Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Semâvâtın kapılarını açarlar Âlemlere rahmet suyu saçarlar Seherde kalkana hülle biçerler Uyan ey gözlerim, gafletten uyan Uyan, uykusu çok gözlerim, uyan SULTAN III. Murat
Sayfa 197Kitabı okudu
Atatürk'ün altını çizdiği satırlar.
Bu cüzam, mevkilerin para ile satın alınabilirliği, daha önce Kanuni Sultan Süleyman hükümdarlığında da vardı; fakat yüksek dereceli memurlarını, bulundukları makamı kendisinden satın almaya zorlayarak yolsuzluk örneğini veren ilk kişi olan III. Murat'ın (1574) tahta çıkışıyla ayyuka çıkmıştır. Böylelikle, devletin en gelişmiş bölgeleri bahşiş hastalığına yakalanmıştır; bu cüzam Türk halkını her zamankinden daha fazla kemirmektedir ve büyük Frederick'in de bahsettiği gibi Türklere para için peygamberlerini bile sattırabilir.
Sayfa 36 - cilt XVI.Kitabı okuyor
Reklam
Çar IV. İvan mektubunda Sultan II. Selim'e ''Kardeşim'' şeklinde hitap etse ve kendisini onunla bir görse de, Rusya XVI. yüzyılın ortalarında daha hala Kırım hanlarına vergi ödemeye devam ediyordu. Nitekim gerek II. Selim gerekse de III. Murat, IV. İvan'a ''Bütün Rusya'nın Çarı'' diye hitap etmemiş, ona ancak Moskova Kralı demişlerdir.
Ötede 30-40 adamıyla gezen zorba başlar, “harekati padişaha “göz kulak olmakta, istedikleri makamı almakta idiler. Devlet bürolarına girip günlük işleri kontrol edecek kadar işi azıtmışlardı: zorla ulufeleri alıyor, seferde azle uğrayanlara eski görevleri geri veriliyordu. İstanbul o güne kadar böylesi bir kargaşa görmemişti, bunun benzeri bir anarşi ancak III.Ahmet zamanında Patrona Halil ayaklanması sırasında görülecektir (1730). Veziri azam Recep Paşa’nın da hükmü kalmamıştı, anarşiyi önleyemiyordu. Padişahın emriyle Recep Paşa nihayet sarayda Zülüflü baltacıların kemendi ile boğuldu. Kapıda Recep paşayi bekleyen zorba başlar bir hasır üzerinde cesedi önlerine gelince, kaçıştılar. Padişah Tabanı-yassı Mehmet Paşa’yı sadarete getirip zorbaların ortadan kaldırılması emrini verdi. Zorbalar, Recep’in katlinde ortaya çıkmaya cesaret edemediler. Sultan Murat tarihi karşılaşmadan galip çıkmıştı. Kargaşa son bulmuş, padişahlık otoritesi geri gelmişti.
Sayfa 210 - IV.Murat iktidardaKitabı okudu
I.Ahmet dönemi gerçekten Osmanlı tarihinde geçici de olsa bazı ıslahat girişimlerine sahne olmuştur. III.Murat ve III.Mehmet dönemleri devlet düzeninde ve toplumda derin değişimlere sahne olmuştu. Devletin bu dönemde, Kanuni Sultan Süleyman devrinde ki dünya devleti durumunu kaybetti, karada ve denizde hızla yükselen Avrupa karşısında bir ortaçağ devleti durumuna düştüğü bir gerçektir. Öte yandan bu dönem, Osmanlı ülkesinde iyi yaşamın, lüksün, sanatın zirveye ulaştığı bir dönemdir. … Kafes sultanı I.Mustafa’nın (1617-1618/1622-1623) tahta çıktığı tarihten, 1656’da köprülü Mehmet paşa sadaretine kadarki dönem, özellikle saray ve etrafındakilerin lükse, dolayısıyla rüşvetçilik ve devlet gelirlerini yağmaya yöneldiğini görmüştür.
Sayfa 162 - I.Ahmed (1603-1617)Kitabı okudu
16. yüzyıl Osmanlılar için zirve yıllarıydı. Bu dönemde Osmanlı tahtında bulunan Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat fetihlere devam etmişler, Osmanlılar batıda Avusturya sınırlarına, kuzeyde Ukrayna'ya, güneyde Afrika kıyılarına ve doğuda Azerbaycan'a kadar olan sahaya hakim olmuşlardı. Akdeniz, Karadeniz, Kızıldeniz'de Osmanlılar rakipsizdiler. Üstelik Avrupa ilaç sanayi için hayati önem taşıyan Baharat Yolu ile Avrupa'ya ticari mallar taşıyan İpek Yolu büsbütün Osmanlıların kontrolüne geçmiş buluyordu. Osmanlılar her ne kadar bu yollardan Avrupa şehirlerine mal ulaşımında bir problem çıkarmıyorlarsa da Avrupa için güvenli olmaktan çoktan uzaklaşmıştı. Bu yüzden alternatif yollar aramaya başladılar. Portekizli, İspanyol veya Hollandalı gemiciler için Afrika'nın batı kıyıları yabancı sayılmazdı. Bartelemeu Dias adlı Portekizli gemici biraz daha cesaret gösterip Ümit Burnu'na ulaştı. Onun topladığı bilgilerden istifade eden Vasco da Gama 1498'de Hindistan'a ulaşmayı başardı. Böylece Hindistan limanlarından yüklenen baharatları kara yoluna ve dolayısıyla Osmanlı gümrük kapılarına hiç uğratmadan Avrupa şehirlerine ulaştıracak yeni bir yol bulundu. Bu arada Cenevizli bir denizci olan Kristof Kolomb, Kastilya kraliçesi I. Isabel'den aldığı destekle Hindistan'a ulaşma hayaliyle çıktığı deniz yolculuğunda Amerika kıtasını ulaştı.
Sayfa 213 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
Reklam
… padişahın mutlak otoritesi, tüm imparatorluk çatısını tutan kilit taşıdır; 1574-1623 döneminde bu temel kural etkisini yitirmiştir. Tek ve mutlak padişah otoritesinin gevşemesi ile beraber, 17. yüzyılda geleneksel yapıda meydana gelen temel değişiklikler şunlardır: 1.Şehzadelerin sancağa gönderilmesi yönetimin kalkması, harem’de bir daire de hapis tutulmasına dayanan kafes sistemi sonucu tipik Osmanlı padişahının kaybolması. 2. III.Murat (1574-1595) döneminde padişah, harem kadınlarına bağımlı hale düşmüştür. Sultan Murad üzerinde nüfus sahibi kadınlar başta, Valide Sultan Nurbanu, onun ölümünden sonra padişahın hasekisi Venedikli Safiye, padişahın kız kardeşi Sokollu’nun eşi Esma Sultan ve padişaha cariyeler sunan Canfeda Hatun, haremin başı valide sultanlar padişahlar üzerinde hakim hatunlar olmuş, genel politika da ağır basan bir rol sahibi olmuşlardır.
Sayfa 47 - Osmanlı Padişahı, PadişahlıkKitabı okudu
Kapitülasyonlar ve Kapitülasyonlar'ın kaldırılması hakkında,
Bugünkü nesiller için bilinmeyen, hatta bir mânâ taşımayan Kapitülasyonlar Osmanlı devletinin yakın tarihi için olağanüstü önemli bir dava teşkil etmekteydi. Çünkü Cumhuriyet öncesi Osmanlı Türkiye'sine bir yarı sömürge damgasını vuran ve onun siyasi yapısı ile istiklâlini ve iktisadi gelişmesini köstekleyen şartların başında Kapitülasyonlar
Sayfa 110 - Remzi kitabeviKitabı okudu
Masonluk, Nostradamus, Kanlı Kontes...
(Kara Büyücü, İblis’in Peygamber'i Crowley'in ilhamları)_ _Abrahadabra; Ra-Horus’un Peygamberi. _Ölüm, köpekler içindir. _Düşkünleri ve mutsuzları ezin. Bu aptal insanların dertlerine azıcık bile endişelenme sakın. _Bir dilenci sefaletini asla gizleyemez. _Lütuf yok. Suçluluk yok. Tek kanun: İstediğini Yap. _Hayvan gibi olma,
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
Reklam
Yola kulaguz olmayıcak yürüme sakın Rahın hatarlarını yine rehnümâ bilür Sultan III Murat
Taşlar tespih olup anıyorsa Allah'ı!
Taşlar tespih olup anıyorsa Allah'ı, zaman zaman olup mabedi doğurmaz mı! Amelelerin bileğine, kalfaların zekâsına vurmaz mı her sabah semadan ışık. Sinan herkes uyurken yatağından fırlayıp koşmaz mı mabede gözyaşlarıyla. Fiziğin yükselemediği yerde dualar tutmaz mı elinden. Tutmaz mı iki ay sonra sözünü Sinân. Padişahla Rüstem Paşa değişmez
-Rüşvet alanlara büyük tepki gösteren Sultan III.Murat Osmanlı tarihinde ilk rüşvet alan padişah oldu.İsfendiyaroğlu Şemsi Paşa'dan 40 bin altın aldı...
Yahudilerin, Fransız Protestanların, Lütercilerin (Lutheryanların) ve Ortodoks Hristiyanlarının, Boğaz'ın kıyılarında Müslüman yönetimi altında güvenle dolaştığına da hayret etmemeliyiz. Ya da Habsburglarla savaşan Fransa'nın I. François'inin 1525'te Kanuni Sultan Süleyman'dan yardım istemesine. Veya sürekli Protestan hükümdar ile Müslümanlar arasında sürdürülen iletişime, ki bunlara Kraliçe Elizabeth ile III. Murat'ın Anglo-Osmanlı askeri anlaşmalarını tartıştıkları mektuplar ve Süleyman'ın Litvanyalılara, Flandre'de yardım teklif etmesi dahildir. Birçok Protestan ve Osmanlı inançlarına olan bağlılıklarının ve heykel ile ikonlara olan nefretlerinin onları Katolikler karşısında birleştirdiğini düşünüyordu. Bu, İsa ya da Muhammet'le alakalı bir şey değildi; inançlıların putperestlere karşı çıkmasıydı. Bu V. Charles'ın veya papalığın Hristiyan ålemini düşmanlarına karşı tek bir güç olarak birleştirememesini açıklıyor.
Sayfa 301 - Yakamoz YayınlarıKitabı okudu
Özellikle XVI. asırdan itibaren Osmanlı toplumunda rüşvet o derece yaygınlaşmıştır ki, Mustafa Nuri Paşa: "Rüşvet türlerini saymak imkansızdır" diyor ve şöyle devam ediyor: "Padişahlar bile rüşvet alır oldular. Kastamonu hükümdarı olan İsfendiyaroğulları soyundan olup padişahla dostluk kurmuş bulunan ünlü Şemsi Paşa bir gün yalısına gayet neşeli olarak gelip, nedeni sorulduğunda, "Bugün Sultan Murad'a (III. Murat) büyücek bir rüşvet kabul ettirdim. Artık bundan sonra bu tat Osmanlı sultanlarının damağında kalır ve bu da devlet düzeninin bozulmasına yol açar. Böylece ben de cetlerimin öcünü almış olurum" dediğini, Gelibolulu Ali Efendi 'Künh-ül Ahbar' adlı tarihinde yazılmıştır.
Sayfa 144Kitabı okudu
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.