Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sırf daha güçlü bir imaj sağlamak uğruna daha da sertleşen, acımasızlaşan bu dünyanın hükümsüz yargılarına körü körüne sarılan, geçmişindeki tüm kötülüklerin damarlarından kan gibi boşaldığı, yüreğinin iyileşebilmesi için tutunacak bir elden fazlasını istemeyen, yüreği kan ağlayan bu insancıklara bir tekme de biz mi vuralım?
Hayat kadınları
"Bunu yapmana gerçekten izin veremem Juliette," dedi Paul dişlerinin arasından. "Neden şöyle yapmıyoruz..." Juliette daha kendini toparlayıp, yuvarlanarak ayağa kalkıp nişan almayı aklından bile geçirecek zamanı bulamadan, Paul karnına bütün gücüyle tekme attı. Juliette'i yuvarlanarak ana iskeleden alttaki daha ufak, su yüzeyindeki platforma düşürdü. Juliette'in nefesi kesildi. Silahını kaldırdı, başı dönüyordu, ama Paul yanına atladı ve silahı tuttuğu eline vurup suya düşürdü.
Sayfa 365
Reklam
Dünyanın en güzel sanat eserlerini ve bilimi üreten bu beyinler, söz konusu kötülük olduğunda, emin ol hiçbir nöronuna sığmayacak acımasızlıklara imza alabiliyorlar. Mesela az önce oturduğumuz şu bank. Her tarafı kırık ve kirli. Kimisi üzerini çizmiş, kimisi bir kısmına tekme atıp kırmış. Niye biliyor musun? Çünkü bu bank sahipsizdi ve insanoğlunun sahipsiz olana karşı tavrı netti. Ya sahip olacaktı ya da sahip olamayacaksa illaki zarar verecekti.
"Şu kayaya bir tekme atsana .. Ayağın acıdı değil mi? Seni olduğu gibi karşıladı, çünkü o kaya. Şu adama bir tekme atsana .. Ayağı acıdı.. Ama sana karşılık vermedi, neden? Çünkü adam değil de ondan."
Sokakta birisi Sokrates'e hakaret etmiş, bir de tekme atmış. Sokrates hiç aldırmadan yürüyüp gitmiş. Durumu görenler niye bir tepki göstermediğini sormuşlar. O da: Bir eşek beni ısırsa onu dava mı etmeliyim sizce?' demiş.
Anna aniden ayağa kalktı, tahminimce benden kaçmak içindi ama tam tersine yanıma doğru yürüyüp şezlonguma bir tekme savurdu. Dengemi kaybedip gerizekalı gibi arkaya savruldum. Fakat kafamı kaldırıp bana alev saçan gözlerle baktığını görünce sadece sırıttım. İşte benim kızım.
Sayfa 197 - Go KitapKitabı okudu
Reklam
Anna hayal kırıklığına uğrayıp gevşeyince göğsüme tekme yemiş gibi oldum.
Sayfa 119 - Go KitapKitabı okudu
zıtlıklar
İyileri tanımak için mutlaka kötülere İhtiyaç olduğu fikrine itibarm yoktur benim.Birilerinin sevilmesi için birilerinin de aç kalması gerekmiyor çünkü. Rabbimiz, hangi eserini sevginin kucağında büyütmemiş? Neden okşanmak ve kucaklanmakla gidilecek yere, tekme ve tokatla erişmeyi tercih edenlere değer verelim ki? Gülümsemek dururken kaş çatmayı, sevmek ve barışmak varken küsmek ve kavga etmeyi huy edinenler zalimlikten gayrı neyin peşinde olabilirler?
Sahipsizlik?
Mesela az önce oturduğumuz şu bank. Her tarafı kırık ve kirli. Kimisi üzerini çizmiş, kimisi bir kısmına tekme atıp kırmış. Niye biliyor musun? Çünkü bu bank sahipsizdi ve insanoğlunun sahipsiz olana karşı tavrı netti. Ya sahip olacaktı ya da sahip olamayacaksa illaki zarar verecekti.
Sayfa 191Kitabı okudu
"Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tek­me ve tokatla erişmeyi tercih edenlere değer verelim ki?..."
Reklam
Birilerinin semirmesi için birilerinin de aç kalması gerekmiyor çünkü..
"Ah Selim Bey, şu dünyada yol kesenler olmayınca, şeytanlar ve zalimler bulunmayınca gerçek iyiler yahut yoksulları doyu­ranlar nasıl anlaşılır, Rabb'a kulluk edenler nereden bilinir?" "İyileri tanımak için mutlaka kötülere ihtiyaç olduğu fikri­ne itibarım yoktur benim. Birilerinin semirmesi için birilerinin de aç kalması gerekmiyor çünkü. Yaşadığımız şu dünyaya  bakınız, Rabbimiz, hangi eserini sevginin kucağında büyüt­memiş? Neden okşamak ve kucaklamakla gidilecek yere, tek­me ve tokatla erişmeyi tercih edenlere değer verelim ki? Gü­lümsemek dururken kaş çatmayı, sevmek ve barışmak varken küsmek ve kavga etmeyi huy edinenler zalimlikten gayrı ne­yin peşinde olabilirler? Bu erdemler için buluşacaksak ben  de sizinle beraberim; lakin Ortadoğu'da savaş çıkaranlara Hz. İbrahim'in doğruluk üzerine bina edilmiş Hanif akidesini  bütün çıplaklığıyla anlatmadığınız sürece aramızdaki bu me­seleyi çözmüş olamayacağız..."
Ha bir de, elinde dilekçeyle gelen, hatta dilekçesi olmasa bile, beni şikâyet etmeye geliyormuş gibi görünen birini görürseniz, hemen yakalayıp güzel bir tekme yapıştırın! (Ayağını kaldırır.) Anladınız mı? Şişt…şişt…
Sayfa 133 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yaramazlık cezaları (çocuklukta etkin bir şekilde durdurulabilecek türdeki yanlış davranışlar) çocuk­lar büyüdükçe gittikçe ciddileşir ve dört yaş itibarıyla etkin bir şekilde sosyalleşmemiş olanlar, daha sonraki gençlik ya da ilk yetişkinlik yıllarında, toplum tarafından açıkça ve orantısız bir şekilde cezalandırılır. Sınırlandırılmayan o dört yaş çocukları genelde yapı olarak iki yaşında da gereksiz saldırganlık sergilemiş olanlardır. İstatistiksel olarak tekme atmaya, vurmaya, ısırmaya ve yaşıtlarının elinden oyuncak almaya (bu çalma olarak bilinir) daha yatkındırlar. Bunlar, oğlanların yüzde beşini, kızların daha düşük bir yüzdesini oluştururlar. Sihirli "Fiziksel cezanın ba­ hanesi yoktur." sözünü düşünmeden tekrarlamak ayrıca ergenlik çağındaki şeytanların bir zamanların masum çocuk meleklerin­ den çıktığı sanrısını da büyütür. Herhangi bir yanlış davranışı görmezden gelerek çocuğunuza iyilik yapmazsınız (hele, mizaç olarak daha saldırgansa).
Sayfa 204
İki yaş çocukları, istatistiksel açıdan, en vahşi insanlardır. Tekme atar, vurur, ısırırlar ve başkalarının eşyalarını çalarlar. Bunu keşfetmek, öfke ve hüsranlarını ifade etmek ve dürtüsel arzularını tatmin etmek için yaparlar. Daha önemlisi, konumuz açısından, bunu izin verilebilir davranışın gerçek sınırlarını keşfetmek için yaparlar. Neyin kabul edilebilir olduğunu başka nasıl çözebilirler ki? Küçük çocuklar, bir duvar arayan kör insanlar gibidir. Gerçek sınırların nerede durduğunu görmek için itmek ve denemek zorundadırlar (ve o sınırlar nadiren söylendikleri yerde bulunur). Bu tür eylemlerin tutarlılıkla ve sürekli olarak düzeltilmesi, çocuğa kabul edilebilir saldırganlığın sınırlarını gösterir. Yok­luğu sadece merakı artırır, bu yüzden çocuk eğer saldırgan ve baskınsa biri bir sınır işaret edene kadar, vurur, ısırır ve tekme­ler. Anneme ne kadar sert vurabilirim? İtiraz edene kadar. Bu nedenle, düzeltme ne kadar erken gelirse o kadar iyidir (ebe­veynin arzuladığı nihai sonuç vurulmak değilse). Düzeltme, ay­rıca, çocuğun başkalarına vurmanın, vasat altı bir sosyal strateji olduğunu öğrenmesini sağlar. Düzeltilmediğinde, hiçbir çocuk, dürtülerinin hem kendi ruhunda hem de sosyal dünyada çatışma olmadan bir arada var olabilmesi için, onları organize etme ve düzene sokma gibi zahmetli bir sürece girmeyecektir. Bir zihni düzene sokmak kolay iş değildir.
Sayfa 189
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.