Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Doğuştan bilgi yoktur ve insan zekası doğduktan sonra dolmaya başlayan bomboş bir levha (tabula rasa) dır."
"Benim de kendi gözlüğün var, kendi özel tarihim, içinden çıktığım kültürün gözlüğü. Ama korkmayın, onu size takmayacağım. Sadece işaret edeceğim görmeniz gerekeni. Yolu tarif edeceğim, siz kendiniz bulacaksınız. Tabula rasa derken, gözlüğünüzü çıkarın, gözlüksüz bakmayı deneyin demek istemiştim."
Sayfa 277 - PdfKitabı okudu
Reklam
Beyin, içerisinde kültürel yapıların yığıldığı 'tabula rasa' (boş levha - John Locke) değil, kendi parçalarını yeni kullanım alanlarına yönelik olarak dönüştürmeyi başarabilen oldukça dikkatli bir biçimde yapılandırılmış aygıttır.
Ilhamın uçup gittiği uykusuz uzun geceler Tabula rasa. Sonra rasgele hayaller uçuşur Uysal düşünceler gelip geçer. Çoğu gece böyle Sonra, ayda bir... Haye, abartmıyorum Altı ayda iki... Bir kıvılcım. Kalem kağıt üzerinde kayar Çok geçmeden dolar sayfa ....
Sayfa 214 - Everest yayınlarıKitabı okudu
Avrupa’nın bazı ülkelerinde, posta kutularının üzerinde ‘’Kendimi boş hissediyorum’’ levhası asılıdır. Kutulara ne kadar zarf atarsanız atın bu yazı oradan inmez. Kutu kendini hep boş hisseder. İşte göre(bile)n, işite(bile)n, konuşa(bile)n insanın boynunda da buna benzer bir levha asılıdır. Bu levhada ‘’tabula rasa’’ yazılıdır. John Locke’un
"Nasıl da inanırız uygar olduğumuza , sorunlara yukarıdan bakarak nasıl da çözü çözüveririz.Hem ne sorunlardır çözdüklerimiz!Toprak , halk diye bir şey yoktur.Ulus belirli bir vergi sistemidir yalnızca.Ruh da tabula rasa.Gerçek insanın , toplum insanının şipşak yapılıvereceği balmumu...Avrupa uygarlığını benimsediniz , üç beş de kitap okudunuz mu tamamdır..."
Reklam
Dur! Durma! Ardındaki kuduz itler, die dir auf den Fersen sind, yetişebilirler sana. Ensende hissetmek onların soluğunu: Kimi zaman her şeyden tiksiniyorsun, her şeyi olduğu gibi bırakmak ve kaçıp gitmek istiyorsun uzaklara. İnsanlar canını sıkıyor, sevgileriyle, sevgisizlikleriyle seni boğuyorlar. Bozuk plak gibi kendisini yineleyip duruyor yaşam. Bütün bildikle­rini unutmak ve yeniden başlamak istiyorsun yaşama: Depart au zero, start from scratch, tabula rasa. Ama ancak peri masalla­rında olur bu, sen ise kendi kabusunun içine hapsolmuşsun: Perfectly imprisoned in thine own chest. Bu göğsü yırtmaya bir bıçak gerek, büyük bir bıçak, keskin bir bıçak, ipekten bir kı­lıç: A sordid sword, un triste sort dont tu ne te preoccupe pas. You can't be bothered about that, can you?
İnsanın zihni başlangıçta tabula rasa (boş levha) gibidir ya da balmumu gibi yumuşaktır, üzeirnde her türlü iz bırakılabilir, ta ki zaman onu sertleştirip sabitleyinceye kadar. Ve eninde sonunda ölüm, o acımasız tiran, bizleri yolculuğumuzun ortasında durdurur. En büyük fatihler bile sonunda ölüm tarafından fethedilir; ölüm ki kimseyi kayırmaz, hükümdarından köylüsüne herkes onun kölesidir.
Sayfa 87
Tabula Rasa
"Kendi kendiyle konusmasina son vermesi gerektigi konusunda karara varmasina sevindi."
Sayfa 40 - Kafkaokur
Tabula Rasa
"^Su zihin,^ diye mirildandi. "Neden bir an olsun bos kalmiyor?"
Sayfa 40 - Kafkaokur
Reklam
Deneyciligin babasi olarak kabul edilen John Locke 1689 yilinda yazdigi Insan Anlayisi Üzerine Bir Deneme'de bilginin sadece " a posteriori " yani deneyim sonrasi elde edilebilecegini söylemistir. Insan zihninin bir " tabula rasa " yani ' bos sayfa ' olarak basladigini ve kisisel deneyimlerle dolduruldugunu iddia eder.
Sayfa 372 - April YayincilikKitabı okudu
Tabula Rasa
Ben, benim işte; yaptıklarım ve yapamadıklarımla, olduğum ve olamadığımla.
Sayfa 40 - Reyhan ÖzçelikKitabı okudu
Tabula Rasa
"Bazen sahnede duran insana değil, seyirciye kızılmalıdır, bazı olaylara seyirci kaldığı için."
432 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.