Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yazarak Yaşadığını Hissetmek
... Bu yaşam, beni ancak içimde esen rüzgarları, içimde seven sevgileri, içimde ölen ölümü, içimden taşmak isteyen yaşamı, sözcüklere dönüştürebildiğim zaman ve sözcükler, o rüzgara, o ölüme, o sevgiye yaklaşabildiği zaman dolduruyor ... Yazar, yazarak, hislerini kelimelere dökerek yaşadığını hissediyor, belki yazma amacı bu, belki de soyutu somuta dönüştürmenin verdiği gerçek olma hissi.
Sayfa 21
Yaşamının amacı nedir?
Bireysel kurtuluş diye bir yaşam biçimi yoktur. İnsan, sınıfının bilinçlenmesi ve daha insancıl koşullara kavuşması için çaba gösterdikçe mutlu olabilecek, yaşamı değerlendirecektir.
Reklam
Esnerken niçin ağzımızı kapatıyoruz? Esnerken ağzın kapatılması, çevreye rahatsız edici bir görüntü vermemek ve ağzın içinin görünmesini önlemek için yapılan kibarca bir davranış şekli olarak düşünülebilir ama bü davranışın kökeninde nezaket değil korku yatıyor. Esnerken yapılan derin nefes alıp verme sırasında ruhun, yani yaşamın ağızdan
Sayfa 12 - AykırıKitabı okuyor
Hala, hala, hala... reise tarif gerekmez
Gelgelelim, "gençlik yanılgılarıdır, olur böyle şeyler" diyerek hoşgörebileceğimiz yaşı çoktan geçmiş, neredeyse kırkına gelmiş bir adam, hâlâ ırkçıysa, hâlâ faşistse; liberal ekonomiyi sömürüp, dalavereyle muazzam servetler yığıyorsa; her gün yalan söylemeyi hakkı sayıyor ve her gün ağız değiştiriyorsa; hâlâ köktendinci bir yobazsa; kadınlara toplumda yer vermeye yanaşmıyorsa; 1400 yıl önceki yaşam biçimini özlüyorsa; kendi dininden ve soyundan olmayanları kıtır kıtır kesmeye hazırsa; asıl amacı demokrasiden işine geldiği kadarı yararlanıp, sonra demokrasiyi ortadan kaldırmaksa; bizler demokrasi adına böyle bir adama neden hoşgörü gösterelim?
Ne için yaşayacağız? Eğer hiçbir amaç yoksa, eğer yaşam, sırf yaşamış olalım diye bize verilmiş bir şeyse yaşamanın gereği yoktur. Ve eğer öyleyse o zaman Schopenhauer'ler, Hartmann'lar, budistler son derece haklılar. Ama eğer yaşamanın bir amacı varsa, o zaman amaca ulaşıldığında yaşamın sona ermesi gerektiği de ortadadır.
Reklamın amacı, seyircide içinde bulunduğu yaşamdan bir ölçüde memnun olmadığı duygusunu kamçılamaktır. Reklam seyirciye, sunulan nesneyi aldığında yaşamın daha iyi olacağını söyler; ona içinde bulunduğu yaşamdan daha iyi bir yaşam önerir.
Sayfa 142 - MetisKitabı okudu
Reklam
Dereler ve bitkiler gibi, ruhlar da bir başka yağmura gerek duyuyordu: umut, inanç, yaşam amacı. Bunlar olmazsa, beden yaşamayı sürdürse bile ruh ölüyordu.
Sayfa 37 - Can yayınlarıKitabı okudu
İnsanların yaşamları boyunca, durmak bilmez bir çalışmayla ve binlerce tehlike ve sıkıntı altında, yorulmadan ulaşmaya çabaladıkları hemen hemen her şeyin amacının, böylelikle başkalarının görüşündeki yerlerini yükseltmek olduğu; yani yalnızca mevki, rütbe ve nişanlarla değil, tersine zenginlikle ve hatta bilimle ve sanatla bile temelde ve esas olarak bu amacı güttükleri ve ulaşılmak istenen asıl hedefin başkalarından daha büyük bir saygı görmek olduğu görülürse, bu durum ne yazık ki insanların büyük budalalığını kanıtlar...
Sayfa 54 - Bir kimsenin neyi temsil ettiği üzerineKitabı okudu
"Aşk ve evlilik aynı şey değil zaten.” __ “Söylesene,.. bütün gençliğini özgür ve bağımsız olmaya adamış genç bir insan, tam amacına varmak üzereyken, eşikte dururken, hayata sadece bu yüzden değer verirken; meslek aşkına, sorumluluk aşkına, bağımsızlık aşkına yaşarken! Hayır! Bunu kesinlikle bir yaşam amacı olarak hayal edemiyorum; bir yuva, aile, ev kadınlığı, çocuklar, bu bana çok yabancı, çok, çok! Belki sadece şu anda böyle, belki sadece yaşamın bu kesitinde. Nereden bileyim? Belki ben böyle bir şey için hiç uygun değilim. Aşk ve evlilik aynı şey değil zaten.”
Şımartılmış çocuk olarak kalan bütün insanlar..
Bunlar sosyal yaşamımız için tehlikeli olan tiplerdir: yaşam tarzları dört-beş yaşlarındayken belirlenmiş bu yetişkin şımartılmış çocukların tamalgı şemasında her zaman şu soru vardır: "Bütün istediklerimi elde edebilir miyim?" Eğer istedikleri her şeyi elde edemezlerse yaşamın amaçsız olduğunu düşünürler. "Eğer istediklerimi elde edemiyorsam yaşamanın ne anlamı var?" diye düşünürler. Karamsarlığa kapılır, bir "ölüm arzusu" yaratırlar. Kendilerini hasta eder, nevrotikleştirirler ve hatalı yaşam tarzlarından bir felsefe inşa ederler. Hatalı fikirlerinin eşsiz ve muazzam bir önemi olduğuna inanırlar: kendi dürtülerini ve duygularını bastırmak zorunda kalırlarsa bunu evrenin onlara karşı bir garezi olarak görürler. Bu şekilde eğitilmişlerdir. Bir kez istedikleri her şeyi elde ettikleri güzel bir zaman geçirmişlerdir. Bazıları muhtemelen hâlâ yeterince uzun süre ağlarlarsa, yeterince karşı çıkarlarsa, iş birliğini reddederlerse arzu ettiklerini elde edeceklerini düşünmektedir. Yaşamla tutarlı olmaya değil kendi kişisel ilgilerine tutarlı kalmaya çalışırlar.
Sayfa 290 - Olimpos YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.