Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz
Sayfa 383 - İletişim Yayınları - 22. Baskı/2012Kitabı okudu
Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamakta bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatlığıyla öteye geçiveriyoruz?
Reklam
Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Sayfa 383
baba ben artık bu evde yaşamak istemiyorum yıllardır ruhumuzu öldürdün bu evde hayatında bir roman okumadın bir sinemaya gidip heyecanlanmadın beni ve annemi bu çirkin eşyanın içine hapsettin yemekten ve uyumaktan başka bir şey düşünmedin bende bütün duygular senin bu inatçı duygusuzluğuna karşı gelişti kuru mantığınla içimizi kuruttun sana benzeyen taraflarımdan ellerimden ayaklarımdan utanıyorum ihtiyarlayınca sana benzemekten korkuyorum kötülük edemeyecek kadar kısır kafanda yalnız bizim için yaptıklarının defterini tuttun bana aldığın ilk elbiseden verdiğin son harçlığa kadar hastalığımda uykusuz kaldığın gecelerin hesabına kadar kaydettin bu ağır havalı evin içini güzel bir müzik sesiyle bir kitapla süslememe izin vermedin nasılsa eve giren bütün güzelliklerin birer birer yok oluşunu kayıtsız bir sabırla seyrettin kanaryam öldüğü zaman bir yenisini almadın çiçekler solunca boş saksıları balkona taşıdın hiç duydun mu hediye diye bir sözün olduğunu insanların birbirine aldıkları ve genellikle çocukları sevindiren hediye bir gün elinde bir balonla eve döndün mü yaptığım resimler için ağzından çaktığın çivilere dikkat et duvarları berbat ediyorsun sözünden başka bir söz çıktı mı bu evde senden başka varlıkların yaşadığını hiç düşündün mü ben bir kitap okurken ne okuyorsun diye bir soru sordun mu beni elimden tutup bir gün parka götürdün mü..
Kişi eski alışkanlıklarını yeni fırsatlara tercih ediyorsa yaşlanıyor demektir. Bence yaşlanmanın zihinsel etkileri, alışkanlıklar ve tercihler arasında bir yere sıkışıp kalmada kendini gösterir. Mesela bunun yansımalarını yaşlanan insanların yeni şeylere yüz çevirmelerinden ya da geleneklerine daha sıkı tutunmalarından görebiliriz. Tabii bu
Sayfa 62
Ah selimciğim
Baba ben artık bu evde yaşamak istemiyorum . Yıllardır ruhumuzu öldürdün bu evde ; hayatında bir roman okumadın bir sinemaya gidip heyecanlanmadın .. beni ve annemi bu çirkin eşyaların içine hapsettin , yemekten ve uyumaktan başka hiçbir şey düşünmedin ; ben de bütün duygular senin bu inatçı duygusuzluğuna karşı gelişti , kuru mantığınla içimizi kuruttun.. Sana benzeyen taraflarımdan , ellerimden , ayaklarımdan utanıyorum ve ihtiyarlayınca sana benzemekten korkuyorum.. Kötülük edemeyecek kadar kısır kafanda yalnız bizim için yaptıklarının defterine tuttun , bana aldığın ilk elbiseden verdiğin son harçlığa kadar , hastalığımda uykusuz kaldığın gecelerin hesabına kadar kaydettin . Bu ağır havalı evin içini güzel bir müzik sesiyle bir kitapla doldurmama izin vermedin .. Nasılsa eve giren bütün güzelliklerin birer birer yok oluşunu kayıtsız bir sabırla seyrettin .. Hiç duydun mu hediye diye bir sözün olduğunu , insanların birbirini aldıkları ve genellikle çocukları sevindiren hediye .. Bir gün eve elinde bir balonla döndün mü? Yaptığım resimler için ağzından çaktığın çivilere dikkat et duvarları berbat ediyorsun dışında başka bir söz çıktımı ? Bu evde senden başka varlıkların da yaşadığını hiç düşündün mü?
Sayfa 501 - Ailesiyle arası iyi olmayanlara dünyaları verseniz bile mutlu olmazlar, olamazlar
Reklam
Sevgili Bilge,
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de...
Sayfa 385 - iletişimKitabı okudu
Tutunamayanlar... sen muhteşem bir kitapsın
baba ben artık bu evde yaşamak istemiyorum yıllardır ruhumuzu öldürdün bu evde hayatında bir roman okumadın bir sinemaya gidip heyecanlanmadın beni ve annemi bu çirkin eşyanın içine hapsettin yemekten ve uyumaktan başka bir şey düşünmedin bende bütün duygular senin bu inatçı duygusuzluğuna karşı gelişti kuru mantığınla içimizi kuruttun sana benzeyen taraflarımdan ellerimden ayaklarımdan utanıyorum ihtiyarlayınca sana benzemekten korkuyorum kötülük edemeyecek kadar kısır kafanda yalnız bizim için yaptıklarının defterini tuttun bana aldığın ilk elbiseden verdiğin son harçlığa kadar hastalığımda uykusuz kaldığın gecelerin hesabına kadar kaydettin bu ağır havalı evin içini güzel bir müzik sesiyle bir kitapla süslememe izin vermedin nasılsa eve giren bütün güzelliklerin birer birer yok oluşunu kayıtsız bir sabırla seyrettin kanaryam öldüğü zaman bir yenisini almadın çiçekler solunca boş saksıları balkona taşıdın hiç duydun mu hediye diye bir sözün olduğunu insanların birbirine aldıkları ve genellikle çocukları sevindiren hediye bir gün elinde bir balonla eve döndün mü yaptığım resimler için ağzından çaktığın çivilere dikkat et duvarları berbat ediyorsun sözünden başka bir söz çıktı mı bu evde senden başka varlıkların yaşadığını hiç düşündün mü ben bir kitap okurken ne okuyorsun diye bir soru sordun mu beni elimden tutup bir gün parka götürdün mü sadece o soğuk mantığınla tenkit ettin elektriği açık bırakmışsınız pencereyi kapatmamışsınız radyoyu kapatın başım ağrıyor roman okuyup gözlerinizi yormayın boşuna elektrik yanıyor okuduklarınızın hepsi yalan senin bana isyan etmene bu kitaplar sebep oluyor
Sayfa 498 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de..
Narsistik Çift : Tolstoy ve Sonya [okumak isterseniz diye bırakıyorum]
1862 yılında otuz iki yaşındaki Lev Tols­toy, henüz on sekizindeki Sonya Behrs ile evlenmeden birkaç gün önce aralarında hiçbir sır olmaması gerektiğine karar verdi. Bu kararın bir parçası olarak günlüklerini ona okuttu ve genç kızın hem ağlaması hem de oldukça kızması onu çok şaşırttı. Günlük­lerine eski aşk ilişkilerini yazarken yakında yaşayan
Sayfa 85 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Rahipler... Bu aylaklar, hırsızlar ve berduşlar gibi tehlikeli bir sınıfa aittirler. İnsan miskinlik etmek için papaz ya da rahip olur; miskinlik sayılarınca garantidir. Söz gelişi bin candan biri rahip olsa o kadar çok işleri olur ki, yan gelip yatmaya ve horoz tıkınmaya vakitleri kalmaz. Hükümet en yakışıksız rahipler içinden en sersemlerini seçer ve onları piskopos yapar. Cinsellikten dehşet içinde söz ederler ama her gün bir başka zina yatağından çıktıklarını görürsün. Krallıklarının bu dünya olmadığını yineleyip dururlar, gene de elleri araklayabilecekleri her şeye uzanır. Son kilisenin son taşı son rahip üzerine yıkılana kadar, uygarlık yetkinliğe ulaşamayacaktır; yeryüzü ancak o zaman bu soydan kurtulacaktır.
Sayfa 23 - Doğan KitapKitabı okudu
Okuyun...
Yıl 2018... Yaşasaydı 36 yaşında olacaktı. 1982 yılında Bitlis’te başlayan hayatı 2004 yılının Mart ayında İstanbul’da sonlandırıldı. Töreye kurban edilmişti. Akrabası tarafından tecavü­ze uğramış ve hamile kalmıştı. Tecavüz eden kişi teyzesi­nin oğluydu ve aynı zamanda Güldünya’nın halasının kı­zıyla evliydi. Aşiret bir araya gelmiş ve
Kimse evlenmez oldu !!
Erkeklerin durum şimdi tam bir felakettir çünkü onlar nargile içmeye başladılar. Artık onlar erkekliğini kaybediyorlar ve kadınsı davranışları oluyor. Sigara karşıtı kampanyalar neden çoğaldı ? Çünkü artık sigaranın zamanı geçti ve ortaya nargile çıktı . Her yerde nargile kafeler çoğalıyor . Kadınları deterjana bağladıkları gibi , erkekleri de nargileye bağlıyorlar . Zaten nargile ve deterjanlarda aynı maddeler kullanılır.
Sayfa 333 - Yitik şifaKitabı okudu
En sevdiğim yeri...
Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.
Birdenbire akşam oluyor, keder basıyor, bilgisiz, cahil, aç ve hasta adam, ormanın kenarındaki çimenlere oturuyor ve kara koyununa meçhul bir sevgiliden kavalıyla söz açıyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.