Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siz Aşktan N'Anlarsınız Bayım?
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum ... Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir aşk yamadım Hayır Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım ... Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. Aşk diyorsunuz ya Ben istemenin Allahı'nı bilirim bayım!
Ya siz, Nasıl bilirdiniz çocukluğunuzu ey cemaat? Nasıldı Öldürdüğünüz birinin cenaze namazını kılmak?
Reklam
Bir kız kardeşe ya da arkadaşa sahip olmak geceleyin ışıkları yanan bir evde oturmak gibidir. Dışarıdakiler canları isterse sizi seyredebilir, ama siz onları görmek zorunda değilsinizdir.
Onun sizə heç bir borcu yoxdur.
Öz üzərinizdə işləyin. Sizin reaksiyanız sizin probleminizdir. Körpə böyüyür, dəyişir və bu ona asan başa gəlmir. Doğuş sancılarınızı xatırlayın. Siz dərindən nəfəs alır, otaqda var-gəl edir, dərmanlardan boyun qaçırır ve anlayırdınız ki, bətninizdəki körpə daha çox əziyyət çəkir! Bax, elə indinin özündə də ona sizdən daha ağırdır! Beləcə, əgər siz bu situasiyada qışqırır, özünüzdən çıxır, ya da ona əl qaldırırsınızsa, vəziyyəti daha da mürəkkəbləşdirirsiniz. Onu gözlədiyiniz ayları, dünyaya gəlişini xatırlayın - onda körpənizi necə də sevir, gözləyir və həyəcanlanırdınız ? Yadınıza salın!!! Onun sizə heç bir borcu yoxdur. Siz isə daha ağıllı və təcrübəlisiniz və bu dünyada təkcə siz onun dayağı və müdafiəçisisiniz. Sizsiz ona çox çətin olar!
Sayfa 20 - TEAS Press
Binlerce yıl sürüp giden bir kültürün egemenliği size ne oldu­ğunuzu göstermemek için karanlığını yaymış ve Sizi bir egoist olmadığınıza, bir idealist ("iyi insan") olmak için yaratıldığınıza inandırmıştır. Bu düşünceyi üzerinizden atın! Sizi kendinizden yoksun bırakan özgürlüğü "kendinizi inkar" da aramayın, aksine Kendinizi
İçinizdeki aydınlığı arttırdıkça çöken karanlık yarılıp yok olacak
"Bir cinneti yaşıyoruz ama bunu yüksek sesle söyleyemiyoruz. Basın teslim alındı. Üniversite teslim alındı. Adalet teslim alındı. Eğitim teslim alındı. Siyaset teslim alındı. Sermaye teslim alındı... Her gün bir evden gencecik bir çocuğun cenazesi kalkıyor. Her gün bir evden bir kişi hapishaneye gidiyor. içeride öldürdüklerimiz yetmedi,
Reklam
İnsanın geriye dönüp baktığında, bir eylemi yerine getirirken tamamen özgür olduğu sonucuna varma eğiliminde olmasına dair yapılan psikolojik gözlemler (bu konuya başka bir yerde daha ayrıntılı değinmek niyetindeyim), insanın özgürlük bilincinin, belirli eylemleri gerçekleştirirken hatalı yönde işlediği varsayımını doğrular. Ama aynı psikolojik
İsmet Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya telgraf çekmiş. Demiş ki: "Düşman, binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş meydanını silahlarımıza bırakmıştır." Mustafa Kemal Paşa da "Siz orada yalnız düşmanı değil,milletin makus talihini de yendiniz. İstila altındaki topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün en ücra köşelerine kadar zaferinizi kutluyor," diye yazmış. "Ohhh," dedim, "kutlarız tabii!"
Sayfa 61 - Kronik YayıncılıkKitabı okudu
Böyle böyle mi sonunda taş kestin? O zaman mı “Siz gidin, gelmiyorum” dedin ilk kez? Ve bu cümlenin içinden bir daha çıkamadın. Ya da, ne zaman, ters gramerde de olsa aynı kapıya çıkan bir cümle daha kurdun? “Siz kalın, ben gidiyorum. “ Tası tarağı topladın , ayrıldın eğlenceli kalabalıktan?
Hepiniz bir kadınla değil fakat kadın kıyafetine girmiş şiir,musiki, resimle evlenmek istiyorsunuz. Öyle bir şeye katiyen malik olamayacaksınız, hayır. Çünkü öyle bir şey yok. Eğer et ve kemik size yetmiyorsa onlarsız kalmak zorundasınız. Kadınlar etle kemikten kocalara razı oluyorlar ya. Hem de onlardan daha azıyla ki. Siz de et ve kemikten kadınlara razı olmak zorundasınız.
Reklam
Kumpas davaları olmasaydı!
Kimse tutuklanmasaydı, şu anki amiral ve generallerin kaç tanesi general ve amiral olabilirdi? Ben size söyleyeyim, sadece yüzde lO'u... Asrın iftirası ablmasaydı, iftiraya uğrayanlar tasfiye edilmeseydi, şu anki komuta kademesinin yüzde 90'1 terfi alamayacaktı. Terfi alması gerekenler tasfiye edilince, geriye bunlar kaldı. O halde şu
Sayfa 201 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okuyor
Yaratılış mefhumu aslında özgürlük meselesidir. Çünkü insanın özgür olmadığını, (onun içindeki veya dışındaki bir şey tarafından belirlenmiş olup olmadığı fark etmeksizin) eylemlerinin önceden belirlenmiş olduğunu kabul ettiğiniz takdirde, en azından sizin gördüğünüz kadarıyla, dünyayı anlamak ve açıklamak için Tanrı'yı gereksiz addetmeniz mümkündür. Ancak bu varlığın özgür olduğunu kabul eder, sorumluluk verirseniz siz zımnen ya da açıkça Tanrı'yı kabul etmiş olursunuz. Çünkü yalnızca Tanrı, özgür bir varlık yaratabilirdi ve bu özgürlük yalnızca yaratılış eylemi ile saptanabilirdi.
Sayfa 75
İnanın bir ailenin sorumluluğunu almak hiç de kolay değil. Dünya tozpembe de değil. Sadece âna göre yaşayamazsınız, geleceğinizi düşünmelisiniz. Hayatınız bir anda değişebilir ve siz zor durumda kalabilirsiniz. Yalnız ya da çaresiz hissedebilirsiniz. Böyle anlarda aileleriniz sığınacağınız tek liman olacak. Onları pervasızca endişelendirip üzerken lütfen durup düşünün çocuklar. Sizin birbiriniz için yapabileceğiniz en büyük şey, iyi bir eğitim alıp kendi ayaklarınızın üzerinde özgürce durmanız olacaktır. Ayrıca her şeyi boş verip beraber kaçmak yerine ailelerinizle güzelce konuşmayı ve onlara güven vermeyi deneyin. Bu çok zor olamaz herhalde?
Sayfa 74 - Ren KitapKitabı okudu
ZITLAR BİRLEŞSELERDİ BİR DAHA ASLA AYRILMAZLARDI...
Geçici huzur ancak, zıddın zıdda dokunmasıyla duyulur. Bunun için siz zamanın çocukları Tanrı'ya şükredin ki, Kutupları ebedî olarak ikiye ayırmıştır...
Sayfa 401 - (Gott, Gemüt und Welt ) -Kutupluluk- Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları: 534Kitabı okudu
ilk soru: Türkler olarak antik Hint-Avrupa dilinizi Avrupa'ya vermişken ve Avrupa'nın neredeyse her yerinde (ve Hindistan'a kadar Asya'da) bu eski dilin türleri konuşulurken siz Türkler neden Orta Asya kökenli bir dil olan Türkçe konuşuyorsunuz? neden antik Hint-Avrupa dilinizin devamı bir dil konuşmuyorsunuz? -Moğolların aksine siz Türkler hiçbir zaman yerinizden edilmediniz, Türkiye'ye hükmettiniz ve diliniz Rusça veya İngilizce gibi bir Hint-Avrupa diline dönüşmeyip muhteşem bir dil olan Türkçe olarak kaldı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.