Az önce 21. Yüzyılın en iyi bilim kurgu romanlarından birini bitirdiğimi düşünüyorum.
Eğer bilim kurgu seviyorsanız bu kitabı okuyun. Matematiğe ilginiz varsa okuyun. Biyolojiye, fiziğe, kimyaya, tarihe, felsefeye, edebiyata, psikolojiye, nörolojiye ve daha sayamayacağım birçok alana ilginiz varsa bu kitabı OKUYUN derim.
Öncelikle yazarın
Bazı yazarlar vardır, 'yazmak' eylemi onların hayatıdır. Gerçek bir kitap yazmak için ciddi fedakarlıklar yaparlar. Ünlü yazarların popüler kitaplarını okumamış olsanız da mutlaka duymuşsunuzdur. Ama bazı kitaplar vardır ki, asla hak ettikleri yerde değillerdir. Mesela Dostoyevski deyince herkesin aklına elbette Suç ve Ceza gelir, ama Yeraltından
Peygamber Efendimiz (sav) ‘in bir günü…
Uhud günleri değil, Bedir değil. Hendek, Hicret yolculuğu ya da Miraç gecesi de değil kitapta yazılan…
Efendimiz’in sıradan bir günü. Edebiyle, kulluğuyla, merhametiyle, tebessümüyle, beşeriyetiyle, tefekkürü ile sıradan bir günü.
Eris kuyusunun kenarındaki taşların üstüne oturup, ayaklarını kuyuya
Yedi kitaplık Kayıp Zamanın İzinde'nin ilk kitabı Swann'ların Tarafı, oldukça zor bir eser. Çoğu eserin ağırlaşmasına ve zorlaşmasına yol açan "anlatımda yoğunluk" dediğimiz kavram bu kitapta genelgeçer olarak pek fazla yok. Anlatım yalın; yazarın ne dediği anlaşılıyor. Ne dediği anlaşılıyor ama nasıl anlaşılıyor? İşte burada Proust
Samimi insanlarla yapılan hasbi sohbet oksijen gibi insana nefes aldırıyor, güven aşılıyor, kendine geliyorsun, kendini tanıyorsun, insan denilen güzelliğin derinliklerini temaşa ediyorsun, ne güzel bir nimet..
"Bir kalbi derinden sarsmak için kader her zaman sillesini vurmaya, güçlü darbesini indirmeye gerek duymaz; aksine kaderin insan hayatına müdahale etmek için duyduğu karşı konulmaz İsteği, sıradan bahanelerle meydana gelen yıkımları körükler. Bu ilk hafif temasa bizler, kendi yetersiz dilimizde "vesile" deriz ve onun küçük görünen etkilerini genelde müthiş bir etki yaratan gücüyle şaşkınlıkla karşılaştırırız. Ancak nasıl ki hastalığın kendini belli etmesi, hastalığın çok küçük bir parçasıysa, gün yüzüne çıkan ve yaşantı olarak nitelendirilebileceğimiz kısmı da insan kaderinin çok küçük bir parçasıdır. Kader daima, dışarıdan ruha temas etmeden çok önce kişinin ruhunda ve bedeninde dolaşmaya başlar. Kendinin farkına varmak, kendini savunmaktır ve çoğu zaman bu boşunadır. Ancak insan bütün bunları fark ettiğinde, zaten artık her şey için geç olmuş demektir." Diye başlıyor kitap.
Salomonsohn adındaki yaşlı adamın ailesi ile gittiği tatilde gecenin bir yarısı geçirdiği bir rahatsızlık ile uyanır. Ve o anda yaşadıklarını sorgulamaya başlar. Bu sorgulama ona etrafında olan biteni daha dikkatli inceletiyor. Ve bütün hayatını aslında kızının, eşininin mutluluğuna ve rahat bir hayat geçirmelerine adamış olduğunun ama ailesinin aslında ona ne kadar yabancı olduğunun farkına vardırıyor, ve o anda hissizleşiyor. Kendisini o hayattan tamamen soyutluyor son zamanlarını babası gibi klisede geçirmeye başlıyor.
Ve sonra... Artık canı yanmıyordu. Fakat yine de içindeki bir şey küle dönüyor ve çürüyordu. Ve yavaş yavaş kalbinin çöküşü başlamıştı.
Çok hızlı giderseniz içinizde olup bitenleri özümseyecek ve onu kendi duyarlılığınızın bir parçası kılacak kadar vaktiniz olmaz. Güzellik ancak onu durup temaşa edecek zamanınız varsa size bir şey söyler.
Tarih zevk veren bir bilgi birikimidir. Kronoloji hiç sevmem demeyin, kronolojiyi sevdirecek mukayeseler vardır. Keza kronoloji sevmek için kronoloji ezberlenmez, onu ehl-i hamakat yapar. Mühendislikte bile rakam ezberlenmez, mutlaka bu rakamların tadına varmak için karakökünü alırsınız, çarpım cetveli ile başlarsınız.
Kronoloji sevmek için ise senkronoloji yapmak zorundasınız. Senkronoloji nedir, eş zamanlama: yani 495'te ne oluyor? Roma İmparatorluğu parçalanıyor, peki öbür tarafta ne oluyor? Sasaniler İran'ında Orta Asya'da kim var? Türkler ve Göktürk İmparatorluğu var. Biraz daha ilerlerseniz işte 622'de Hz. Muhammed hicret ediyor. Bizans'ta kim var? Herakles sülalesi İranlılarla kavga ediyorlar; onlar ortalığı altüst ediyor ve arada Göktürk Kağanı Bumin Han Bizans'la temasa geçiyor. Böyle bakmaya başladığınız zaman o sıkıcı bulutların arkasındaki tarih, kapı komşunuz olmaya başlar.