İsrail kuruluş tarihi olan 15 Mayıs 1948'den önce ya da sonra, Birleşmiş Milletler'in çizdiği haritaya saygı göstermedi. Yahudi devleti toprağı olarak önerilen bölgeyi işgâl ettiği gibi, gene önerilen Arap devletine ait olacak toprakların önemli bir bölümüne de el koydu. Kudüs'ün batı (yeni) kesimi, Batı Galile, Kudüs ile Akdeniz arasında kalan topraklar, Caffa, Akre, Lidda ve Ramle (Arap) kentleri ve yüzlerce Arap köyü ve kasabası eline böyle geçti. İsrail'in 1948 ve 1949 yıllarında işgâl ettiği topraklar 20,850 kilometre kare tutmaktadır. Filistin'in tüm yüz ölçümü ise, 26,323 km.²'dir. Böylece, İsrail Birleşmiş Milletler'in kendine ayırdığı 14,500 km.²'ye 6,350 km.² ekleyerek, önerilen Arap devletinden de yüzde 54'lük bir kesinti yapmış oluyordu. Böylece, o Arap devletinin yüz ölçümü de 11,800'den 5,400 km.²'ye iniyordu. 1949'da, İsrail Filistin'in yaklaşık yüzde 80'ini elinde bulunduruyordu.
Hammurabi sülalesinin Babil çevresinde egemen olduğu ikinci binyılın ilk yansında kuzeyde Eski Assur Krallığı 1. Şamşi-Adad önderliğinde ön plana çıkmıştı. Bu dönemde kentin asıl önemi, Anadolu ile kurulan ve kısa bir kesinti dışında yaklaşık olarak 150 yıl kadar devam eden (1920-1750) organize bir ticaret faaliyetine merkezlik etmesinden kaynaklanmaktaydı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Pax Ottoman’ın kırılımlara uğraması, bunun yanında bilimsel gelişmeler ve değişen dünya, ortaya çıkan milliyetçilik söylemleri ve yeni bir devrin başlangıcının ayak sesleridir on yedinci yüzyıl sonlarında duyulmaya başlanan. Dünya yeni gelişmelere gebedir ve bu gebeliğin sonu Osmanlı İmparatorluğu –imparatorluk
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA
Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir.
Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
"III.Selim'in kara yazgısını modernleşme tarihimiz için büyük bir kesinti sayan tarihçiyi anlamak gerekir. Tarihi büyük adamların yaptığına mutlak inanç beslemek gerekmez, ama tarihi birtakım şaşmaz faktörlerin programlamadığı da açıktır. Toplumların tarihsel gelişme karşısında konumu her zaman eski Yunan trajedisi kahramanlarınınki gibi değildir. Toplumların belirli bir olgunluk veya sarsıntı çağında, tarihi yaratan fertlerin ortaya çıkması pekâlâ mümkündür. Bir toplumdaki değişme süreci bütün kurumları sarsmaya başlamışsa, büyük adamın etkin olacağı ortam doğmuş demektir."
Cinsellik, doğrudan sözünün edilmemesi için özenle arıtılmış bir dilin korumasında, kendisine ilişkin karanlık bir nokta ya da kesinti bırakmadığını iddia eden bir söylemin yükümlülüğü altına girer ve adeta bu söylem tarafından bir sürek avına tabi tutulur.
Tarihçilerin temel kavramsal paradokslarından biri süreklilik ve kesinti sorunsalı. Türkiye gibi, yakın tarihinde köklü yapısal dönüşümler geçiren, kültür kodları değişen ülkeler için bu sorunsal daha bir ön planda yer alıyor. Kimi tarihçimiz pedagojik kaygılarla işlevsel bir nitelik taşıyan kesintiyi vurguluyor. Her devrim kendi tarihini yazıyor. Kimisi ise evrimci (evolüsyonist) ya da yayılımcı (difüzyonist) yaklaşımın cazibesine kapılıyor. Tarihi akan bir nehire benzetiyor. Her meslekte olduğu gibi tarihçilikte de mesleki deformasyon var.
Kabul edilsin ya da edilmesin, bilinçli ya da bilinçsiz, şiirsel durum, yani hayatın aşkın bir durumu, aslında halkın aşkta, suçta, uyuşturucuda, savaşta ve isyanda aradığıdır.
Vahşet Tiyatrosu tiyatroya tutkulu ve çırpınmalı bir hayat kavramını geri getirmek için oluşturuldu ve bu tiyatronun dayandığı vahşeti şöyle anlamak gerekiyor; şiddetli bir
Dünyanın Kupası, Mert Aydın başlangıcından 2014 Dünya Kupası dahil müthiş bir araştırma yapmış. İlerleyen zamanlarda 2018 ve 2022 yi ekleyerek tekrar baskı yapması muhtemel. 2014 te finalde üzülen Messi , 2022 de eksik parçayı tamamlıyor… Hem Messi hem de C.Ronaldo 18 yıldır futbolu sanata dönüştürüyor. Kitaba gelince dünya kupası düşüncesi, 2. Dünya savaşı ve kesinti, 1950 Brezilya’ nın hüsranı, 1966 İngiltere nin tartışmalı finali, 1986 da sevinen 90 da üzülen Maradona, 1954 ve 2002 Türkiye nin kupadaki serüveni, 98 de Zidane, Brezilya nın evinde Almanlar dan 7 gol yemesi, müthiş bir kaynak.
Murat Bardakçı kitabın ön sözünde şöyle bir tanım yapıyor.
Yüzyıllar öncesinden kalma metinler, okunduklarında cinsel tahrike sebep olmalarının aksine bir mizah duygusu uyandıracak, hatta bazı bölümleri kahkahalar yaratacak şekildedir. Üstelik bunlar, Hintliler'in "KamaSutra"sı veya Araplar'ın "Kokulu
Roma imparatorlarının resmi unvanı haline gelmiş ve 'prens' kelimesine dönüşmüştür. Unvanlarından biri olan lmperator ise başlangıçta muzaffer generaller için kullanılırken yöneticilerle ilişkili hale gelmiş ve imparatorlukların liderleri için kullanılmaya başlanmıştır. (imparator, kayser vb.) İmparator Augustus Sezar, imparatorluğu
Saygılı ve dikkatli bir söylem, bedenle ruhun birleşim çizgisini tüm dolambaçlarıyla izlemek zorundadır. Bu söylem, günahların yüzeyinin altında, bedenin kesintisiz uzayan damarını bulup ortaya çıkarır. Cinsellik, doğrudan sözünün edilmemesi için özenle arıtılmış bir dilin korumasında, kendisine ilişkin karanlık bir nokta ya da kesinti bırakmadığını iddia eden bir söylemin yükümlülüğü altına girer ve adeta bu söylem tarafından bir sürek avına tabi tutulur.
Toplumumuz, uğradığı tarihi kesinti yüzünden ayıplı ve kusurludur. Derin bir çukur, bizimle varlık kaynağımızın ve manevi çeşmemizin arasını ayırmıştır.