Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Feryadımda duyulur elbet, Bir figan ki dilenir merhamet, Ölüm’ü çağırır durmaksızın, Mezardır artık tek muradım, Tüm zalimliğiyle sevdiğimi, Benden ayırdığından beri.
Sayfa 69
Bir tek şeyde karar kıldım: Cennetin değerini anlamak için cehennemde on beş dakika geçirmek yeter!
Reklam
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba
Hayat, insanın kendi potansiyeline ulaşabilmesi için dikkatle, incelikle, muhteşem bir zekâyla dizayn edilmiştir. Yapman gerekeni yapamıyorsan, olamıyorsan, doğamıyorsan hayat çok acıtır, anlaman için hırpalar, yorar. Seni sen yapabilmek için ne gerekirse yapmaya hazırdır. Asla rahat bırakılmazsın. Öylesine, anlamsız varolamazsın. Mutluluğa saklanamazsın. Öyleyse acına sahip çıkmalısın! Çünkü acı, bilginin bedene inmesidir. Bilgiyi bedene indirmeli, olman gereken şeye dönüşmelisin. Bu kitap ‘kendine gelmek’ için burada olduğunun farkına varabilenlere yazıldı. Fi ile çıkılan yolculuğun tek durağıdır Çi. Sadece farkındalığa giden, değiştiren, mutlaka geliştiren bir yoldur bu ama sunduğu seks, macera, intikam, ihtiras sizi aldatmasın, zordur. Hayatı değil sistemi yaşadığımızı fark edenler, harakete geçmek için işaret bekleyenler, umursamayanlara karşı umursayanlar, hissedemeyenlere karşı hissedenler adına ve kendi tekâmülünde kaybolmuşlar için yazılmış, dengeye adanmıştır.
Çi
ÇiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201415,1bin okunma
Evlilik teklifi yerine şu cümleleri okumak.. Var bi hayalimiz :)
Ben son zamanlarda her şeyden ümidimi kesmiş, kendimi gülen, oynayan hayattan ayırarak birkaç türlü kitabın arasına atmış bulunuyordum. Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin. Ben bu kadar bol hayat ve saadet yağmuru altında kendimi unutmuş gibiyim. Şimdi ömrümün bir tek gayesi var: bir gün evvel sana kavuşmak, seni kollarımın arasına almak, güzel, temiz yüzüne saatlerce, senelerce hiç doymadan bakmak. Ancak o zaman tam neşeli, senin istediğin gibi neşeli olabileceğim. Senden ayrı, senden uzak bulunurken benden nasıl neşeli şeyler istiyorsun?
Sayfa 25 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Oğuzcum Ataycığım a selâm olsun...
"Çünkü Oğuz Atay'ı da okudum, seni de tanıdım... Diyebilirsin ki, bir insanı, fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Hahlısın. Belki de çok az... O zaman şöyle demeliyim: Seni az tanıyorum... Az... Sen de fark ettin mi? Az, dediğin, küçücük bir kelime. Sade- ce A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbir- leri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi... Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum, demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım, demektir. Belki de az, her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir..."
Sayfa 349 - Derdâ
Tek bir hayatta bir kaç hayat yaşadım ben, ki Buda yaşlıyım demenin bir başka şekli oluyor.
Reklam
Üzüldüğün şeye bak
Aşk rüyadır çok zaman olduğu gibi bırak Aşk rüyadır çok zaman olduğu gibi bırak Tek sen misin ayrılan Üzüldüğün şeye bak Tek sen misin ayrılan Üzüldüğün şeye bak Bakıp bakıp resmine Bakıp bakıp resmine
Medeni bir kütle olarak geçmiş yakın devirlerimizde gördüğümüz en fena alışkanlık yalnız zekâya güvenmek, yalnız sağduyularla yeterlenmek ve deneme esasını kabule yanaşmayan vehimlerle millet hayatında gölge oyunları oynatmaktır. Pozitif bilim, günlük hayata girmedikçe, cemiyetin işleri, o işleri bilenlerin toplu fikirlerine dayanmadıkça, hayat, fakir realiteler halinde kalmaya mahkûmdur. Bizim öğrencilik devirlerimizde, bugün yetiştirmekte olduğumuz gençlerin bir türlü akıl erdiremeyecekleri bir öğretim usulü vardı. Tek deney yapmadan fizik, tek madde görmeden kimya okutulurdu. Öğrendiğimiz fizik, karatahta fiziği: okuduğumuz kimya tebeşir kimyası idi. Belki bugün birçok maddi eksikliklerimiz vardır; fakat zihniyetimiz, pozitif bilimin ilkelerine ve metotlarına tam uyar hale gelmiştir.
Sayfa 131
Varlık ve yokluk... Aralarında dağlar kadar fark varmış gibi görünen bu iki kelime, nedense şu anda bana o kadar farksız geliyordu ki. Varlığından emin olduğum kişi aslında hiç orada olmamıştı. Kim bilir, belki hayat bir gün bana bir iyilik yapar ve yokluğundan emin olduğum bir kişinin aslında hep yanımda olduğunu gösterirdi. Her şeyi anlamadığım çocukluk günlerime dönmek isterdim. Tek derdimin parkta salıncak için sıra beklemek olduğu günlere dönmenin bir yolu yok muydu? Zamanı geri almayı geçtim, birkaç saatliğine zaman dursa, biraz dinlensem güzel olmazmıydı? Zaman birkaç saatçik dursa, sonra da kaldığı yerden devam etse olmazmıydı?
Sayfa 314Kitabı okudu
78 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Büyük ustalarımdan Hermann Hesse... Bir yazardan çok bir yolcudur kendisi. Yine bir yolcuğun içine alıyor beni, "Doğu Yolculuğu" hatta Doğu'dan ziyade Yaşam Yolcuğu'nun içine. Yolculuklarla ilgili pek bir şey anlatmak zor, hele başkasının anlattığı yolculuğu yorumlamak daha da zor. O yüzden fazla bir yorum yapmak istemem, istesem de beceremem diye düşünüyorum.Becerdiğim kısımlarıysa kendime saklamak niyetindeyim. Tek söyleyebileceğim; bu yolculuğu da, kendi yaşam yolcuğumuzu devam ettirirken okumak ve mümkün olduğunca içine girmek gerektiği yalnızca.
Doğu Yolculuğu
Doğu YolculuğuHermann Hesse · Can Yayınları · 20192,804 okunma
Reklam
Mustafa Hoca, hayal kırıklığına uğramamak için insanlara doğru düşünmenin öğretilmesini istiyor. Ve önüne çıkan herkese bunu anlatmak için çırpınıyor: Side'deki köylüye iyi yoğurt nasıl yapılır, onu tarif ediyor; ona sabit ısının bu problemde önemli bir etken olduğunu söylüyor. Okullarda matematik, fizik, kimya uygulamalarının yanı sıra
Sayfa 158Kitabı okudu
Dertten beladan korksa şu dünyayı yaratır mıydı Yaradan? Hayat yaratmak, dert üretmek demektir. Beladan kurtulmanın tek yolu öldürmektir. Dikkat edersen, korkaklar başlarına bela olabilecek kişilerin öldürülmesini isterler hep.
496 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Merhaba canlar... Bugün @parolayayınları ndan çıkan
Tuğçe Aksal
Tuğçe Aksal
kaleminden #kelebeketkisi ile geldim... Bazen hayat öyle bir yara açıyor, sizi öyle bir yerinizden kırıyor ki; ne zamanla geçiyor ne de paylaştıkça azalıyor. Herkes normal yaşantısına devam etmeye, size yardımcı olmaya çalışırken, her bakışları, her sözleri kırılan yerinizi
Kelebek Etkisi
Kelebek EtkisiTuğçe Aksal Karaoğlan · Parola Yayınları · 202431 okunma
Aynadaki görüntüsüne, "Seni salak!" diye bağırdı. "Yazmak istedin, yazmaya da çalıştın ama yazacak hiçbir şeyin yoktu. İçinde ne var senin? Bazı çocukça kavramlar, birkaç az pişmiş duygu, çokça sindirilmemiş güzellik, koskoca ve kapkara bir cehalet, aşkla yanan bir yürek ve aşkın kadar büyük, cehaletin kadar nafile bir tutku. Yazmak istedin! Neden, çünkü hakkında yazabileceğin bir şeye başlamak üzeresin. Bir güzellik yaratmak istedin, ama güzellik hakkında hiçbir şey bilmezken nasıl yapacaksın bunu? Hayatın temel nitelikleri hakkında bir şey bilmeden hayat hakkında yazmak istedin. Dünya senin için bir Çin bulmacasıyken ve varoluş düzeni hakkında yazabileceğin tek şey, onu hiç bilmediğinken, sen tutmuş dünyayı ve varoluş düzenini yazmak istiyorsun. Neyse, hadi biraz neşelen oğlum Martin. Ona da sıra gelecek. Az, hem de çok az biliyorsun ama daha çok bilmeni sağlayacak doğru bir yolda gidiyorsun. Eğer şansın yardım ederse, ileride bir gün bilinebilecek her şeyi bilirsin. Sonra da yazarsın."
Sayfa 127Kitabı okudu
Tek bir iyi davranış, hayat boyu sürmesi gereken bir sözleşme değildir.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.