Şair kitabını “Eeen Güzel Şey” olarak adlandırmış. Bu adlandırmanın ilk akla getirdiği, şiir oluyor. Şairin başına gelen “en güzel şey”in şiir olduğunu söylemesinde bir tuhaflık yok elbette. Ama yine de üzerinde durulmaya ve düşünmeye değer. Şiir gerçekten başa gelen “en güzel şey” midir? Neticede evet denilebilir ama yine de bir durup düşündükten sonra karşılık verilmesi gereken bir soru. Kitapta ayrıca “Başıma Gelen Eeen Güzel Şey” başlıklı bir şiirin yer alması, çağrışım aralığını daha da genişletiyor. Adı geçen şiiri, şairin kızı için yazmış olduğunu kaydedelim. Ya da şöyle söyleyelim: Adı geçen şiir, şairin kızına on beşinci yaş günü hediyesi. Şiirde, şair “başına gelmeyecekleri” sayıyor ve sonunda başına gelen “en güzel şeyi” söylüyor. Şiirden bir bölüm okuyalım:
Bir ülkem olmay’cak
onlarla ortak hissedeceğim bir toplum,
bu benim başıma gelmeyecek.
Bir barışım olmay’cak
ohh bitti şu aptal dövüşü diyeceğim gün,
bu benim başıma gelmeyecek.
Bir şiirdaşım da olmay’cak
dilimin altındaki suskun dilleri duyan,
benim başıma gelmeyecek bu.
Bir cankurtaranım olmay’cak
hiç değilse kitaplarımı yaşatmak için,
bu da gelmeyecek benim başıma.
Bir güvencem olmay’cak
şu ayı da atlatsak kaygısından uzak,
bu benim başıma gelmeyecek.
Bir sevgilim olmay’cak
öylesine tutkulu bir aşktan ve sonsuz,
bu benim başıma gelmeyecek.
Bir kızım var benim, yaşı bu sabah on beş
başıma gelmiş eeen güzel şey,
başka da birşeyim yok — Olmasın.