Yazarın birçok kitabını okudum ve yazdığı karakterlerde ya da kimi zaman duygu yüklü kimi zaman yerleşmiş düzene karşı eleştiri dolu sıraladığı cümlelerde ona dair izler aradım, bulmaya çalıştım. Bu kitap sayesinde, ilk defa kendim çıkarımlar yapmadan, yazarın yaşamından izlere kendi sanatı ışığı altında tanıklık yapma fırsatına erişmiş oldum. Ruhunun kapılarını ardına kadar açtığını hissettim. Yaşadığı huzurlu, sıkıntılı, umut dolu vb. birçok anını süssüz, az kelimeyle ama her birine yüklediği onlarca duygu dolu ifadeyle anlatışına hayran oldum.
Eşine ve kızına yazdığı mektuplardan oluşan bu kitap aslında sadece onlara olan sevgisini değil, çıkardığı dergi süresince karşılaştığı zorlukları, geçinme sıkıntısını, tutukluluk dönemlerini, hayallerini, okuduğu kitapları bizlere yansıtıyor. En zor dönemlerinde bile eş ve baba oluşunu unutmayışı ve onlara umut dolu mektuplar yazışı hayranlığımı arttırırken, yüreğimi de sızlatmadı değil. Birçok satırın altını çizdim, hatta birkaç kere okudum, uzun uzun üzerine düşünüp bazı şeylerin aslında hala değişmediğini fark ettim.
Her kitabının ardından kendisine bir adım yaklaştığımı düşünürdüm, bu kitapla adımlarımı koşarcasına attım, benim için güzel bir yolculuk oldu.