Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Servet soygundur. Tahrip etmek, kreatif bir işlemdir. Paylaşmak propagandadır. Delilik özgünlüktür. Dünya fanidir. Sistem, ölümcül riyakarlığını zorbalığı ile örtbas eder. Yumurtadan çıkan, yumurta çıkarır. Geceleyin lunaparklar da yarasalarındır.
" Cesaret sizden vaktinizi ister. Çünkü cesaret her gün kendinizden bir nebze feda edip bir fikri geliştirmeye koyulmaktır, bir meseleye katkı sunmaktır veya bir kurumun büyümesine yardımcı olmaktır. Bu da sistem ister, prensip ister. Demek ki cesaret evvela düşünmek ister."
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
Kundak tabut
'insanlar...' dedim fısıldayarak. 'taşırlar insanları. kundaktayken, tabuttayken. hep taşıyacak birileri olur. bazıları dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşınma sırasının gelecğeini söylediği için, taşırlar insanı...
Sade'ın “sistem'inde ateizm bir dürüstlük teminatıdır.
Siyasetten medet umanlar, bakınız:
Post-totaliter bir sistemde yaşayan insanlar iktidarda bir partinin mi, yoksa birkaç partinin mi olduğu ve bu partilerin kendilerini nasıl tanımladıkları ya da adlandırdıkları sorununun insan gibi yaşamanın mümkün olup olmadığı sorunu yanında zerre kadar önem taşımadığını çok çok iyi bilirler... Daha iyiye doğru hakiki, köklü ve kalıcı bir değişim...artık herhangi bir tikel geleneksel politik kavrayışın...zaferiyle gerçekleştirilemez. Böyle bir değişim, her zaman olduğundan daha fazla, insanların dünyadaki konumlarının, kendileriyle ve başkalarıyla, ve evrenle ilişkilerinin baştan sona yeniden kurulmasıyla mümkündür ancak... Daha iyi bir sistem otomatik olarak daha iyi bir hayat temin etmeyecektir. Aslında, tersi doğrudur; ancak daha iyi bir hayat yaratarak daha iyi bir sistem geliştirilebilir,
Anlamsız problemler, onları yaratan sistem içerisinde çözülemezler. Çelişki içindeki iki benlik barışamaz. İyinin ve kötünün buluştuğu bir nokta olamaz. Sizin yarattığınız benlikler, Benliğiniz olamaz ve Benliğiniz ikiye bölünürse Kendisi olarak kalamaz. Zihin ve beden bir arada var olamaz. İkisini bir araya getirmeye çalışmayın çünkü biri diğerinin gerçekliğini inkar eder. Eğer siz fiziksel bir gerçeklik olduğunuza inanırsanız, zihninizi algılayamazsınız. Çünkü zihniniz fiziksel bir parçanızda barınamaz. Ve eğer siz ruh iseniz, fiziksel algı sizin gerçekliğinizde anlamsız olur.
Sayfa 96
Reklam
Benlik birliği
Ne kadar denerseniz deneyin, hangi yolları kullanırsanız kullanın ve sorunu nerede görürseniz görün gerçek ve illüzyonlar birleşemez. Bunu kabul etmeniz, kurtuluşunuz için gereklidir. Bunu kabul edene kadar, sonsuz bir ‘ulaşamayacağınız hedefler listesinin’ peşinden koşacak, anlamsız bir şekilde zaman ve gayret sarf edecek, umut ve şüphe arasında gidip geleceksiniz. Bu şekilde devam ederseniz çabalarınızın her biri, bir önceki kadar sonuçsuz kalacak ve başarısızlık, bir sonraki için de kesin olacak. Anlamsız problemler, onları yaratan sistem içerisinde çözülemezler. Çelişki içindeki iki benlik barışamaz. İyinin ve kötünün buluştuğu bir nokta olamaz. Benliğiniz olamaz ve Benliğiniz ikiye bölünürse Kendisi olarak kalamaz.
Sayfa 96
Yapısal Kişilik Kuramı
Freud, kişiliğin üç temel birimi olduğunu ifade etmiş ve yapısal kişilik modelini bu birimler ekseninde şekillendirmiştir. İd (Altbenlik) Freud "id" terimini bilinçdışı kavramını sıkıkla kullanan hem meslektaşı hem dostu olan Georg Groddeck tarafından yazılan "Das Buch vom Es" adlı eserinden almıştır. Süper Ego (Üst benlik) Süper ego bireye, ilk çocukluk yıllarında, davranış kurallarının, içerisinde ödüllerin ve zararların sindirildiği bir sistem yoluyla ebeveyn tarafındnan öğretilmesiyle gelişen ve toplumsal değerler sisteminin, doğru ve yanlış kavramlarının kaynağını teşvik eden bir yapıdır. Ego (benlik) Ego'nun temel işlevi id'i gerçeklekle tanıştırmaktır. Bir başka deyişle insanın dış dünya ile uyum içersinde yaşamasını sağlamaktır.
Hiçbir şeyin bir-birini tutmadığı karmakarışık bir durumda beyin sürekli entegre etmeye, bir sistem kurmaya çalışıyor. ”Bırak bu da karmakarışık kalsın,” diyemiyorsun.
İnsanın sahip olma dürtüsü
"İnsan bir yandan savaşları kınarken diğer yandan da onları üretmiştir. İnsanın binlerce yıllık evrimi sonucu onun varoluşunun kalıtsal bir parçası durumuna gelen ve bugüne değin hiçbir politik sistem uygulamasının gerçek bir çözüm getiremediği sahip olma tutkusu varoldukça savaşlar ve saldırganlık da süregelecektir."
Reklam
" İş güç.Tik tak.İllüzyon vakti. Birkaç yüz insanın daha çok para kazanması için bütün dünyanın köleleştirildiği bir sistem. Meşhur 09-17 saatleri. "
Hiçbir sistem kendi başına İslami ya da gayri-İslami değildir zira bu durum ancak onu oluşturan insanlara bağlıdır.
Her ne kadar farkında olmasan da beynin var olan sistem tarafından adeta esir alınmış durumda. Eğer bir şey yapmazsan, köle beyinli bir yetişkin olarak yetişmen için ne gerekiyorsa ona maruz kalacaksın. Ama sen bir köle olmak için doğmadın.
Sayfa 117Kitabı okudu
Onlu sistem ve faydaları
İlk defa hükümdar Mo-tu'nun devrinde kurulduğu anlaşılan onlu sistem daha sonra büyük bir imparatorluğun kuruluşuna katkı sağlamıştır. Ağır hareketsiz kütle muharebesi usulüne göre yetiştirilmiş ağır teçhizatlı orduların aksi­ne hafif ve hareketli süvarilerden kurulu Hun-bozkır ordusu süratli, ani ve şaşırtıcı hücumlara dayanan dağınık savaş sisteminde birlikler arasındaki iş birliği ancak küçük birliklerin birbirleriyle olan iç bağlantıları ile sağla­nıyordu onlu sistem diğer yandan ordunun kabilevi ayrılıkçı hareketlerden kurtulmasını sağlıyor ve bir devlet bütünü haline getiriyordu. Devletin bü­tün gücünü savaşta ve barışta ortak gayeler etrafında birleştiriyordu. Yani kabileden kurtarıp millet haline gelmeye katkı sağlıyordu. Ayrıca devlet mekanizmasının askeri disiplin içinde çalışmasını temin ediyordu.
Biz qəribə bir dünyada doğuluruq.Uşaqlıqdan valideynlərin,daha sonra yaşadığımız cəmiyyətin şərti reflekslərini qəbul edir və lokal qanunlar və ənənələr ilə tərbiyə alırıq.Tərbiyə bizi cəmiyyətə uyğun,yararlı və heç bir qanunu pozmayan,sözə baxan fərdə çevirmək üçündür.Amma "sözə baxan" insanlar heç vaxt söz sahibi olmur və ömürlərinin sonuna kimi başqalarının dediyi sözlərə baxır və onlara görə hərəkət edir.Məktəb bizi daha da sistemə yararlı edir.Biz artıq nəinki müəllimi dinləyirik,hətta onu təkrarlamalı oluruq.O necə deyibsə elə də cavab verməli,o necə danışıbsa elə də biz mətni danışmalıyıq.Artıq biz sistemin idarə etdiyi və sistemə bizi idarə etməkdə yardımçı şəxslərə çevrilirik.İşə başlayanda isə biz sistemin çarxlarından biri oluruq.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.