Sara Noriega, insanın kanını donduran o rastgele çıkışlarından birini yaptı.
"Orospunun biri, " dedi.
Yanından geçerken, Fermina Daza' nın bir maskeli baloda kara panter kılığında bir resmini görünce söyledi bunu; kimden söz ettiğini Florentino Arıza'nın anlaması için adını anmasına gerek yoktu.
Ömrü boyunca onu tedirgin edebilecek bir açıklamadan korktuğu için, hemen sakınımlı bir savunmaya geçti. Üstüne basa basa, Fermina Daza'yı uzaktan tanıdığını, özel yaşamına ilişkin hiçbirşey bilmediğini, ama onun saygıdeğer bir kadın olduğunu, sıfırdan başlayarak kendi nitelikleriyle yükseldiğine kuşkusu olmadığını söyledi.
" Sevmediği bir adamla yaptığı bir çıkar evliliği sayesinde," diye sözünü kesti Sara Noriega.
" Orospuluğun en aşağı biçimidir bu."
Aynı şeyi, daha az kaba bir biçimde, ama aynı katı ahlakçılıkla, felaketinden ötürü onu avutmak umuduyla annesi de söylemişti.
Sayfa 255
“ En yakın dostların, yanındayken huzurlu bir sessizlik içerisinde oturabildiklerindir."
Diyor kitabında 
Cüneyt Candaş
Kadavra Mevsimi çok akıcı bir eser. İlk sayfadan son sayfaya kadar süren yüksek heyecanıyla bittiğinin farkına varmak zor. İçerisinde ters köşe olduğunuz kısımlar mevcut.
Mehmet Emin’in hayatına konuk olduğumuz eserde
''Senin gibi tedirgin olanlara, zindan bile mutluluk verir sonunda. Kıstırılmış suçluların nasıl uyduklarını gördün mü hiç? Huzur içinde uyur, yeni özgürlüklerinin tadını çıkarırlar.''
Sayfa 293Kitabı okudu
Tedirgin etmek,Çaresiz hissettirmeye çalışmak,
Korkutmak, tehdit etmek de psikolojik şiddettir...
Ne yana gitseniz husumet ve hasamet, ne yana dönseniz ıstırap ve hırs, kime rastlasanız gelecek günlerin daha ne yıkımlar getireceğine dair tedirgin, gergin bir bekleyiş...
Diğer insanlarla birlikte iken tedirgin olan kişi, tüm enerjisini gereksiz yere savunma amacıyla kullandığından kendisinde var olan potansiyeli de harekete geçiremez. Kapasitesinin altında bir etkinlik gösterir.
Başıma bir şey geldi,artık kuşkum yok. Herhangi bir kesinlik ya da apaçıklık gibi değil, bir hastalık gibi belirdi bu. Sinsi sinsi yavaş yavaş yerleşti; biraz tuhaf, tedirgin hissettim kendimi,o kadar. Bir kez yerine yerleşince orda kıpırdamadan kaldı.
Kendi ruhunun, yaşarken ölmüş olmasıydı onu asıl tedirgin eden.
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı, özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. Tedirgin etme beni. Bu sefer geride bir şey bırakmadım. Tasımı tarağımı topladım geldim. Neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. Beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim.
Hayatın belli anlarında insanı uyaran ya da tedirgin eden o gizemli uğultuları duyuyor muydu? Bir ses kulağına kaderini belirleyecek anın geldiğini, kendisi için orta yol bulunmadığını, bundan böyle insanların en mükemmeli olmazsa en kötüsü olacağını, bu andan itibaren ya piskopostan daha yükseklere çıkması ya da kürek mahkûmundan daha aşağılara düşmesi gerektiğini, iyi olmak istiyorsa bir meleğe, kötülük yolunda devam etmek istiyorsa bir canavara dönüşmesi gerektiğini söylüyor muydu?
Sayfa 132Kitabı okudu
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. Tedirgin etme beni. Bu sefer geride bir şey bırakmadım.
...beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna tedirgin etme beni bu sefer geride bir şey bırakmadım tasımı tarağımı topladım geldim neyim var neyim yoksa ortaya döktüm beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim...
Sayfa 473 - İletişim Yayınları __108. Baskı
Geçiyoruz dünyâdan;
Gâh yorgun, gâh gergin,
Gâh sürgün, gâh tedirgin..
el-'azîzî