkese hak veriyorsunuz bu da insanoğlunun adalet duygusunu sorgulatıyor. Acaba kimin haklı olduğu konusunda düşündüğümüzden daha mı aceleciyiz? Bilmem, Tayfun’a sormak lazım…
Kitapta beni en çok etkileyen şeylerden birisi Kerem karakterinin yetimhanedeki günleriydi. Kötü bir şey beklemeyin buradan ama öyle mantıklı, öyle güzel çıkarımlar sundu ki mest etti bizi.
Sitelerde ‘’ters köşe yapan filmler’’ listeleri gibi bir sonla da bize göz kırpıyor yazar. Teşekkürler Sezgin abi, bir çayını içmek isteriz.
Dipnot: Cahille sohbeti kestik malum ama söylemek gerek ‘’Geber Anne’’ diye isim olmaz, basit dili var falan diyenler ‘’İngiliz Casusun İtirafları’’ minvalinde kitaplar okumaya devam ederlerse sorun kalmayacaktır. Herkes her şeyi okuyup anlayacak diye bir şey yok. Bu memlekete ‘’Aşko reenkarnasyon ne demek navigasyon gibi mi?’’ diyecek kişiler de lazım…
Merhaba dostlar
Çok severek okuduğum Sezgin Kaymaz'la tanışma kitabım olan Geber Anne'yi ne zamandır ikinci kez okumak istiyordum. Nihayet fırsat yaratabildim. Tarih atmamışım ama en az yirmi yıl olmuştur okuyalı.
Öncelikle şunu söylemek isterim; kitabı okuyan bazı dostların olumsuz izlenimlerini gördükçe, ikinci kez okuduğumda farklı mı
328 syf.
·
Puan vermedi
Uzunharmanlar bir mahalle ve oldukça davetkar bir albenisi olduğunu kabul etmek gerekiyor. Okuru saran mekanın o nostaljik nüanslarının içinde kaybolmak mümkün. Karakterlerin ana hikayeye sıcak girişleri okur için memnuniyet verici başka bir sebep... Ve merak hiç durmaksızın son satıra kadar okurun aklını tırmalamaya devam eder tarzda... Daha ne olsun... Bir kitabın sayfalarını çevirmek için yeterli tüm sebepleri sunan okunduğuna pişman etmeyecek harika bir eser... Daha fazla Sezgin Kaymaz okumaya ikna oldum.
#SezginKaymazKulliyatı~~~
Sezgin Kaymaz dan okuduğum 3.kitap olan ~Geber Anne~ kitabı olup, daha öncekiler hikayeleri idi çok da sevdiğim söylenemez ama o zamanlarda hikaye okumayı hiç sevmezdim şimdi okusam belki düşüncem değişebilir zira hikaye okuma durumum bu sürede değişti, en azından hikaye okumaya başladığımdaki önyargım yok artık sevmem diye :-)))))
Melek Anne
Sezgin Kaymaz ️
Yaklaşık 10 yıl önce Kün kitabı ile tanıştığım yazarla arama uzun bir zaman girdi. Geçen ay başladım yeniden okumaya
Bir nevi otobiyografi olarak yazılmış kısa öykülerden oluşan kitaplarini Ben Yusuf, Bugün Bize Kim Geldi, Bakele, sırası ile okumak daha güzel olabilir ️
İçimizden hikayeler, yazarın samimi kalemi ile sanki yanımda konuşuyormuş gibi sıcak bir anlatiya dönüşmüş. Yazarın tarzına alışmak için okumaya oykulerden başlamak doğru olur.
Artık romanlarına devam edebilirim.
Kısa gündüren düşündüren hikayeler daha önceki kitabında yani bakele ye yaptığım inceleme dediğim gibi romanları daha çok sevdim kün den sonra beklenti yüksek oluyor diğer eserlerinide okumaya devam edeceğim tavsiye ederim iyi okumalar
Sezgin Kaymaz'ın okuduğum diğer kitapları kadar sevmedim ama bu eserin kötü olmasından değil konunun bende ki anlamından dolayı sevmedim. Konu şeytanın ve ademin cennetten kovulmasını anlatıyor bu kurguya inanmadığım için ve bu kurguyu az çok herkesin bildiği yani sonu bilinen bir kitabın okunması olduğu için beni içine çekemedi, Sezgin Kaymaz'ın diğer eserlerini okumaya devam edeceğim. Kün eseri çok iyi mesela. Size iyi okumalar
Ah sevgili Lucky,
Sezgin Kaymaz’ın konuk olduğu bir podcast dinlemiştim ve yazar ilgimi çekmişti. Yazarın her kitabının adı ve kapağı dikkatimi çekmesine rağmen Lucky en çok gözüme çarpan oldu. Bu yüzden yazarla tanışma kitabım Lucky, ama eminim ki yazarı okumaya zevkle devam edeceğim.
İsviçre’deki bir köpek çiftliğinden getirilen sevgili köpeğimiz Lucky, birden fazla yuvaya sahip olmuştur. Fakat her sahibini güzelce bir araya getirir ve bağlar. Kitapta doğal bir anlatım tarzı var. Şive ve ağız olduğu gibi kitaba aktarılmış. Küfür ve argo da çoğunlukta tabii ki. Bu beni biraz rahatsız etse de kitabı sevmemi etkilemedi.
Lucky’nin düşüncelerine yer verilmesi, onun da konuşturulması benim için özeldi. Bence kitapla daha özel bir bağ kurmamıza sebep oldu.
Kah sinirlendim, kah acıdım; kah güldüm, kah ağladım derken bu güzel kitabı bitirdim. Mutlaka okunmalı.
429 syf.
10/10 puan verdi
Son zamanlarda dinlediğim en ilginç ve en güzel kitaplardan biriydi içindeki hikayeler anlatım dili ki seslendirenin de hakkını vermek gerekiyor Sezgin Kaymaz nasıl bir emek verdiyse kitabı yazmak için Emre Melemez de o denli özen göstermiş seslendirirken
İçinde eşcinsellik ensest sadistlik var ama bunu öyle dile almışki yazar cidden okumaya ve dinlemeye değer bir kitap
Bölüm başlarında Mevlana’dan kısa kısa sözler eklemesi ise cidden kitap’a ayrı bir güzellik katmış
Seriye devam
