Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birbirinizi Sevin
"Buyruğum şudur: Birbirinizi sevin, tıpkı benim sizleri sevdiğim gibi." (Yuhanna 15:12) "Baba'nın beni sevdiği gibi, ben de sizi sevdim; benim sizi sevdiğim gibi, siz de birbirinizi sevin." Tanrı insan oldu; tanrısal sevgi, insan yüreğinin kanalında akmaya başladı; tanrısal sevgi, insanın insana sevgisi oldu. Gökleri ve
Sayfa 163 - Haberci Basın YayınKitabı okudu
At Meydanı isminin Sultanahmet’e çevrilmesi doğrudan doğruya imparatorluğun genç padişahı, 14. padişah Sultan Ahmed’in, ki çok genç tahta çıktı ve ölümü de öyle oldu, Sultanahmet Camii’ni yaptırmasıyla ilgilidir.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
“Bu odada sadece bir tek gerçek kral var, hep de öyle oldu bu. Ve o kral o tahtta oturmuyor.”
Sayfa 611 - Dex Yayınevi
"... ayrıca hayatımda kadınların vefasızlığından bahsetmeyen tek bir kitap bile açtığımı sanmıyorum. Şarkılar ve deyimler, hepsi de kadınların hercailiğini anlatıyor. Ama belki de diyeceksiniz ki, bunların hepsini erkekler yazdı." "Evet, belki de öyle diyeceğim. Evet, evet, lütfen, kitaplardan örnekler vermeyelim. Erkeklerin bugüne dek kendi hikayelerini anlatma konusunda kadınlara göre müthiş üstünlükleri oldu. Bizden çok daha fazla eğitim görüyorlar,kalem hep onların elinde. Kitapların herhangi bir şey kanıtlamasına müsaade edemem."
Sayfa 76
Ahlaksız öyküler başkadır, Bukowski öyküleri başkadır.
Çünkü öyle bir hayat yaşadım, o hayatı bildiğim için onu yaşıyorum. Alkolik kadınlarla birlikte oldum, çok az parayla yaşadım,çılgın bir hayatım oldu. Bu yüzden de onları yazmak zorundayım. Seks tarafı bazen aşırıydı, ama ahlaksız bir öykü çok can sıkıcıdır. Hiç; okumayı denedinse bilirsin; "adam nabız gibi atan kamışını çıkardı; yirmi santim uzunluğundaydı ve kadın dudaklarını kamışının başına yaklaştırdı. . ." Budur ahlaksız öykü ve çok sıkıcıdır. Bu yüz­den ahlaksız öyküler yazdığımı kabul edemeyeceğim.
Sayfa 125 - Pdf
Kabullenerek güçlenmek için yaşam dersleri. . Kendini bilmek neyden yaptığını bile bilmek. . Kendi temel benliğini tamamen ihmal eden kişilerde de depresyon kaygı bozukluğu boşluk hissi ve bazen bedensel şikayetleri olarak ortaya çıkacaktır şunu söylemem gerekir Bu tür kendine yardım kitaplarını okuyan insanlar genelde sosyal benliğine öne alıp
Reklam
"Benim burada ne işim var?" diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Bir labirentin içindeymişsiniz ve kaybolduğunuzdan eminmişsiniz de her bir dönemeci kendiniz yarattığınız için bu tamamıyla sizin suçunuzmuş gibi hissettiğiniz? Üstelik dışarı çıkmanızı sağlayacak birçok yol olduğunu da biliyorsunuz çünkü labirentten çıkmayı başarmış, dışarıda gülüşüp oynayan insanların seslerini duyuyorsunuz. Çalı çitlerin arasından arada bir görüyorsunuz onları. Yaprakların arasından gelip geçen şekiller halinde. Öyle mutlu görünüyorlar ki onlara değil, bu işi onlar gibi yapamadığınız için kendinize kızgınsınız. Oldu mu hiç? Yoksa bu labirentte kalan bir tek ben miyim?
Sayfa 59
Cephede vaziyet iyi değildi. Düşman ilerliyordu. Faysal kuvvetlerinin Mafrak İstasyonu’ndaki üç cephane vagonunu ateşleyeceklerini haber aldım. Haberi, derhal Dera’da bulunan Mersinli Cemal Paşa’ya bir raporla arz ettim. Bizimkiler de cephaneye yetiştiler. Son süratle raporu yetiştiren eski bölüğün eratından beş eri, ceplerindeki altınları vermek
PYOTR Alışkanlıkla söyleyiverdiğin, artlarında ne gizli diye düşünmediğin sürüyle kelime var. Yaşam ... Yaşamım ... Neyle dolduracağım bu iki kelimeyi? Hangi şeytana uyup da bu aptalca heyecanlara kapıldım! Okumaya üniversiteye gittim, okudum da ... Rica ederim kesin çalmayı! Herhangi bir ideolojinin Roma hukuku öğrenmemi engelleyebileceğini bilemezdim ... hayır! Elimi vicdanıma koyarak söylüyorum hayır, hissetmedim bile! Tek bir rejim tanıyordum, o da arkadaş­ lıktı ... ondan da vazgeçtim. İşte yaşamımın iki yılı heba oldu... evet! Şiddet bu! Bana uygulanan şiddettir, öyle değil mi? Okulu bitirip hukukçu olacağımı, çalışacağımı, okuyup araştıracağımı ... yaşayacağımı düşünmüştüm! TETEREV (Alçak sesle, alaylı.) Ana babaya övünç kaynağı, kiliseye ve vatana yararlı yurttaş ve toplumun uysal kölesi rollerinde ... PYOTR Toplum mu? İşte en nefret ettiğim şey! İnsandan taleplerini sürekli artırır, ama olağan, engelsiz gelişme imkanı vermez ona ... Arkadaşlarımın yüzlerinde "İnsan her şey￾den önce yurttaş olmalı! " diye haykırıyor bana toplum. Ben de yurttaş oldum işte... Şeytan alsın onları... İstemiyorum, zorunlu değilim toplumun isteklerine boyun eğmeye! Ben bireyim! Özgür bir birey ...
Benim burda ne işim var?" diye düşündüğünüz oldu mu hiç? Bir labirentin içindeymişsiniz ve kaybolduğunuzdan eminmişsiniz de, her bir dönemeci kendiniz yarattığınız için bu tamamıyla sizin suçunuzmuş gibi hissettiğiniz? Üstelik dışarı çıkmanızı sağlayacak birçok yol olduğunu da biliyorsunuz çünkü labirentten çıkmayı başarmış, dışarıda gülüşüp oynayan insanların seslerini duyuyorsunuz. Çalı çitlerin arasından arada bir görüyorsunuz onları... öyle mutlu görünüyorlar ki onlara değil, bu işi onlar gibi yapamadığınız için kendinize kızıyorsunuz Oldu mu hiç? Yoksa bu labirentte kalan bir tek ben miyim?
Reklam
"Başkalarına üstün olduklarını hissetmek, onlardan farklı yerlere vardıklarını elle tutulur bir biçimde görebilmek için kurbanlar seçtiklerini gördüm. En zavallı insanlardan kurbanlar buluyorlardı; ne dünyanın ne de ahretin farkında olmayan ve bir ekmek parası için ezilmişliklerini satan insanlardan yararlanıyorlardı, onları kötü ruhlar
Sayfa 85 - İletişim Yayınları-58.baskı, Korkuyu BeklerkenKitabı okudu
Şu halde Garb'lıya benzemek isteyen ve Müslüman Türk Milletine mensup olduğu iddiasında bulunan kimseler, yukarıdaki hadis mucibince artık Müslüman Türk Milletine mensup fertler değil, gayrimüslim Garb milletleri fertlerinden sayılmalıdır. Öyle ya, bütün adet, gelenek ve ahkamı ile ya hakiki Müslüman Türk'ün hayatını kabul edip, yaşıyacaksın ve böyle de olunca göğsünü gere gere iftiharla «Ben bir Müslüman Türküm!» diyeceksin... Veya Garb'a benzemek Garb'lı gibi olmak istiyorsan nüfusundan <<İslâm» kaydını sildirip, Türk adını üstün den kaldıracak, Garb'ın bütün adet, gelenek ve hayat tarzını kabul edip, onun ahlâkı onun âdet ve geleneklerini örnek alıp, yaşayışını bu yolda tanzim ettiğine göre Ben bir Garb'lıyım diyeceksin.
Kalbim hiç kimseye çarpmadı diyemem. Çarpmak, kanadı yolunmuş kuşlar gibi her şeye rağmen çırpın­mak istediği oldu. Biri beni sevsin, sarsın, öyle sıkı sarsın ki hem de, kırılan parçaları kırıldıkları yerden kaynatsın diye heveslen­diği de. Fakat bu muradı ve muradın boynu bükük kalacağını hissedince, tutup kuşun boynunu ellerimle kopardım. Param­ parça olup oramı buramı kesecek ümitlerle zehirlenmektense, bütün güzel ihtimalleri ölü doğurmakta karar kıldım.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.