Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bence öğretmenliğin hem en zor hem de en ilginç yanı çocukların herhangi bir konudaki gerçek düşüncelerini dile getirmelerini sağlamak.
Sayfa 111Kitabı okudu
Ürkek bir çocuktum ama ürkekliğin yanı sıra eminim tüm çocuklar gibi inatçıydım da; eh, hiç kuşkusuz annem de şımartmıştı beni fakat ele avuca sığmaz bir çocuk olduğumu düşünmüyorum esasında; tatlı dille, usulca elimden tutulmasıyla veyahut nazik bir bakışla ne isterseniz yaptırırdınız bence bana.
Reklam
Bir cümle; özne, nesne, tümleç, zarf ve yüklemden oluşur. Eğitim de tıpkı cümle gibi, öznesi, nesnesi, tümleci ve yüklemi olan bir yapı veya bir sistemdir. Yani eğitim, belli unsurlardan oluşan ve bütünlüğü olan bir kompozisyondur. Ve bu bütünlüğün, idareciler, öğretmenler, ebeveynler, öğrenciler; geçmiş, bugün, gelecek; okul, aile, toplum; ders kitapları, programlar ve teknolojik araç gereçler gibi unsurları vardır. Bence eğitim, işte budur. Yani bir cümle gibi, birbiriyle ilişkili öğelerden oluşan bir sistemdir.
Büyükler bir yana, toplum içinde birazcık sivrilen, yani topluma söyleyecek birazcık yeni bir şeyleri bulunanlar, doğaları gereği, tabii kimi az, kimi çok, birer suçlu olmak zorundadırlar. Tersi durumda zaten sivrilmelerine olanak yoktur; öte yandan sürünün içinde kalmayı da yine doğaları gereği kabul edemezler, ki bence de kabul etmemek zorundadırlar.
Sokrates'in Savunması
"Atinalılar! Beni suçlayanların üzerinizdeki etkisini bilemiyorum. Fakat bana yapılan suçlamalar o derece inandırıcıydı ki ben dahi dinlerken az daha kim olduğumu unutuyordum. Ey Atinalılar, gerçek şudur ki tek gerçek bilge vardır, o da Tanrı'dır. Ve Tanrı, bu bilmecesiyle insanların bilgeliğinin aslında bir hiç olduğunu veya çok az şey
Sayfa 26 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Avrupa’nın en güzel ülkesi İtalya’dır bence. Memleketimden ayrılmak, başka bir yerde yaşamak zorunda kalsaydım, İtalyanca bilmediğim halde, kuşkusuz orasını seçerdim. Gerçi İstanbul özlemiyle gene de yanıp tutuşurdum ama, bana öyle geliyor ki, başka bir ülkede olacağımdan daha az mutsuz olurdum orada. Çünkü İtalya Mare Nostrum yani “bizim deniz” yani Akdeniz’in bir parçasıdır. İtalya’da sürgün yaşasaydım, kendi memleketimden çok uzaklarda hissetmezdim kendimi.
Reklam
İşte büyük aldanış buradadır. Yönetmenin yaptığı iş, yani en sonunda yapmaya mahkûm olduğu iş, hayatın hakikatını göstermek değil de, bu hakikatı taşıyan sırra, o bilinmezliğe işaret etmektir. Bence sinema meçhule doğru atılmış bir adım olabilir. O kadar.
Sayfa 208Kitabı okudu
Beyoğlu Rapsodisi
Oğlumun büyümesini izleyerek, kendi çocukluğumu anlamak istiyorum. Biliyorsun, çocukken hiçbir olayın farkında olmuyoruz. Belki de bu yüzden, yani kötü olanları tam kavrayamadığımız için çocukluğumuzu güzel bir dönem olarak hatırlıyoruz. Çocukluğumuza özlem duyuyoruz. Bence insan ancak bir çocuğu olduğu zaman, farkına varmadan geçirdiği çocukluğunu yeniden yaşama şansını elde edebilir.
Sayfa 103 - KenanKitabı okudu
4. Felsefe ve Psikanaliz
Bana göre ise boşluk her şeyden önce varlık olarak varlığın matematiksel işaretidir, boş kümedir. Matematiksel söylemi saf sunuma teyelleyen şeydir. Dahası, boşluk her türlü olayın yazgısıdır, çünkü bir olayın varlığı bir ortadan kaybolmuştur. Oysa Lacan'a göre, boşluk varlıkla aynı safta değildir. Canalıcı önemde bir çatışma noktası bu bence. Şöyle diyelim: Felsefe hakikatin koşulu olan boşluğu varlık olarak varlığın yanına yerleştirirken, psikanaliz boşluğu Özne'ye yerleştirir, çünkü Özne iki gösteren arasındaki mesafede ortadan kaybolan şeydir. Lacan felsefe eleştirisini ya da kendi deyimiyle anti-felsefeyi işte bu zemin üzerinde geliştirmiştir. Neden? Lacan'a göre, boşluğun varlıkla aynı safta olması demek düşüncenin de varlıkla aynı safta olması demektir, çünkü düşünce tam da ayırma işlemidir. Ama o zaman varlığın kendisinin düşündüğünü söylemek durumunda kalınır. Lacan'a göre bütün felsefenin temel aksiyomudur bu fikir, yani varlığın düşündüğü fikri. Alıntılıyorum: "Varlığın düşündüğü varsayımı, Parmenides'ten beri felsefi geleneği kuran şeydir." Lacan bu aksiyomu kabul edilemez bulur. Düşünce varlıkla ilgili bir varsayım değil, Özne'nin bir sonucu olmalıdır.
Yani farklı bir yol seçsen hayatının nasıl olabileceğini hiç düşündün mü? “Bazı yolların kolay olabileceğini düşünmek işimize geliyor bence” dedi, bir şeyi ilk kez fark ederek. “Ama belki de kolay yol yoktur. Yalnızca yollar vardır. Bir hayatta, evli olabilirdim. Başka bir hayatta tezgahtarlık yapıyor olabilirdim. Başka bir hayatta, Kuzey Kutbu’nda araştırmalar yapan bir buzul bilimci olabilirdim. Kim bilir? Her gün, her an yeni bir evrene giriyoruz. Boş yere hayatımızın farklı olmasını diliyor, kendimizi başkalarıyla ve kendimizin farklı versiyonlarıyla karşılaştırıp duruyoruz ama gerçekte çoğu hayat bir yere kadar iyi, bir yere kadar kötü.”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.