Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
XXII günler öylece kendi kendine geçsin diye bir camın arkasında durdum bana dokunmasın hiçbir şey hiçbir şey yarama merhem olmasın iyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye bir camın arkasında durup akan hayata ve zaman baktım.
Birhan Keskin
Birhan Keskin
XXII Günler öylece kendi kendine geçsin diye Bir camın arkasında durdum Bana dokunmasın hiçbir şey Hiçbir şey yarama merhem olmasın İyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye Bir camın arkasında durup Akan hayata ve zamana baktım Bilirdim, biliyordum, biliyorum, Bittiğinde, geçtiğinde, Azaldığında sızı, iyileştiğimde, O saman tadıyla karıştığında; Her şey daha acı olacak.
Reklam
Taş Parçaları / XXII
Günler öylece kendi kendine geçsin diye Bir camın arkasında durdum Bana dokunmasın hiçbir şey Hiçbir şey yarama merhem olmasın İyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye Bir camın arkasında durup Akan hayata ve zamana baktım. Bilirdim, biliyordum, biliyorum, Bittiğinde, geçtiğinde, Azaldığında sızı, iyileştiğimde, O saman tadıyla karıştığında; Her şey daha acı olacak.
XXII Günler öylece kendi kendine geçsin diye Bir camın arkasında durdum Bana dokunmasın hiçbir şey Hiçbir şey yarama merhem olmasın İyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye Bir camın arkasında durup Akan hayata ve zamana baktım. Bilirdim, biliyordum, biliyorum, Bittiğinde, geçtiğinde, Azaldığında sızı, iyileştiğimde, O saman tadıyla karıştığında; Her şey daha acı olacak.
Sayfa 36
XXII
Delikanlı mı? dedim, sizden daha yaşlıyım; her çeyrek saatte hayatımın bir yılı gidiyor.
。⁠.゚ Bir defasında Hasan-ı Basrî Hazretleri’ne dört kişi gelerek biri kuraklıktan , diğeri fakirlikten , öteki tarlasının verimsizliğinden , bir başkası da çocuğunun olmayışından şikâyette bulunmuş, Hazret’ten himmet talep etmişlerdi. Bu büyük velî, onların her birine de “istiğfâr”ı tavsiye etti. Yanındakiler kendisine: “–Efendim, bu kimselerin dert ve sıkıntıları farklı farklı, lâkin siz hepsine aynı şeyi tavsiye ettiniz?!” dediler. Hasan-ı Basrî Hazretleri, onlara şu âyet-i kerîmeyi okuyarak cevap verdi: “Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsân etsin, sizin için ırmaklar akıtsın!” (Nûh, 10-12) 🌷 (İbn-i Hacer, Fethu’l-Bârî, XI, 98; Aynî, Umdetü’l-Kārî, Beyrut ts. XXII, 277-278)
Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri Topbaş
Reklam
XXII
Günler öylece kendi kendine geçsin diye Bir camın arkasında durdum Bana dokunmasın hiçbir şey Hiçbir şey yarama merhem olmasın İyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye Bir camın arkasında durup Akan hayata ve zamana baktım. Bilirdim, biliyordum, biliyorum, Bittiğinde, geçtiğinde, Azaldığında sızı, iyileştiğimde, O saman tadıyla karşılaştığında; Her şey daha acı olacak.
736 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 günde okudu
1990 yılında bir İngiliz derneği “Tüm zamanların en iyi 100 polisiye romanı“ sıralamasında 13. sıraya “Gülün Adı“nı layık görmüş. Bu tarz sıralamalarda genelde vatandaşlarını kayırdıklarını düşündüğüm politik İngilizlerin, uğursuz 13 rakamının özellikle mi Umberto Eco’nun bu etkileyici romanına verdiklerini bilemem. Üstelik bence roman, polisiye
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 201612,5bin okunma
XXII
Günler öylece kendi kendine geçsin diye Bir camın arkasında durdum Bana dokunmasın hiçbir şey Hiçbir şey yarama merhem olmasın İyileşecekse hiçbir şeysiz iyileşsin diye Bir camın arkasında durup Akan hayata ve zamana baktım. Bilirdim, biliyordum, biliyorum Bittiğinde ,geçtiğinde, Azaldığında sızı ,iyileştiğimde , O saman tadıyla karşılaştığında ; Her şey daha acı olacak.
XXII
Gideceğimiz yere gelmiştik. Gina, "O kadar çok şey yapmak istiyorum ki," dedi. "Biliyor musun," dedim bunun üzerine, "insanın hiç vakti olmuyor. Hücrede gibisin. 'Dışarı çıkınca her şeyin acısını çıkartacağım, çılgınlıklar yapacağım,' diyor insan. Dışarı çıkıyorsun, her şey yapabilecekken, yalnızca eskiden yaptıklarını yapmayı sürdürüyorsun."
Sayfa 186 - Can ModernKitabı okudu
Reklam
Sebe' Sûresi 430. Âyet
23. Allah katında, O'nun izin verdiği kimselerden başkasının şefaati yarar sağlamaz. Sonunda kalplerinden korku giderilince, "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. Onlar da şu cevabı verirler: "Hak olanı buyurdu. O yücedir, uludur." [Başka yorumlar da bulunmakla birlikte birçok müfessire göre âyetten, âhirette gerek başkalarına şefaatçi yapılma gerekse şefaat edilme umudu taşıyanların bir endişe ve heyecan dönemi yaşayacaklarına ve uzun bir bekleyişten sonra iznin verileceğine işaret edildiği anlaşılmaktadır. İzin çıktığı belli olduğunda korkuları zâil olur, birbirlerini müjdelemeye başlarlar, "Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar... (Zemahşerî, III, 258). Değişik görüşleri nakleden Taberî'nin -konuyla ilgili rivayetler ışığında- yaptığı tercih şudur: Allah katında ancak O'nun şefaatine izin verdiklerinin şefaati fayda sağlar, Allah'ın kendisine bu yönde müsaade verdiğini duyan kişi büyük bir heyecan duyar, nihayet bu heyecan yatıştığında, "Rabbiniz ne buyurdu?" diye meleklere sorar... (XXII, 89-93; şefaat hakkında ayrıca bk. Bakara 2/48, 255).]
Sayfa 430Kitabı okudu
Kimisi iskambil kağıtlarını karmayı bilir de oyunu oynamaktan hiç anlamaz. Bunun gibi kimisi de yalan dolanı, dolaplar çevirmeyi iyi bilir de aslında kafası hiç çalışmadığından değersizin biridir. ||Sernıones Fideles Sive Interiora Rerum XXII. De Astutia||
425 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.