Fahrenheit 451 devlet sansürünün, totaliter rejimlerin dehşetini anlatan temel yapıtlardan biri sayılmasına rağmen, Ray Bradbury, romanı hakkında şöyle der:
"Romanım hep yanlış ya da eksik
ÇEKİLİŞİMİZ BİTMİŞTİR.
BUNCA ZAMAN EMEK VE KİTAP VEREN HERKESE SONSUZ TEŞEKKÜRLER. YÜREĞİNİZE SAĞLIK GÜZEL İNSANLAR..
Öncelikle bu çekilişe bağışladığı kitaplarla, emekleriyle, paylaşımlarıyla katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Sizlerin sayenizde çok daha güzellerini birlikte yapacağınıza şüphem yok. Şimdi kazananları seçme
Evimize ilk renkli televizyon girdiğinde henüz 6 yaşındaydım. Siyah beyaz televizyondan renkli televizyona geçiş evde büyük bir heyecan seline neden olmuştu. Nasıl kurulacak? Hangi sehpanın üzerine konulacak? Hepsi en ince detayına kadar düşünülüp, ayarlanmıştı.
O dönemler sadece TRT1 vardı bir yıl sonra da TRT2 yayın hayatına başladı. Annemler
Daha evvel İnsan Ve Hayat Dergisini hiç okumamış biri olarak, bana hediye gelen bu kitapta ne ile karşılaşacağımı bilmediğim için biraz önyargılıydım.
Dergide yayımlanan makalelerin derlemesi olan kitapta “Medya” genel tabiri altında aslında sadece televizyon sektörüne odaklanılarak, istatiksel verilerle desteklenmiş; reklamdan, dizilere, çocuk programlarından, haberlere gün içinde televizyon başında geçirilen zamanda nelere maruz kaldığımızı anlatan bölümler mevcut. Eğlence amaçlı hemen hemen hepimizin evlerinde ikişer üçer olan televizyon teknolojinin bir nimeti olarak bize neler kazandırdı? İş gücü tasarrufu mu yaptırdı, en kıymetli hazinemiz olan zamanı tasarruflu mu harcattı? Sosyokültürel olarak bizi ne kadar ileri götürdü? İki gün evvel izlediğimiz dizinin bölümünü bile hatırlayamazken, yıllar boyunca izlediğimiz neler aklımızda kaldı?...Gibi soruları sordururken,aynı zamanda “Yok canım ben bağımlı değilim, haftada iki gün dizi takip ediyorum sadece” diyen okura, haftanın iki akşamını vakfettiği bu cihaza bağımlı olup olmadığının da bir yergisini yaptırtabiliyor.
Bir okur olarak, en son ailecek hangi akşam konuştuğumuzu sorguladım.Birine derdimi anlatmak için ne zaman konuşmaya kalksam sesi benden fazla çıkan televizyonun sesini kısarak, sınırlı bir zaman dilimi olan reklam arasında konuşmak zorunda olduğumu farkettim. Evin baş köşesindeki bu misafire aile üyelerinden bile fazla değer biçiyoruz aslında.
Doğrusu hep farkında olunan ama üzerinde düşünülmeyen bazı konularda düşündürmesi açısından kitabı başarılı buldum diyebilirim.
Elimi yaktığım zamanlar dışında. :))
İnceleme yapmayı beceremediğim için uzak duruyordum incelemeden. Sonra dedim, kaç kaç nereye Merve. :D Tezli mezli bilimsel şeyler yazamayacağım, azıcık duygu ve düşünce sadece. Spoiler mıpoiler de bilemiyorum. Velhasılıkelammm..
Kitapların yakıldığı bir dünyada aslında düşünceler yakılmıştır. Düşüncelerin
Amerikalı çocuklar zamanlarının çoğunu edilgen bir şekilde televizyon, radyo ve sinemayla oyalanarak geçiriyorlar. Ortalama bir Amerikan evinde televizyon günde yedi saat açık durur. Bunun tersine geleneksel Yeni Gineli çocukların edilgen eğlence olanakları gerçekten de yoktur, onun yerini uyanık kaldıkları zamanın hemen hemen hepsini etken olarak başka çocuklarla ya da büyüklerle konuşmak ya da oynamak gibi bir şeyler yaparak geçirirler. Çocuk gelişimiyle ilgili neredeyse bütün araştırmalarda zihinsel gelişim için çocukluktaki uyarı ve etkinliklerin ne kadar önemli olduğu vurgulanır ve çocuklukta az uyarılmışlığın zihinsel gelişimi değiştirilemez bir biçimde yavaşlattığı gerçeğinin altı çizilir.
Radyo alçakgönüllüydü, vakurdu, inatçıydı ama yeni değildi. Televizyon ise hayatımıza ağır bir vaka olarak girdi; radyoyu, kardeşi doğunca ihmal edilen büyük çocuğa benzetti. Şımarıktı, kaprisliydi ve çok çekiciydi. Televizyonla birlikte özellikle küçük şehirlerde hayatın ağır ritmi değişti, alışkanlıklar terk edildi. Yazın evlerin bahçeleri boş
Türkiye halkı kravat takar, lüks otomobillerde dolaşır, bikinili hatunları sosyetik plajları doldurur veya şehirlerini şekilsiz gökdelenlerle doldurup oraları “modernize” ederek yaşanmaz hale getirir — ama tüm bu halk zenginiyle fakiriyle, şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir ve ortalama kültür düzeyi ya bir Afganistan ya da bir Orta Afrika