Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Fatiha Suresi Tefsir Ve Meali
Es-Selam..! Okumuş olduğum tefsir ve meallerden çalışmalar yapıyorum kendi çapımda:)) Bu bağlamda Fatiha Suresini sizlerle paylaşmak istedim.. Umarım beğenirsiniz.. Varsa bir yanlış ifadem veya hatam şimdiden affola... FATİHA SURESİ Allah Rasulü(sav)'in peygamberliğinin ilk yıllarında
500 syf.
9/10 puan verdi
Uzun bir zaman önce elime geçen bir eser “ Çevre Bir Emanettir “ ve onunla karşılaşmam bir kitapçıda veyahut internette yapılan kitaplara dair bir araştırma neticesinde değil. Çalışmış olduğum kurumda formalite icabı konulan kütüphanenin bir köşesinde kırgın, tozlanmış bir eserdir. Vefanın ışığının dokunmadığı.. *** Kaliteli bir kağıt yapısına
"Çevre Bir Emanettir"
"Çevre Bir Emanettir"Komisyon · T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yayınları · 20121 okunma
Reklam
Gayb “gözle görülmeyen; akıl, duyular vb. beşerî bilgi vasıtalarıyla bilinemeyen varlıklar, ilişkiler ve oluşlar”dır. Allah, vahiy, kader, yaratılış, ruh, kıyametin zamanı, kabirde olacaklar, yeniden dirilme, toplanma, sırat, terazi, cennet, cehennem... hep gayb âlemine dahildir. Bunlar hakkında bilgi alınabilecek iki kaynak vardır: Vahiy ve ilham. Akıl, ancak bu iki kaynaktan alınacak bilgiler üzerine tefekkür yoluyla açıklamalar getirebilir. Keşif, kalp gözünün açılması, Allah tarafından haber verilmek (tahdîs) gibi çeşitleri veya isimleri bulunan ilham, ancak İslâm’a sağlam iman ve onun esaslarını samimiyetle (ihlâs) yaşama sonucu elde edilmiş bulunursa muteber olur.Yine de ilham objektif ve herkes için geçerli, üzerine genel hüküm bina edilebilecek bir bilgi kaynağı değildir, kime gelmişse onu ilgilendirir, umumi ve kesin delillere (vahiy) aykırı olmamak şartıyla onu bağlar.
224 syf.
·
Puan vermedi
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç , Türk romanının Fransız natüralisti Hüseyin Rahmi,bu eserinde mizahi ve ironik bir yaklaşımla ele aldığı evlilik kurumunu ve o dönemin kültürel yapısını,  eğitim seviyesini, ilmi cepheye bakışta Batıya göre geri kalmışlık durumu daha çok evde bulunan , ilim, çalışma hayatı, egitim hayatı kısmından yoksun
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · Ren Kitap · 202017,2bin okunma
Hz. Peygamber'in (ﷺ)Kur-an Tefsirinin Çeşitleri
1.Hz. Peygamber(ﷺ) Kur-an’ı Kerim 'i yine Kur-an ile tefsir ederdi. 2.Hz. Peygamber(ﷺ)Kur-an’ı Kerim' de var olan bazı kapalı hükümleri açıklar, daha anlaşılır kılardı. 3.Hz. Peygamber(ﷺ)vaaz edilen hükümleri te'kid(pekiştirme) eder, iyice sağlamlaştırırdı. 4.Hz. Peygamber(ﷺ)umumi hükümleri tahsis eder, yani genel hükümleri özelleştirirdi. 5.Hz. Peygamber(ﷺ)mutlak lafızları takyid eder, yani kayıt altına alırdı. 6.Hz. Peygamber(ﷺ)müşkili (anlaşılması zor olan şeyleri) tavzih eder, yani açıklardı. 7.Hz. Peygamber(ﷺ)mübhemi (kapalı olanı) beyan eder, açıklardı. 8.Hz. Peygamber(ﷺ)teoriyi pratiğe çevirerek ameli olarak açıklama yapardı. 9.Hz. Peygamber(ﷺ)bir takım luğavi izahlarda bulunarak açıklamalar yapardı. 10.Hz. Peygamber(ﷺ)bir takım vasıfları belirterek açıklamalarda bulunurdu. 11.Hz. Peygamber(ﷺ)bazı ayetleri muhataplara meseller getirerek veya geçmiş ümmetlerden kıssalar anlatarak açıklardı.
Sayfa 30 - Siyer YayınlarıKitabı okudu
Kemalist Rejimin Hasta ettiği Kadın & Seçme ve Seçilme Hakkı Kemalist rejimin övündüğü inkılapların başında “Kadınlara seçme ve seçilme hakkının” verilmesi ve Isviçre’den alınan Medeni Kanun gelir. Halbuki gerçekler hiç de öyle değil. Kadınlar üzerine yaptığı yayınlarla dikkat çeken Prof. Dr. Ömer Çaha’ya göre 1926’da Isviçre’den alınan
Reklam
Sir Francis Bacon
İnsanlar görüşerek ilişki kurar ve umumi anlayışa uygun kelimeler kullanırlar. Bu yüzden hastalıklı ve uygunsuz biçimde seçilen kelimeler anlamayı mükemmel bir şekilde engeller. Eğitimli kişilerin bazı şeylerde kendilerini korumak için kullandıkları tanımlar ve açıklamalar da meseleyi hiç bir şekilde düzeltmez. Kelimeler basit bir şekilde anlayışı bastırır ve geçersiz kılar, herkesi karışıklığa sürükler ve insanları sayısız boş çelişkiye ve anlamsız imgelere mahkum eder.
Bıraktıkları evleri şehirde olan mültecilerin, geri döndüklerinde yaşama sansları daha yüksekti, fakat orada kalma şansları çok azdı. Şumla'daki Osmanlı güvenliğini terk edip Razgrad bölgesine dönmeye yeltenen ilk mülteci grubunun, yola çıktıktan kısa süre sonra tüm malları gasp edildi. Daha sonra üstlerindeki başlarındaki esvapları da soyuldu. Razgrad'a ulaş tıklarında ise günlerce yiyeceksiz ve az bir suyla umumi mezbahada kalmaya zorlandılar. Mezbahada mültecilere şu açıklamalar yapıldı: 1) Sırp Savaşı'nda veya daha sonraki savaşta görev almış olanlar ülkede kalamazlar. 2) Yerleşmesine müsaade isteyenlerin istisnasız hepsi dürüstlükleri ve ahlakları hakkında bir Bulgar kefil bulmalılar. 3) Köyleri dağlarda veya ormanda olanlar, kefil gösterseler bile bu tip sahalar stratejik önem taşıdığı için, ülkede kalamazlar. 4) Kendilerine Bulgar kefil bulsalar bile, evlerine Bulgarların yerleştiği kişiler gitmelidir.
O yılların yabancı bir tanığı Busbecq şunları yazmış: "Türkler arasında umumi surette dolaşan bir iaya göre Süleyman kısmen karısı Roxolana’nın büyüsü yüzünden -Çünkü o hemen hemen bir sihirbaz kadın gibi telakki ediliyordu- oğlu Mustafa'dan o kadar soğumuştu ki onu öldürmek için akıl danışmaya başlamıştı. Bir rivayete göre Mustafa, Rüstem'in ve üvey annesinin kendi aleyhindeki tasavvurlarını sezmiş ve canını kurtarmak için babasını tutuklayarak cebren imparatorluğu ele geçirmek istemiştir." Sahayifü'l-ahbâr'da ise bu konuya şöyle değiniliyor: “Hâtır-i hümayun (padişahın gönlü) şehzâde Mustafa tarafına mâil olup kendüyü veliahd etmeğe azm etmişler idi. Lâkin şehzâde Sultan Bayezid'in li-ebeveyn (ana baba bir) hemşiresi olan Mihrümâh Sultan Rüstem Paşa'nın zevcesi idi. Validesiyle (Hürrem), Sultan Bayezid'e veliahdlık tahsili daiyesine düştüler. Bu maddede Rüstem Paşa'yı hevadâr edüp ânın sâ'y ü nifakı ile maslahat tamam oldu." Bu da sonraki bir tarihçinin yorumudur. Bu açıklamalar doğru kabul edilirse asıl tahrikçinin Mihrümâh, teşvikçisinin annesi Hürrem, planı kuran ve yürütenin de Rüstem Paşa olduğu ortaya çıkıyor.
Sayfa 232 - Alfa Yayıncılık, 1. Baskı: Kasım 2015 {Genişletilmiş, geliştirilmiş yeni baskı}
Mükemmel Çocuk Yetiştirmenin Üç Altın Kuralı
BAŞLIK DİKKATİNİZİ ÇEKTİ ve yazıyı okumaya başladınız değil mi? İstediğim de buydu zaten. Yoksa ne mükemmel çocuk yetiştirmenin sadece birkaç kuralı vardır ve hatta ne de mükemmel çocuğun tarifi. Ama maalesef orada burada buna benzer başlıklarla yazılmış “mucizevi” reçeteler okuruz sık sık. Sağlam bir dünya görüşü olmayan Batı medeniyetinin
Reklam
Rönesans ve Reform hareketleriyle kilisenin,bir bakıma da dinin hakimiyetinden kurtulan,ardından sanayi devrimini gerçekleştiren batı dünyası maddi ve teknik üstünlük itibariyle İslam dünyasıyla arasına büyük mesafeler koydu. Hemen bütün İslam dünyası,batı karşısında askeri başarısızlıklarla sarsıldı,buna bağlı olarak siyasi,içtimai çalkantılar
Medet 23 Nisan 1950 · Sayı: 1 Gazetenin sahibi Mefkür Demiray gösterilmiştir. Adresi, bir ara Markopaşa adresi olan Çemberlitaş Cami Sokak No: 59'dur. Basıldığı yer de değişmemiştir: Osmanbey Matbaası. Hatta, telefon da Hür Markopaşa'nın numarasıdır: Gazetenin dördüncü sayfasında "Çıkarken" başlığı altında yer alan yazılı açıklamalar, asıl çıkaranın Aziz Nesin olduğu işaretlerini vermektedir: İlk sayısını sunduğumuz "Medet" gazetesi, ilk sayısı dört yıl evvel çıkmış olan Markopaşa ve ondan sonraki Merhumpaşa, Malumpaşa, Alibaba, Bizimpaşa, Yedi Sekiz Hasan Paşa, Öküz Mehmet Paşa gazetelerinin devamıdır. Dört senede aralıklı olarak 60 sayı çıkabilen bu gazeteler sekiz isim, dokuz matbaa, yedi neşriyat müdürü değiştirmek zorunda kalmıştı. Ve bu gazeteler aleyhine açılan 16 davadan, yazarlarının mahkum edildikleri müddetin yekunu sekiz sene iki buçuk ayı buldu. Her hapse girişimiz, yahut sürgüne gidişimiz, düşmanlarımıza, bazen de dost olarak tanıdıklarımıza fırsat verdi. Sıkı Yönetim Mahkemesince, Amerikan yardımı aleyhine yazdığım bir broşürden ötürü mahkum edilmiş bulunmam yüzünden, neşriyat müdürü olamıyordum. İşte bu, başkalarına imkan buldukça gazeteyi çıkartmak ve benim gazete ile olan maddi manevi alakamı kestirmek fırsatını verdi. Hiçbir zaman muvaffak olamadılar, fakat muvaffak olan bir işi rezil etmekte muvaffak oldular. Bütün bu olayları, umumi efkar önünde açıklamaya beni mecbur edenler arasında dostlarımın da bulunmuş olması, en büyük üzüntümüzdür.
UMUMI ACIKLAMALAR
Haramlik her zaman, calınmış gayr-ı meşru yoldan kazanilmış olmakla tahakkuk etmez. Şer'i usule gore kesilmemiş hayvan eti de haramdır. Para vererek alsak bile domuz eti, alkollü yiyecek ve ıçecekler de haramdir.
Sayfa 212 - AkcagKitabı okudu
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum
Çok Tuhaf Soruşturma: Kandiyeli Zorzi Cavala Zara, Adriyatik’te stratejik öneme sahip bir Venedik limanıdır. Osmanlıların 1570 yılında Kıbrıs'ı işgal edip Venedik'le savaşa girmesi bu sınır bölgesini savaşın kritik noktalarından biri haline getirmiştir. Bu stratejik konum bu limanı özellikle savaş zamanlarında Osmanlı casuslarının
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.