'Başkaları tarafından çok sevildim ama görünüşe göre onları sevme yeteneği bende yoktu (ya da, insanlar âleminde 'sevgi' denen şeyin olup olmadığından bile şüphe ettiğimi söyleyebilirim). İnsanları ziyarete gitmek bile imkansızdı benim için. Başkalarının evinin kapısı benim için İlahi Komedya'daki Cehennem kapısından farksızdı. Biliyordum, o kapının ardındaki derinliklerde korkunç bir canavar geziyordu, bir ejderha kıvranıyordu, çürüyen etin kokusu dolduruyordu havayı.'
O merhametli ve şefkatli kral, sakin bir yüzle şöyle cevap veriyor gibiydi:
"Eğer bizi seveni biz mahkûm edersek, ya fenalık etmek isteyene ne yapacağız?"
Başkaları tarafından çok sevildim ama görünüşe göre onları sevme yeteneği bende yoktu. (Ya da, insanlar âleminde "sevgi" denen şeyin olup olmadığından bile şüphe ettiğimi söyleyebilirim.) Bu yüzden, benim gibi birinin yakın arkadaşının olmaması çok normaldi. İnsanları "ziyarete" gitmek bile imkânsızdı benim için. Başkalarının evinin kapısı benim için İlahi Komedya'daki cehennem kapılarından farksızdı. Biliyordum, o kapının ardındaki derinliklerde korkunç bir canavar geziniyordu, bir ejderha kıvranıyordu, çürüyen etin kokusu dolduruyordu havayı.
Hiç arkadaşım yoktu. Gidecek yerim yoktu.
Mihail Yuryeviç Lermontov, Kafkasya'da Rusya'nın ete kemiğe bürünmüş haliydi. Gördüğü manzara karşısında büyülenen o aksi, gösterişli ve genç subayların ilk örneklerindendi. O, Rus halkına Kafkasya'yı tanıtan büyük bir yazardı. Rusların gözünde
"Kafkasya Şairi" olarak yerini koruyor. Adı, kısa ve bahtsız hayatı ile acıklı
(İt.) “Her türlü umudu bir kenara bırakın.”
Dante’ye göre cehennemin kapısındaki yazıt.
( İlahi Komedya, “Cehennem”, III, 9). (Y.N.)
Ortaçağ’da bir yapı tamamlandığı zaman, neredeyse dışarıda olanı kadar bir kısmı da toprağın altında bulunurdu. Notre-Dame gibi kazıklar üzerine inşa edilmemişlerse bir saray, kale ya da kilisenin yer altında daima
Başkaları tarafından çok sevildim ama görünüşe göre onları sevme yeteneği bende yoktu. (Ya da, insanlar aleminde "sevgi" denen şeyin olup olmadığından bile şüphe ettiğimi söyleyebilirim.) Bu yüzden, benim gibi birinin yakın arkadaşının olmaması çok normaldi. İnsanları "ziyarete" gitmek bile imkansızdı benim için. Başkalarının evinin kapısı benim için İlahi Komedya'daki cehennem kapılarından farksızdı. Biliyordum, o kapının arkasındaki derinliklerde korkunç bir canavar geziniyordu, bir ejderha kıvranıyordu, çürüyen etin kokusu dolduruyordu havayı.
Hiçbir arkadaşım yoktu. Gidecek yerim yoktu.
Tanrı'ya karşı gelenler yerde, sırtüstü yatmaktadır. Doğaya karşı gelenler, durup dinlenmeden çölde bir aşağı bir yukarı dolaşmakta; sanata karşı gelenler ise, yerde çömelmiş olarak durmaktadırlar.
Ey kimi kez bizi, yanı başımızda
bin boru çalsa duymayacak biçimde
kendimizden geçiren düş gücü,
duyular değilse nedir seni dürten?
Kendiliğinden ya da aşağıya gönderenin isteğiyle
gökte oluşan bir ışık, sana can veren.
Sayfa 485 - On Yedinci Kanto, Oğlak YayıncılıkKitabı okudu
Başkaları tarafından çok sevildim ama görünüşe göre onları sevme yeteneği bende yoktu. (Ya da insanlar aleminde "sevgi" denen şeyin olup olmadığından bile şüphe ettiğimi söyleyebilirim.) Bu yüzden, benim gibi birinin yakın arkadaşının olmaması çok normaldi. İnsanları "ziyarete" gitmek bile imkansızdı benim için. Başkalarının evinin kapısı benim için İlahi Komedya'daki cehennem kapılarından farksızdı. Biliyordum, o kapının ardındaki derinliklerde korkunç bir canavar geziniyordu, bir ejderha kıvranıyordu, çürüyen etin kokusu dolduruyordu havayı.
"Nesnelerin arasında bir düzen gelişmiştir; evreni Tanrı'ya benzeten işte bu düzendir.
Yüksek yaratıklar, öncesiz sonrasız değerin izini görürler burada,
bu değer ana erektir gördüğün düzen onun için geliştirilmiştir.
Dante, iç dünyasındaki kargaşanın çözümünü Tanrı'ya sığınmada bulur. Yeniden şiire ve idealleştirdiği Beatrice sevgisine döner. İnsanlara, bu arada kendine doğru yolu göstermek amacıyla İlahi Komedya'yı yazar. Tanrı'nın insanlar için öngördüğü iki amaç vardır.
Bunlardan ilki yeryüzü mutluluğudur. İnsan ahlak kurallarına uyarak, düşünsel yeteneklerini geliştirerek bu amaca ulaşabilir. İkinci amaç ölümden sonraki sonsuz yaşamdır. İnsanın bu amaca ulaşması için de Tanrı'ya inanması, onun koyduğu kurallara uyması gerekir. Bu amaçların gerçekleşmesinde imparator ile papa insanlara yol gösterir.
Ne var ki, insan kendi kendine de yeryüzündeki davranışlarını düzenleyebilir, Tanrı'nın varlığının bilincine vararak, ruhunun ölümsüzlüğünü sağlayacak bir yaşam sürebilir. İşte iç dünyasının sesini dile getiren Dante, İlahi Komedya'da şiir aracılığıyla insanlara bu yolları gösterir.
Sayfa 17 - Oğlak Yayıncılık / Birinci baskı: Ekim 1998Kitabı okudu