Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yar, Haram olsun bu sevdayı yarım bırakırsak eğer, Haram olsun nefesin yanımda değilken atan bu kalp, Haram olsun binlerce gözlerin dolu karanlık geceler, Haram olsun yıllanan gözyaşlarıma... Vav oldum, Elif gibi sevdim, Yazmayı bıraktım şiir yaşar oldum...
1 Ölüm rengine bürünmüş Bir ahmet erhan portresi gibi Dolaştım kendi kıyılarımda Yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım Elimi düğümlediğim ayağımla Bir çağdaş ve müslim olarak Kendime sığındım
Sayfa 51 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Sabahattin Ali
Çünkü kendimi yalnız bir cephede kuvvetlendirmek için bir çok taraflarımı çok yarım bıraktım.
Ülkeme ve insanlarına kızmaya başladım: Kimsenin doğru dürüst okuduğu yoktu. Doğru dürüst hissetmesini bile beceremiyorlardı. Bu yüzden insan, duyduğu şeyleri söyleyen insanların kültürüne güvenemiyordu. Belki bu zavallılığın, bu yarım yamalaklığın, bu gülünç durumun bile bir aslı, gerçek bir biçimi vardı. Albümü elimden bıraktım. Her şeye yeniden başlamak da mümkün değildi. İstesem de mümkün değildi. Nerede kaldığımı unuttuğuma göre, baştan başlamak için de birtakım yetenekler gerekliydi; daha talihli doğmuş olmak gerekliydi mesela. Yeni bir dil öğrenebilmek için, hiç dil bilmemek gerekliydi. Bu mezhepten gelen mektup meselesinin uzun süreceğinden emin olsam, belki uzun süreli işlere girişebilirdim. Düşünme! dedim kendi kendime, düşünme. Düşünmeyi bile bilmiyorsun. Önündeki işe devam et: Birbirine benzemeyen fotoğraflarını yapıştır yan yana, bir işi de sonuna kadar götür. Ölmezsin ya.
"Okuyarak kafaya çeki -düzen vermek"
Çok okudum ,yalnız hayatımı değiştiren kitabı değil başka kitapları da .Okurken ama,kırık hayatıma derin bir anlam vermeye ,teselli aramaya ,hatta hüznün güzel ve saygıdeğer yanını aramamaya kalkışmadım. .hiç. . Çehov'a o yetenekli ,verimli ve alçakgönüllü Rus'a sevgi ve hayranlıktan başka ne duyabilir insan ...Ama boşa gitmiş kırık ve kederli hayatlarını Çehov'cu denen bir duyarlılıkla estetikleştiren ,hayatlarının sefaletinden böbürlene böbürlene bir güzellik bir yucelik duygusu alan okurlara üzülür. ..bu okurların teselli ihtiyacını karşılamayı bir kariyere dönüştüren işbilir yazarlardan nefret ederim.. Bu yüzden pekçok çağdaş romanı ve hikayeyi yarım bıraktım. ..
Sayfa 226 - Iletişim yayınlarıKitabı okudu
Sizlerle birlikte başarısız gibi görünürüm: fakat sonunda ihanet ederim sizlere. Hep bir yerde takılmamı beklersiniz; ben de aynı şeyi beklerim heyecanla. Sonunda, yarım yamalak bir başarıyla sıyrılırım işin içinden. Başarısızlığın sevimliliğine kapılırım ve sonunda gerçek başarısızlara ihanet ederim. Kusura bakmayın derim: hiçbir işi sonuna kadar götüremiyorum, başarısızlığı bile. Oysa kendimi onlara, olduğumdan başarısız göstermek için ne kadar çırpınmışımdır. Üniversitede en çok sevdiğim öğrenciler, yıllardır okulu bitiremeyenlerdi. Yanlarından ayrılamazdım. Onların başarısızlık masallarını büyük bir hayranlıkla dinlerdim. Sonra, onları öğrenci olarak bıraktım üniversitede: ben bitirdim. Meyhane arkadaşlarını da meyhanelerde bıraktım; ülkü arkadaşlarını da ülküleriyle başbaşa. Bir yerde durmasını bilemedim. Hiçbir yere varamadım. En çok da, başarısızların yanında kalmayı becermek isterdim. Beşiktaş’taki koltuk meyhanesindeki Reşit Beyle beraber geçirmek isterdim bütün yaşantımı. Beni bir yerde barındırmadılar. Şimdi, bir bakıma başarıya ulaşmış sayılırım başarısızlıkta: yalnız bu yere tek başıma geldim. Hep birlikte tutunamamayı ne kadar isterdim. Herkes ayrı bir dalda kaldı. Tek başına bir tadı olmuyor başarısızlığın. Burhan’ı da yarı yolda bıraktım. Kimi suçlayacağımı bilemiyorum.
Reklam
parayla alınmazlar satarım yoksul sokakların çerçisiyim ben heybem kavga nakışlı umut dolu bütün yasakların üstünü çizerim koşarak gelir çocuklar tamamlanlr yarım kalmış yazılar biter elbet bu firari gezintiler kırık kapılı evinde Gültepenin bir bebek ağlar , babası yitik ağzımda ıslık dönerim metris damına Ağlama bebeğim Türkülü sabah bıraktım kapına
Banyonun kapısı aralıktı. Ayak parmağımın ucuyla kapıyı açtım. Buz gibi fayansların, parmak uçlarımdan saç diplerime kadar üşümeme sebep olması gerekirken, tam tersi bir ısınma hissettim vücudumda. Üzerimdeki hırkayı çıkarıp yere bıraktım. Ayaklarımın ucuna düştü. Ayak parmaklarımla kenara itip küvete doğru yürüdüm. Küvetin kenarına yarım yamalak oturup musluğu çevirdim. Soğuğu mu, sıcağı mı açtığımı bilemeden ve pek de umursamadan öylece suyun doluşunu seyrettim bir süre. Küvet dolmak üzereyken ayağa kalkıp üzerimi çıkarmaya yeltendim. Ancak tişörtün uçlarını henüz birkaç santim yukarı kaldırmıştım ki küvetin tam karşısındaki aynada acınası yansımamı gördüm.
Sayfa 10 - Epsilon YayıncılıkKitabı okudu
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
Ne şiirler yarım bıraktım hepsinde gözlerin eksik...
Geri117
269 öğeden 256 ile 269 arasındakiler gösteriliyor.