Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bana bir yalan söyledin ben konuyla ilgili başka birşey sorunca, arada, itiraf ettin yalan söylediğini. "Daha söylerken yapmamam gereken birşey yaptığımı anladım - sen sormasaydın da söyleyecektim bunu sana" dedin; ben de "Nasıl bilebilirim bunu?" dedim. Birşey, yavaştan, ucundan, yırtılmıştı:- Yalan, ilişkide, bir çentik açar şöyle düşün: Bir yük taşıyan bir nesnede; diyelim, balkon çiçekliğini tutan askılı bir kolda, bir çentik oluşursa, taşıdığı ağırlıktan dolayı, dokusu yavaş yavaş yırtılmağa, yarılmağa başlar-giderek, tamamiyle kopabilir. Yalan, çünkü, zaten kendi kendini çoğaltan, çoğaltmak zorunda olan birşeydir: her yalanını gizlemek için, yeni, ek yalanlar söylemek zorunda kalırsın bunun yaratacağı zedelenmeler, gedikler de, işte, öyle, sürüp gider, ve sonunda bütün yapıyı yıkacak boyutlara varabilir. Yalan ilişkiyi koparır, sonunda-
"Çünkü biliyordu ki dil yalanlar söylese de gözler dürüsttü."
Reklam
"Bilmiyorlar da sevmediklerini; Ediyorlar büyük büyük yemini Buna gösterme sen de nefretini Ne şifalar veren yalanlar var."
Lavinia
Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal. Sana gitme demeyeceğim. Genede sen bilirsin. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim sana incinirsin. Sana gitme demeyeceğim. Ama gitme,lavinia. Adını gizleyeceğim. Sende bilme lavinia..."
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
Hareketlerimiz sözlerimizi yalanlar.
Sayfa 100
Yalanlar yalanlar..
Reklam
Foma : zararsız yalanlar
“Foma’ya göre yaşayın , bu sizi cesur ve nazik ve sağlıkı ve mutlu kılar.”
Uykum kaçıyor, ne iyi diyorum, Soyut şeyler karışıyor yaşantıma. Elimi kesiyorum, kan akıyor, Gizliden gizliye seviniyorum. Öyle yalanlar saklanıyor ki gözlerime Canlm aclyor, Deliriyorum; Seviyorum neden sonra anlayorlar Acı acı seviniyorum.
Sayfa 409 - Yapı Kredi Yayınları 30. BaskıKitabı okuyor
“Sana gitme demeyeceğim Gene de sen bilirsin. Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim, İncinirsin..”
Özdemir Asaf
Özdemir Asaf
Sâhi neydi o küçükken duyduğumuz yalanlar "Büyüyünce geçer" ama geçmiyor...
Reklam
Dünyayı da defalarca uzaktan görmüştüm. Belgesellerde. Kapkaranlık bir uzay boşluğunun içinde, masmavi, yemyeşil, bembeyaz bir küre! Kesinlikle anlaşılmıyordu üzerinde çocuk sikildiği! Ne savaşlarda birbirinin topuklarını ne de barışlarda birbirinin dillerini koparanlar görünüyordu o mesafeden. Ne atılan çığlıklar ne de söylenen yalanlar duyuluyordu. Sessizlik ve huzur içinde, ağır ağır dönen bir küre. Önemli olan hangi açıdan baktığın, derler. Palavra! Önemli olan, hangi mesafeden baktığın!
Şu gemi bir gün kalkacak bu rıhtımdan ve bilmem kaç milyonuncu defa dünyanın yuvarlak olduğunu ispat edecek. Yuvarlak bir dünyada yuvarlak hesaplar, yuvarlak kelimeler, yuvarlak rakamlar, insanlar, yalanlar, zulümler ve savaşlar. Her sey dünya yuvarlak olduğu için. Yuvarlakların ve noktaların dünyası bu.
Sayfa 231Kitabı okudu
Sonunda istediğini alabilmek için iş birliği yapmak, bu yalanlara ayak uydurmak zorundaydı. Çocukların ruhlarını özgür bırakmak için. Erlking bu ruhları özgür bırakacağına söz vermişti. Hans, Nickel, Fricz, Anna ve Gerdrut. Onları huzura kavuşturacaktı. Karşılığında ise Serilda onun için yalan söyleyecekti. Karnındaki çocuğun ondan olduğunu söyleyecekti. Sırlarını saklayacaktı. Ancak nefret ettiği bir adamı seviyormuş gibi davranmayacaktı. Onun bile tahammül edemeyeceği bazı yalanlar vardı.
"Ne zaman elime bir kitap alıp okumaya kalkışsam o kadar... çalışılmış... buluyorum ki, iyi özümsenmiş bir tarz gibi. Çok ve çok uzun zamandır okudum belki de. Bir de elli yıldır yazan biri olarak (ve kamyon yükü ile yazdım) başka bir yazarı okurken nerde numara yaptığını hemen hissettiğime inanıyorum. Yalanlar göze batıyor, cila gıcırdıyor. İyi öğrendikleri bir işi yapıyorlar; damlayan musluğun contasını değiştirmek gibi." diyor (Bukowski, Kaptan Yemeğe Çıktı ve Tayfalar Gemiyi Ele Geçirdi, Parantez Y. s. 79).
Sayfa 125 - İz Yayıncılık 2002 BaskısıKitabı okuyor
İnsanların ne kadar fesat olduklarını anlatırdı; sokakta yanından geçenlerin nasıl da yalanlar uydurduklarını görebiliyorum derdi. Kafalarından geçenler hepsini biliyorum, derdi; her şeyi biliyordu. Dünyanın anlamını biliyorum, derdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.