Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Freud'a göre insanlık, ilkel devirlerde Oedipus'un günahlarından ortaya çıkan Oedipus kompleksteki temsillerle ilgili bir tecrübe yaşamıştır ve bu tecrübe evrenselleşerek sonraki devirlere din dahil belirli kurumlar aracığıyla aktarılmıştır. Freud'un Oedipus trajedisinden yola çıkarak Oedipus kompleks teorisini her insan için evrenselleştirmesi ve ilkel dinlerdeki tabuları tüm dinlerde var kabul etmesi aşırı genelleştirme mantık hatası oluşturmaktadır. Ayrıca Freud dinlerin kökeninin totemizm olduğu konusunda yeterince veriye ulaşmadan karar verdiği için de hemen sonuca varma (hasty concluston) mantık hatası yapmaktadır. Hemen sonuca varma mantık hatası mutlakçı bir perspektife sahip olan bir kişinin yapacağı mantık hatalarındandır. Yani perspektif hatalarından mutlakçık mantık hatasını yapan bir kişinin prosedür hatalarından hemen sonuca varma mantık hatasını yapma olasılığı yüksektir. Mutlakçı ve ön yargılı bir bakış açısı delillere başvurmaksızın sonuca ulaşmayı isteyecektir. Hemen sonuca varma mantık hatası, yeterli kanıt olmaksızın hızlıca bir sonuca varmaya dayalı bir mantık hatasıdır. Burada ulaşılan sonuç henüz olgunlaşmamış bir yargıdır. Hemen sonuca varma mantık hatası insanlar zihinsel disiplinden yoksun oldukları için sıklıkla yapılmaktadır. Sorgulamadan uzak yaşayan kişiler akıllarına ilk gelen yargıyı doğru kabul ederek ve diğer ihtimalleri düşünmeyerek bu hataya düşerler.
Sayfa 126Kitabı okudu
"Delilik, her seferinde aynı şeyi yapıp farklı bir sonuç beklemektir."
Reklam
Sonuç nasıl olur bilemem ama onunla ya da onsuz, mutlaka iyi olacağım
Geriye dönüp başlangıç noktanızı değiştiremezsiniz ama olduğunuz yerden başlayıp sonuç noktanızı değiştirebilirsiniz. C. S. Lewis
Sonuç olarak, iyileşmek içimizle bağlantılı bir iştir.
Hayat kurali No 31 Sağlık olduğunda her şey bir zevk kaynağıdır. Bu nedenle sağlıklı bir dilenci, hasta bir kraldan daha mutludur. Şu halde insanların birbirlerine başka şeyler yerine her daim sağlık durumlarını sormaları ve esenlik dilemeleri, sebepsiz değildir. Zira mutluluğun onda dokuzu budur. Sonuç olarak aptallıkların en büyüğü, sağlığını feda etmektir, her ne için olursa olsun: İş için, eğitim için, şöhret için, terfi için, şehvet ve anlık zevkler için. Tersine: Ne var ne yoksa, her zaman sağlığın ardından gelmelidir.
Reklam
Osmanlı İmparatorluğu modern Avrupa devletlerine göre geri kalmaya başlayıp "Avrupa'nın hasta adamı" haline gelince ötekiler, Türk ve en önce Müslüman olmayanlar kendi devletlerini kurma ya da yeniden kurma çabasına giriştiler. Ötekiler –artık gayet iyi bilinen ve tanınan biçimde– daima ötekiler olarak kalmışlardı, çünkü Osmanlı padişahları onları Müslüman ve Türk kimliğine sokmayı asla hedeflememişlerdi Osmanlı iktidarı Virgilius'un Romalılarına "Parcere subiectis et debellare superbos" ifadesiyle seslendiği kesinlikle uzlaşmacı olmayan ama pratik tutumla kendi intikamını alabilirdi Romalılar en azından imparatorluklarının batı bölümünü derinlemesine Romalılaştırmayı başarmışlardı. Oysa Türkler bunu denemediler bile. Bunun nedenleri farklıdır ama temelde dini olanı dikkate alınmalıdır: Romalılar, egemenlikleri altındaki halklar gibi (Yahudiler dışında) kavramsal olarak hafif ve kucaklayıcı olan ama pratik ve siyasi düzlemde karmaşık ve baskın bir dine sahiptiler; semavi dinlerse tarih içinde son derece güçlü dışlayıcı kimlikler yaratmak konusunda kusursuz olduklarını ortaya koydular. Sonuç olarak, Osmanlı iktidarı bütünleşmeyi değil, birlikte yaşamayı hedeflemiş ve uygulamıştı. Gene de şunu ekleyebiliriz: Öz kimliklerin güvende olması sayesinde farklı topluluklar –gündelik hayatta, geleneklerde, törensel uygulamalara katılımda– kaynaşma konusunda sayısız örnek sergileyebilmişlerdi.
Sayfa 22 - Turkuvaz KitapçılıkKitabı okuyor
Geriye dönüp başlangıç noktanızı değiştiremezsiniz ama olduğunuz yerden başlayıp sonuç noktanızı değiştirebilirsiniz.
C. S. Lewis
C. S. Lewis
Eğer iyiliğin bir nedeni varsa, o artık iyilik değildir; eğer iyiliğin bir sonucu, yani ödülü varsa yine iyilik değildir. Demek ki iyilik, neden ve sonuç zincirinin dışındadır.
Sayfa 1035 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 29. BasımKitabı okudu
Sonuç olarak, servet iktidarı gelişmiş, fakat bu iktidarı kontrol edecek ahlaki ve toplumsal yaptırımlar henüz geliştirilmemiştir. Plütokrasi, iktidarın servete bağlı olduğu, insanın satın alabildiği her şeye sahip olabildiği, bedelini ödemeyenlerin haklarının, çıkarlarının ve duygularının yok savıldığı bir sivil örgütlenme olur.
Reklam
Haziran 2005, Journal of Epidemiyology and Community Health dergisinde yayınlanan bir makalede, Araştırmacıların 665 kişiyi tam 20 yıl boyunca süt içme ve diğer alışkanlıkları açısından günlük takibe aldıklarını, katılanların her 5 yılda bir tam sağlık kontrolünden geçirilerek EKG ve diğer lab- oratuar tetkiklerinin yapıldığını. Bir grup tam yağlı süt içerken kontrol grubundaki diğer kişilerin ise yarım yağlı veya tam yağsız süt içtiklerini, çalışmanın sonucunda 'tam yağlı süt içenlerdeki kalp damar hastalığı ve felç geçirme oranının 'az yağlı veya yağsız süt içenlere göre DAHA DÜŞÜK olduğu görülüyor. Yani bugüne kadar bize öğretilenlerin tam tersi bir sonuç çıkıyor. Araştırmacılara göre 'Tam yağlı sütün zararlı olduğu görüşünün yeniden Lartışılması ve yağlı sütün diyetimiz içinde layık olduğu yeri alması için çalışılması' gerekmektedir." ifadeleri ile konunun önemi vurgulanmıştır.
Herkesin etik anlayışı var sonuç olarak ama ben anlayışsızları anlayamıyorum.
517 syf.
9/10 puan verdi
Zenginlik Bilgidedir: Martin Eden'ın Öğrendikleri
Giriş Jack London'ın yarı-otobiyografik romanı Martin Eden, 20. yüzyılın başlarındaki Amerika'da geçen ve sınıf, eğitim ve entelektüel arayış gibi karmaşık temaları işleyen sürükleyici bir eserdir. Hikayemizin merkezinde, denizcilik geçmişi olan ve entelektüel açıdan cahil bir genç adam olan Martin Eden yer alıyor. Analiz Martin,
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,9bin okunma
.... LİBERAL AHLAKIN ELEŞTİRİSİ Liberalizm, en genel tanımıyla: bireyselliği, kişisel özgürlükleri, serbest alım-satımı destekleyen, devlet otoritesini olabildiğince azaltan, bireysel tatmin ve karı olabildiğince arttırmayı hedefleyen felsefi düşünce akımıdır. Sadece felsefi görüş demekten hoşlanmıyorum aslında. Liberal düşünce siyasi ve ekonomi
Sadece bir söz değil!
Fransa, antlaşma görüşmelerinin ortasında bu antlaşmanın yeni tartışmalar yaratacağını ve başka bir belirgin sonuç sağlayamayacağını belirtti. Bu, Türk delegasyonunun Şubat 1923'te toplantıyı terk etme nedenidir. Curzon isteklerini "Trenim akşam altıda kalkıyor, ya evet ya hayır" gibi kaba bir başöğretmen edasıyla ortaya koymuştu. Hatta bir ara Curzon, Mondros'ta Türklerin Birinci Harp'e girerken kaldırdıkları kapitülasyonları İtilaf Devletleri'nin lehine çözüm için vaatte bulunmalarından söz ettiğinde, Paşa'nın cevabı "Biz buraya Mudanya'dan geldik" oldu.
Sayfa 162 - KronikKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.