Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alçak ve gergin, sahte bir sakinlik için kendini zorladığı belli tanıdık ses, kör bir bıçak gibi göğsüne saplanmıştı.
Sayfa 137 - APRIL YAYINLARIKitabı okudu
Tanıdık..
Şimdilerde yoksul ve çetin bir hayat yaşadıklarını,çoğu zaman aç kalıp soğuktan donduklarını,*uyku uyumak dışında her dakika çalışmakla geçirdiklerini biliyorlardı ama eski günlerin daha beter olduğuna inanıyorlar bundan mutluluk duyuyorlardı.*
Sayfa 116 - Can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Böyle geliyordu ses, narin ve tanıdık, herhangi bir hiçbiryerden, sanki yurdundanmış gibi, sezilemeyecek kadar yakından veya sezilemeyecek kadar uzaktan. Sesin tınısı sonsuzluğun içinde olmasa bile ayırt edilemezliğin içinde dalgalanıyoru, seslerin bütünlüğü içerisinde de değildi
Ateş — ÇöküşKitabı okudu
Yüreğim yine aynı sularda, Dolanıyorum yine kaybettiğim limanlarda.. Tam, bu sefer oluyor derken yine buluyorum kendimi olmazlarda.. Yine sessizliğe bürünüyorum Yine ruhumla karanlığıma çekiliyorum Yine yine ve yine tanıdık duygulara hapsoluyorum Oysa geçtim bu yollardan, O zaman neden en çok kendime yeniliyorum Sahi ait olmadığım bir yolda tek başıma mı yürüyorum¿
Kendi Yazdığım Şiirler
Beyaz Yakalı İnsanlar Aylardan şubat günlerden Ankara Yıllardan ise tükenmiş bir benlik Şehir bıraktı yüreğimde yara Dilimde ise bir türkü tam senlik. Uyanmış beyaz yakalı insanlar Ara sokaktan gidiyor kimisi Kimi gözde kibir kiminde kanlar Anlar mı hiç memur adam varisi? Köşe başında dikilen havadar Dar ediyor gençliğini benliğin Görüntüde tanıdık bir hava var Bir umutsuzluk içinde şenliğin. Yorum ve eleştiriye açıktır.
ATATÜRK ile Çiftçi
Atatürk, dinlenmek için gittiği İstanbul’daki Florya Köşkü‘nden, yanında yalnızca şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken tarlasında sabanla çift süren bir çiftçi görür. Çiftçinin sabanında koşulu olan öküzün yanında, koşulu bir de merkep vardır. Atatürk şoförüne; — Arabayı durdur, der. Arabadan iner. Tarlaya doğru yürür. Çiftçi kendisine doğru
Reklam
Bu diyarda tanıdık olan tek şey gökyüzüydü, her şey değişiyordu... ama nereye gidersem gideyim gökyüzü aynıydı. Gökyüzü tek tutunduğum dalımdı.
Sayfa 161
"Kitabın, benim son sahnedeki monologlarım gibi hem içten hem de bir masal gibi olmalı. Hem yaşanmış bir hikâye gibi sahici, hem de bir efsane gibi tanıdık olmalı. O zaman yalnız hâkim değil herkes anlar seni."
Sayfa 195
"Sevdiğin birinden soğuyunca o artık bir yabancıdan bile uzak gelir kalbine. Ne tanıdık gözlerle bakabilirsin ona ne de bir yabancı gibi. Ona dair merakların biter ve ona dair bütün bildiklerin anlamsızlașır. Kalp soğuyunca aradaki bağ biçimsiz, zavallı ve şekilsiz bir şey olur." -Ebrar Akbulut Gerçekten, bir şeye sahip olup kaybetmek, hiç sahip olmamaktan daha ağır hissettiriyormuş.
Reklam
Bazı insanlar için şunu söyleyebiliriz: Tanıştık, sevindik. Tanıdık, üzüldük.
İbrahim Tenekeci
İbrahim Tenekeci
Bana bu cümleler şimdiki durumdaki ulusumuza tanıdık geliyor
1934-1945 yılları arasında bütün Alman milleti düşünmekten çekinmiştir. Grothe'in, Kant'ın milleti birdenbire bir peşin hükmün tesiri altında düşünmekten uzaklaştırılmıştır. "Yahudiler Almanya'nın servetini gasp etmişlerdir". Sloganı altında Hitler bütün bir milleti düşünmekten halı koymuştur. Einstein, Freud, Mendelssohn gibi büyük adamlar yetiştirerek Almanya'ya bir alman olarak hizmet eden Yahudilerin aleyhine müthiş bir kampanya açmıştır. Sebebi Hitler'in Alman ulusunu düşünmemesini istemesi ve hayalinde peşin hükümlerle yarattığı bir düşmana bütün ilgi ve nefreti çevirerek harbe gittiğini uzun zaman saklamak arzusuydu. Nitekim bunda da muvaffak oldu ve Alman ulusu bir gün kendisini bütün dünya ile savaş içinde buldu. Yazık ki çok sonra hakiki durumunu anladı. Fakat bu ona ve dünyaya milyonlarca insanın canına mal oldu.
Hele senin yanında olmak, o kadar tanıdık bi' duygu ki. İlk gördüğüm andan itibaren biliyodum galiba beni sevdiğini.
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
Merhabaa Sizleri kalemiyle yeni tanıştığım sevgili @yazar_serpiltuncer ‘in bu güzel kitabıyla tanıştırmaya geldim. “Ama ben, sürekli devrilen, devrildikçe de büyüyen bir yalnızlığın içinde kaybolup gidiyorum.” Öykü okumayı çok severim. Özellikle ağır ve yorucu kitapların ardından dinlenmek, soluklanmak için öykü kitaplarına sığınırım hemen. Bu sefer bu güzel kitap ile soluklandım. İçerisinde 17 adet öykü yer alıyor kitabımızın. Yazarın kalemi o kadar güzel ve akıcı ki okurken sizi asla yormuyor. Bir çırpıda okuyup, elinizden bırakamıyorsunuz. Okurken altını çizdiğim satırlar , beni etkileyen çok fazla anlatım oldu. Öykülerin arasında en sevdiğim hangisi diye düşünecek olursam; kitabın da ismini aldığı “Yorgunum Mitral” , çok tanıdık bir hikaye olan ama sevgili yazarımızın anlatımıyla farklı bakış açısı kazanacağımız “Habil ile Kabil” ve okurken altını çizmekten yorulduğum, çokça etkilendiğim “Aziz Niye Güldü?” Öyküleri en sevdiklerim arasında yerini aldı. Günlük hayata dair modern çağın çıkmazlarından sıyrılıp sayfalara sığınmış nice öykü… Canlı ve cansızların dile geldiği bu kitapta kendi yaşamımızdan bir parça da olsa buluyoruz. Öykü severlerin okumasını tavsiye ederim.
Yorgunum Mitral
Yorgunum MitralSerpil Tuncer · Okur Kitaplığı · 202186 okunma
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.