Nereden başlasam bilemiyorum.
Bazı kitaplar vardır size farklı pencereler açar ve siz farklı atmosferleri solursunuz.
Bazı kitaplar da vardır ki sizi öyle pencereyle falan kandırmaz, tutar kolunuzdan gökyüzüne çıkarır ve size seslenir; bak işte sen dünyayı sadece kendi etrafında olanlardan ibaret sanıyordun, yaşamı, kuralları, toplum yargılarını,
Değerli arkadaşlarım;
Bildiğiniz üzere İthaki Bilimkurgu Klasikleri Serisi yoluna baş koymuş biriyim. Çoğunlukla özelden mesaj yazan okurlar bu kitaplarla ilgili fikrimi almak istiyor. Her yazan kişiye sonuna kadar bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum elbette. Fakat fark ettiğim üzere, genelde listeyi bilmedikleri için kitapları araştıramıyorlar ve
Belki de bu zamandan çokta uzak olmayan bir zamanda geçen bir polisiye Kaos Projesi.
Kozmik korku ile harmanlanan bir siberpunk, noir dedektif dünyası.
(Siberpunk, yapay zeka ve sibernetik gibi fütüristik teknoloji ve bilimsel başarıları toplumsal çöküş veya kültürel çürüme ile yan yana getiren, "alçak yaşam ve yüksek teknolojinin birleşimine" odaklanan distopik bilimkurgu türüdür.)
(Noir; kara roman", karanlık, suç ve entrika gibi unsurların ön planda olduğu bir edebi türdür. bu tür, genellikle bir cinayetin ya da başka bir suçun işlenmesiyle başlar ve bu suçu işleyen ya da işlemeden önce planlayan karakterlerin arasındaki ilişkileri, çatışmaları ve düğümleri anlatır.)
Bir cinayet araştırması için emrivaki bir şekilde görüşmeye çağırılan Özel Araştırmacı Yaprak Çınar, kabul etmek zorunda kaldığı cinayet araştırmasında hem ona bu görevi veren Üç Yıldız Şirketi hem de şirketin şuan ki sahibi Mert Yıldız hakkında hiç bilmediği bilgilere sahip olacak hem de yüz yıl önce yani uzay yolculukları sonlandırılmadan önce uzaya giden ve öldükleri söylenen ekibin başına gelenleri öğrenecekti. En yakın arkadaşının da o ekipte olması ve uzay görevi esnasında yaşananlar çok ilginçti.
Nasıl oluyordu da bir zihin kuryesinin cinayeti ve ardından işlenen cinayetler bu uzay görevi ile alakalı olabiliyordu.
Siborg kiralık katiller, sırlar, esrarengiz bir varlık ve karanlık, tehlikeli düşmanların dünyasında Nano, Yaprak ve Mert 'in mücadelesini nefes nefese okuyacak ve kitap hiç bitmesin isteyeceksiniz.
Lev Tolstoy, kimilerine göre Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kalemi. Kimilerine göre filozof, kimilerine göre pasifist yani savaşa, şiddete karşı, kimilerine göre eğitim reformcusu, kimilerine göre yazar. Bana kalırsa hepsi. Kısaca Tolstoy.
Tolstoy, zengin bir ailenin evladı. Hem anne hem de babasını genç yaşta kaybetti. Yalnızlığı ve bu büyük eksikliği çok erken tattı.
Jean-Jacques Rousseau sayesinde edebiyata merak sardı. Köy hayatını ve onların derdini özellikle dert edildi. Tipik bi burjuva değildi. Kırım Savaşı nda subaylık yaptı. Burjuva hayatını hiç sevmedi. Köyde bi okul kurdu. Eğitime işte bu şekilde adım attı. Ortodoksluktan yeni bir Hristiyanlık şekli oluşturuyor diye afaroz edildi.
16 yaş küçük eşi ile tam 13 çocuk yaptılar. Tek derdi Rus halkı oldu. Köyler, yoksulluk. Hep kazandı, çok parası oldu ama fakir halka harcadı. İşte bu nedenle çok sevildi. Zatüreden 82 yaşında öldüğünde cenazeye binlerce köylü katıldı. Çok sevildi. Hiç unutulmadı.
İnsan Neyle Yaşar kitabını 1885 yılında yazmıştır. Mini mini bir kitaptır. Kitap vermek istediği mesaj açısından değerlendirilirse harika bi iş çıkarmıştır. https://1000kitap.com/yazar/i86492 ın Kanser Koğuşu kitabında bu kitaba bir atıf da mevcuttur.
3 karakter var demek yeterli olur sanırım. Kitap, Simon, eşi Matryona ve Michael arasında geçer.
Kitabın konusuna giremeyeceğim. Spoiler olmadan bu iş zor olur çünkü. Kitap çok kısa. Ama bir hususa değinmek istiyorum. Konunun etrafında gezindiği yer yani çıkış yolu harika. İnsan neyi ister?, insan hangi duygulara değer verir?, insan ne ister?, insanın arzuladıkları vs değil kitabın adı, insan neyle yaşar? Peki insan neyle yaşar? Cevabı kitapta.
Kitaba puanım 9.
Merhaba, ücretsiz bir şekilde ulaşabileceğiniz online kütüphaneler, arşivler ve sertifikalı eğitimler paylaşıyorum. Siz de paylaşarak daha çok kişinin ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
1-Tübitak'ın tüm yayın ve dergilerinin arşivi: services.tubitak.gov.tr/edergi/edergi.htm
2-Milli kütüphane arşivindeki tüm taş plaklara ses dosyası olarak
Eğer size "Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesinin irtifaına hâsıl-ı zarbinin nısfına müsavidir" desem anlayabilir misiniz? Efendim bunun Türkçesi "Üçgenin alanı taban uzunluğu ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir" demektir.
İşte bu karışıklığı yaşamamamız için Atatürk, III. Türk Dil Kurultayından hemen sonra,
Uzay sabretmişti. Vazgeçmemişti araştırmaktan. Hayal kırıklığına uğrasa bile her defasında araştırmaya devam etmişti. Bir yola baş koymuş ve sonunda başarmıştı...
Uzay'ın Kayıp Gezegegeni, İnci Yılmaz Şimşek
Göl kitap yayıncılık
"Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir... Gider gelirdi..."
400 sayfalık kitap sadece tek bir günde geçen vakti anlatıyor. Fakat o tek gün hikaye içerisindeki kahramanların anılarıyla uzun zaman dilimlerine ayrılıyor.
Kısacası şöyle diyebiliriz; bir gün içerisinde geçen o vakit yüz yılları göğsüne