"Neden ben?" Üzerine bastırdım kelimelerin. "Neden?" diye sordum. "Bana bir cevap borçlusun, bütün bu yaşadıklarım için." "Vardır bir nedeni" dedi her zaman dile getirdiği gibi "Öyle bir nedendir ki, senden başka çarem yoktur sevgili avukat, tek yolum, tek çarem, tek umudum, tek özgürlüğüm sensindir." Elini kaldırdı, parmakları zorlukla çeneme uyandığında baş parmağı çenemi okşadı. Her ne düşünüyorsa şefkatle gülümsedi. "Vardır bir izi," dedi "öyle bir izdir ki, geçmemiştir hiç. Vardır bir lekesi, uğruna savaş çıkarılır. Vardır bir hayali, kabusların ortasında rüyalar gördürür. Vardır bir tutsaklığı," dediğinde eli yanağımda dolaşt, bakışları gözlerimin içindeydi. "Demir parmaklıkların çok daha ötesindedir."
Sanki sonbaharın alacakaranlığında, ıssız bir yerde, çığlıklarıma cevap alamaz bir hâlde tek başıma kalmıştım. Daha önce tatmadığım bir korku tarafından ele geçirilmiştim. Aşk acısı denen şeyin bir parçası mıydı bu da? Issızlığın ortasında dikilirken güneş batmıştı ve gecenin çiyi üstüme yağarken ölmekten başka çarem yokmuş gibi hissettim.
"Neden ben?" Üzerine bastırdım kelimelerin. "Neden?" diye sordum. "Bana bir cevap borçlusun, bütün bu yaşadıklarım için."
"Vardır bir nedeni" dedi her zaman dile getirdiği gibi "Öyle bir nedendir ki, senden başka çarem yoktur sevgili avukat, tek yolum, tek çarem, tek umudum, tek özgürlüğüm sensindir." Elini kaldırdı, parmakları zorlukla çeneme uyandığında baş parmağı çenemi okşadı. Her ne düşünüyorsa şefkatle gülümsedi. "Vardır bir izi," dedi "öyle bir izdir ki,geçmemiştir hiç. Vardır bir lekesi, uğruna savaş çıkarılır. Vardır bir hayali, kabusların ortasında rüyalar gördürür. Vardır bir tutsaklığı," dediğinde eli yanağımda dolaşt, bakışları gözlerimin içindeydi. "Demir parmaklıkların çok daha ötesindedir."
Sana karşı nefretten gayrı bir şey hissetmesem de, tek çarem sendin. Duygusuz, kalpsiz yaratıcı! Bana algılar, tutkular vermiş, sonra da insanlık hor görsün, korksun diye beni uzaklara göndermiştin.
Kitap okuyarak içimde yükselen duyguları bastırmayı tasarlıyordum. Tek çarem okumaktı. Okumaktan, kuşkusuz çok yararlanıyordum. Kitaplardan zevkler, coşkular, acılar alıyordum.
Evimde en çok yaptığım şey, kitap okumaktı. Kitap okuyarak içimde yükselen duyguları bastırmayı tasarlıyordum. Tek çarem okumaktı. Okumaktan kuşkusuz çok yararlanıyordum .Kitaplardan zevkler, coşkular, acılar alıyordum.
"Beni dinleyecek misin? Anlatmama izin verecek misin? Her şeyi..."
"Ne anlatacaksın ki! Ne anlatabilirsin! Bana yalan söyledin!"
"Lütfen şu cümleyi tekrar edip durmayı kes İzmir! Bak beni iyi dinle, Fransa'ya dönmem gerekiyordu ve bu sefer ailemin de benimle gelmesi gerekiyordu. Fakat abime, yengeme
ve Lena'ya Fransa vizesi çıkmadı. Onlar Türkiye'de kalmak zorundalardı. Benim vize alabilmem için ise tek çarem bir kursa kayıtlı olmamdı ama artık Fransızca'yı ana
dilim gibi bildiğim kayıtlarıda bulunduğu için bana eğitim için bir vize vermediler. Tek bir çare vardı... Anlaşmalı olarak biriyle evlenecektim, bir süreliğine. Aynı evde bile yaşamadan. Abim paraya ihtiyacı olan birini buldu. Benden on yaş büyük bir kadın. Kadınla beş dakika sohbet etmişliğim bile yok hayatımda, sadece kağıt üzerinde bir
evlilik yaptık. Bu sayede annem ve babam da "Fransa vatandaşı oğlumuzu ziyarete gideceğiz" tarzında bir dilekçe vererek vize aldılar. Abim ve yengeme ise çok kısa süreli bir vize verdiler. Onlar sadece birkaç hafta yanımızda kalıp döndüler. Bunu kendim için değil onlar için yaptım. Mahkeme süreci sonlanınca ve ismim temizlenince ise ilk işim o kadından ayrılmak oldu. Tüm hikaye bu.. Anladın mı?"