Nghi Vo yeni tanıştığım bir yazar oldu ki zaten İthaki tarafından çevrilip basılan iki kitabı dışında Türkçeye çevrilmiş başka bir kitabı henüz bulunmamakta. Okuduğum kitabı olan Tuz ve Fal İmparatoriçesi Keşiş Chih'in görevi olarak topladığı hikayelerin anlatıldığı Şarkı Söyleyen Tepeler serisinin ilk kitabı, aynı zamanda Hugo En İyi Novella Ödülü sahibi. İkinci kitap olan Kaplan Dağdan İnince de İthaki tarafından basılmış durumda, umarım en yakın zamanda onu da okuyacağım.
Tuz ve Fal İmparatoriçesi, sırf adından, kapağından ve bir de İthaki'nin basmış olmasından etkilenip aldığım bir kitaptı. Okumaya da hakkında hiçbir ön bilgim olmadan başladım. Bu nedenle kurgusu benim için sürpriz oldu ve çok hoşuma gitti. Şarkı Söyleyen Tepeler'in keşişlerinden olan Chih ve beraber gezdiği ibibik kuşu Zeka Küpü'nün görevi tarihi kaydetmek. Yakın zamanda ölen ve evi halka açılan İmparatoriçe'nin evine uğramaması da bu nedenle zor olurdu. Kitap, Chih'in İmparatoriçe'nin evinde, eski hizmetkarı Tavşan'la karşılaşmasını ve İmparatoriçe'nin eski yaşamına dair Tavşan'dan dinlediği hikayeleri anlatıyor.
İmparatoriçe In-Yo benim çok sevdiğim güçlü bir kadın karakter oldu. Kitabın bu anlatım tarzı oldukça sakin, öz ve hoş olsa da direkt In-Yo ile o zamanı yaşayarak okumayı daha çok isterdim.
Kitap yavaş yavaş her hikaye ile bütün bir olay örgüsüne oturuyor. Başta anlamamanız normal, zaman zaman aynı paragrafı birkaç kere okuduğum oldu. Kitap için epik fantastik dense de bence bu ögeler ağır basmıyordu, fantastik sevmeyen, dönem edebiyatı tarzı okumalar yapmayı sevenler de okuyabilir.
