Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hayatın bütün bu çok zor ve yanıtsız sorularına verdiği ortak yanıtın dışında bir yanıt yoktu. Bu yanıt şuydu: Günün gerektirdiği şekilde yaşamak, yani unutmak. Uyuyarak unutmak artık olanaksızdı, en azından geceye dek, sürahi—kadınların söylediği şarkıya geri dönmek de artık olanaksızdı; bu durumda hayatın düşlerine dalarak unutmak gerekiyordu."
Sayfa 7 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Evrendeki her cisim ne kadar albenisiz ya da ehemmiyetsiz görünürse görünsün,bir başka şeye yanıt olsun diye yaratmıştı.
Sayfa 274Kitabı okudu
Reklam
Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimsenin onları çözecek kadar ince tırnakları yok. Bense çoktan vazgeçtim tırnaklarımı uzatmaktan. Kendimi bilmeyi bıraktım. Yanıtı olmayan bir soru olarak geldim dünyaya ve sorusu olmayan bir yanıt gibi de gidiyorum.
Michéa’nın yakın zamanda “modern proje”nin karmaşık tarihini vakitlice yeniden yazarken hatırlattığı gibi, uzun zaman önce, 18 Mart 1968’de Robert Kennedy başkanlık seçim kampanyasının en hararetli zamanında, GSMH’ye dayalı mutluluk ölçütüne ilişkin yalana sert bir saldırıyla yanıt vermişti: Bizim GSMH’miz, hesaplamalarında, hava kirliliğini, tütün reklamlarını ve otobanlarımızdan yaralıları toplamak üzere kullanılan ambülansları hesaba katar. Evlerimizi korumak için tesis ettiğimiz güvenlik sistemlerinin ve evlerimize gizlice girmeyi başaranları tıktığımız cezaevlerinin maliyetlerini kayda geçirir. Sekoya ormanlarımızın yıkımını ve bunlarının yerlerini, genişlemenin ve kaotik kentleşmenin almasını içerir. Napalm bombalarının, nükleer silahların ve kent kargaşasını zapt etmek için polisin kullandığı silahlı araçların üretimini içerir. Çocuklara oyuncak satmak için şiddeti yücelten televizyon programlarını… kayda geçirir. Öte yandan, GSMH çocuklarımızın sağlığından, eğitimimizin kalitesinden ya da oyunlarımızın neşesinden söz etmez. Şiirimizin güzelliğini ve evliliklerimizin kudretini ölçmez. Politik tartışmalarımızın niteliğini ve temsilcilerimizin güvenilirliğini değerlendirmekle ilgilenmez. Cesaretimizi, aklımızı ve kültürümüzü dikkate almaz. Ülkemize duyduğumuz şefkat ve adanmışlık hakkında tek bir söz söylemez. Kısacası GSMH, yaşama cefasını değerli kılan şeyler dışında her şeyi ölçer.
İnsan, anlamaya çalışmadan, kimi sorulara yanıt bulmak için çaba göstermeden yaşayamaz.
Bizim aradığımız yanıt değil, soruyu nasıl soracağımız…
Sayfa 194 - Metis - 11. BasımKitabı okudu
Reklam
Bir hatanın bedelini kaç kez öderiz? Yanıt binlerce kezdir. İnsan, dünyada aynı hatanın bedelini binlerce kez ödeyen tek hayvandır.
Freud’a göre arzu, bir patolojiye işaret eder: daha ziyade durdurulmuş bir gelişim gibi, insan hayatının kaçınılmaz tehlikeleri ve güvensizlikleri karşısında büyülü bir korunmaya yönelik çaresiz ve akıldışı bir özlemin nevrotik veya en azından çocuksu bir tezahürüdür. Ve Freud’a göre böyle bir patolojiye verilecek doğru yanıt, analiz edilen kişinin rasyonel yetişkinliğe (tanrısal korunma fantezisinden vazgeçtiğimiz ve insan varoluşunun kaçınılmaz gerçekleriyle yüzleştiğimiz bir aydınlanma durumuna) varmasına yardım etmek amacıyla psikanalizin bilimsel araçlarını kullanarak kişinin etiyolojisini belirlemektir. Bu elbette mutluluğu garanti etmeyecek veya hayatın kötü gitme ihtimalini ortadan kaldırmayacaktır ama en azından bizi çocuksu bir yanılsamanın aşağılayıcı pençesinden kurtaracaktır. En iyi bilinen sözlerinden birinin belirttiği gibi, Freud’un amacı, gündelik sefaletin kalıntılarıyla uğraşma iddiasında bulunmadan nevrotik sefaleti ortadan kaldırmaktır.
Ne kadar kulaklarımızı tıkasak da talep kaçınılmazdır. Ve bu talebe yanıt verme biçimimizde ya kendimizi bulacağız ya da kendimizi kaybedeceğiz.
Karısının huysuzluğunu bilen gençlerden biri bir gün Sokrates'e evlilikle ilgili bir soru sordu. Soru şuydu: "Bir insan evlenmeli midir, evlenmemeli midir?" Sokrates gülerek yanıt verdi: "Hangisini yaparsan yap, pişman olacaksın."
Reklam
Duygusal açıdan Olgun olmak başkalarının eleştirilerine ve küskünlüklerine olumsuz yanıt vermeye dair doğal ama çocukça eğilimi aşmak demektir.
Yaşamı aşama aşama yaşayacaksınız ama mutlaka bir bütün olarak düşünün. Gün gelip bu hayata veda etme zamanı geldiğinde, ' Yaşamında kendim olarak var mıydım, gönlümce yaşadım mı?' sorusuna iyi yanıt verebilmemiz lazım.
Kendinden nefret eden biri bir başkasını sevebilir mi? Böyle biri kendiyle kavgalı olan başka biriyle uyum içinde olabilir mi? Kendine eziyet çektirip yine kendi kendine çokbilmişlik taslayan böyle bir insan başka birine huzur verebilir mi? Bu sorulara olumlu yanıt veren varsa, o budalanın dik âlâsıdır.
"îşte beni de düşündüren ve çok rahatsız eden nokta bu: Türk insanının davranışlarına bakarak -farkında olarak veya olmayarak- onun aslında kötü karakterli olduğu imasında bulunmak. Bu tür imalar birike birike bizi birbirimize düşmanca bakmaya götürür. Halbuki insanların davranışlarını onların yetişme biçiminin, belirli koşulların, kültürün, genel 'yaşam nedir, insan nedir,' sorularına yanıt veriş tarzının bir sonucu olarak görürsek, insanlara daha bir hoşgörüyle ve sabırla yaklaşırız." "Yani şunu mu demek istiyorsunuz Doğan Bey; öfkeyle değil, anlamak için yaklaşırsak, birey neden böyle davranıyor sorusunun yanıtını o bireyin kötü bir insan olmasında değil, başka nedenlerde ararız. Örneğin, bu kişi çocukken nasıl bir aile terbiyesi aldı; yani, onun annesi babası bu gibi durumlarda nasıl davranırdı. Bu kişi küçücük bir insan olarak okulda öğrenciyken, doğru dürüst öğretmen davranışları gördü mü? Amca, abi, dayı, hala, teyze, abla dedikleri kişiler ona doğru davranış örnekleri gösterdiler mi? Bu yönleri aklımızda tutarak düşünürsek öfkelenme yerine daha eğitici, daha anlayışlı davranabiliriz."
Yaşamın anlamı nedir diye sorular sormanın bir yararı olmadığına karar verdik, çünkü yaşam bir yanıt değil, bir sorudur, bunun yanıtını sadece siz bulabilirsiniz.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.