Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katari gökte. İnsanin içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıldayan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. Birdenbire büyümesi, gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun. İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde. Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Parmaklarını sözüne pınar edememek. Uzaklarda bir adamın üşümesi, bir kadın dağlara daldikça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek carsilardan. Cicekcilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması. Ayrılık yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme, yalnızca gölge vermesi ağaçların. İyiliğin küfre dönmesi ayrılık. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş. İki adımından birisi insanın. Sevincin kundakcisi, hüznün arması. Süreğen korkusu inceliğin. Ayrılık o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan
Sayfa 110Kitabı okudu
"Evrensel insanlığımızın tüm işaretlerinde - çıplaklık, üşüme, uyku, açlık - fani bedenimizin her bir ihtiyacında insanları iyi ya da kötü, saygın ya da rezil, dürüst ya da namussuz olarak sınıflandıran tüm ayrımların yüzeysel olduğunu anladım. Bu yüzeysellik kalktığında geriye açlık ve susuzluk çeken, uykuya ve dinlenmeye ihtiyacı olan, senin, benim ve diğerleri gibi mutsuz hayvanlar kalır."
Sayfa 48 - Aperatif Yayınları
Reklam
İncinme değil, üşüme bu. ...Güçsüz değil, güceniksin.
Üşüme canım! Ölürüm. Üşür gibi olan neren, nen varsa öper öper öperim.
Can, üşüme durumunda.
Sayfa 61 - Telos Yayıncılık, 2. Basım, Eylül 1994.Kitabı okudu
...insanın şafak sökerken hissettiği, gelgitin dönmesini andıran o üşüme duygusunu yaşamaktan kendimi alamadım.
Sayfa 37 - İthaki Yayınları
Reklam
- Hasan kamyonlar üşür mü? "Ben bu gece çok üşüdüm." + Üşüme! Sen bugün Burak oldun, cennete şehit taşıyacaksın!"
Yağmur yağdı bu gece,istedimki üşüme. Şiirlerden yorgan yaptım öyle örttüm üstüne. Benden nefret etsen bile şarkılarıma küsme. Ondan nefret etsem bile küsmüyorum hüzüne
Öyle böyle annemin yoğun muhalefeti ve benim şiddetli isyanlarımla dolu iki ay geçirdik. Her şeyime karışıyordu kadın. Yok efendim deli bakraç gibi ‘’U’’ mu olurmuş, yok efendim yumurta gibi ‘’O’’ mu olurmuş, yok efendim ayın-gayın gibi ‘’E’’ mi olurmuş, bir dolu laf. Gene bunlar iyi hallerimizdi. Asıl kıyamet cızgılı harflerle kopuyordu. ‘’Ulan
Sayfa 16 - April YayıncılıkKitabı okudu
Jesse için sürekli hissettiği üşüme ve titreme hissi, Colin Amcası'nın donarak öldüğü yaşa gelmeden ortaya çıkmamıştı.
Sayfa 32 - Sola Unitas Yayınları 46. Baskı Çevr. Mine MadenoğluKitabı okudu
Reklam
Bir üşüme duydu kalbinde, ne kadar yalnız olduğunu görünce küçük bir hayvan gibi, bir kuş ya da bir tavşan gibi içinin ürperdiğini hissetti..
Sayfa 49 - Can YayınlarıKitabı okudu
zaman bile yürürken güneşin üstüne gülün yaprağında bu üşüme de ne
Gözlerinden ayırmıyordum gözlerimi. Başka bir yere bakarsam canım yanacakmış gibi geliyordu. Sadece onu görüyordum. Başka kimseyi istemiyordum. Kelimelerini dinliyordum. Ağzından çıkan harfleri. Söyledikleri bir yerlerde yazıyormuş gibi, konuşmasındaki virgülleri, noktaları görüyordum. Kelimelerinin arasındaki boşlukları. Gülümsüyordum. O gülümsediği için. Gülümseyerek konuştuğu için. Sakinleşiyordum. O sakin olduğu için. Artık korkmuyordum. O bana "Korkma" dediği için. "Üşüme!" diyen bir annenin sözünü dinler gibi. "Olur, üşümem" diyordum. "Gerekirse donarak ölürüm ama üşümem!"
Ahmed Arif...
•♡• Üşüme canım! Ölüyorum . Üşür gibi olan neren, nen varsa öper öper öperim. Akan ya da tıkanan burnun bile üşümesin, onu da öperim. Bir bakıma ya çok ilkelim ya da kolayını bulmuşum. Şu : Ben üşümüyorum bu kış . Kazağın sırtımı, canımı , sevdân evrenimi sarmışken böyle nasıl üşürüm? •♡•
Sayfa 158 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde Kendi sesiyle silinmek. Birdenbire büyümesi, gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun. İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde. Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Parmaklarını sözüne pınar edememek. Uzaklarda bir adamın üşümesi, bir kadın dağlara daldıkça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması. Ayrılık yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme; yalnızca gölge vermesi ağaçların. İyiliğin küfre dönmesi ayrılık. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş. İki adımından birisi insanın. Sevincin kundakçısı, hüznün artması. Süreğen korkusu inceliğin. Ayrılık o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.