Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özgül yeteneklerini gerçekleştirmek, bütün canlılarda doğadan gelen bir eğilimdir. Bu nedenle, insanın yaşam amacı, onun kendi güçlerini, doğasının yasalarına uygun şekilde ortaya koyması olarak anlaşılmalıdır.
kitabı çıkarttım ve rasgele bir sayfasını açtım. “Var olduğun yere döneceğin bu yaşam çemberinin sırrı birine âşık olunca değil 'aşk olunca' sana açılır. Yaratımın amacı âşık olmak değil aşk olmaktır.”
Sayfa 74 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Yaşam kokuşmuş! Pisliğe bulanmış... Dürüst insanların bedenine uymuyor yaşam. Küçük burjuvalar daraltıp kastılar yaşamı, daracık yaptılar ... İşte ben de başını sokacak yeri ve yaşamak için bir amacı olmayan insanların en somut deliliyim ...
Ahlaki bir pusula için dine ihtiyacım yok
Ama siz,” diye karşılık verdi yüzünde ciddi bir endişeyle. "Yalnızca bu inançlarla ve bir anlam olmadan nasıl yaşayabilirsiniz?" İşaret parmağını bana doğru salladı. "İyi düşünün. Sizden daha büyük bir şey olmadığı inancıyla nasıl yaşayabilirsiniz? Size bunun mümkün olmadığını söylüyorum. Bu karanlıkta yaşamak gibidir. Bir hayvan gibi. Her şey yok olacaksa hayatın ne anlamı var ki? Benim dinim, anlam, bilgelik, ahlak, ilahî rahatlık ve bir yaşam tarzı sağlıyor bana." "Bunun akılcı bir karşılık olduğunu düşünmüyorum, Haham. Bu şeyler anlam, bilgelik, ahlak, iyi yaşamak, Tanrı'ya olan inancımıza bağlı değildir. Ve evet, elbette, dinî inançlar kendinizi iyi, rahat, erdemli hissetmenizi sağlar, dinlerin amacı tam olarak budur. Bana nasıl yaşayabildiğimi soruyorsunuz. İyi yaşadığıma inanıyorum. İnsanlar tarafından üretilen ilkeler bana rehberlik ediyor. Doktor olarak ettiğim Hipokrat yeminine inanıyorum ve kendimi başkalarının iyileşmesine ve gelişmesine yardım etmeye adıyorum. Ahlaklı bir hayat yaşıyorum. Etrafımdakilere karşı merhamet duyuyorum. Ailem ve arkadaşlarımla sevgi dolu ilişkiler yaşıyorum. Ahlaki bir pusula için dine ihtiyacım yok."
Sayfa 169
Gerçek önemli değil de politika için gerçeğin nasıl yansıtıldı önemlidir Medya çağında kimin kendinde nasıl ifade ettiği o kişinin gerçek düşüncelerinden daha öndedir Bu yüzdan kentte düşünmaye yatkın kişilikler kentte konuşmaları yönlendirme sanatı olan politikayı pek beceremezler Doğru bildiklerini söylemeye çalışırlar ama sonunda kendi
Bir insanı tanımadan (bilmeden) onu saymak ola- naksızdır. İlgi ve saygı eğer bilgi tarafından yönlendi- rilmezlerse kör kalırlar. Eğer ilgiyi bilgi doğurmamış- sa, boştur. Bilginin birçok katları vardır, sevginin bir görüntüsü olan bilgi, dışta kalmaz, öze işler. Bu bil-giyi ancak, kendime gösterdiğim ilgiyi, diğer insanla- rı oldukları gibi
Sayfa 36
Reklam
"O günlerde çok şey değişti. Ne kadar olağanüstüydü… Değişim… Evet, kesinlikle mistik ve mucizevi. Yanlış insanı öldürecektim. Kendimi öldürmek suretiyle gerçek suçlularla ödeşmek ve onları suçlamak hakikaten delilik. Eğer bir öldürme eylemi olacaksa, bırakın doğru düzgün olsun. Kendimi öldürmem cinayet anlamına gelir… Masum bir bireyin infaz edilmesi… En iyi ihtimalle, bir kenarda duran masum bir insanın öldürülmesi. Öldürülmesi gereken kesinlikle ben değilim; çünkü bir yaşam amacı bulamadım. Birkaç günde gerçekleşen bu değişim o kadar inanılmaz ve olağanüstü ki… Fevkalade! Bu değişimin büyüklüğü henüz tam olarak kavranamadı sanırım. Tam anlamıyla asimile olmam, geçmişteki ümitsiz halimi görmem zaman alacak. Muhtemelen o zaman bile durum şimdiki kadar basit görünecek: hayatımın anlamı yoktu. Para, arabalar, evler ve diğer bütün oyuncaklar sizi nereye kadar idare eder? İnsanın hayatında esaslı bir şeyler olmalı; uyanmak, yıkanmak, giyinmek, yemek, günü değerlendirmek, insanlarla kaynaşmak ve gerekeni yapmak için bir neden. İnsan bir şekilde dünyaya katkıda bulunmalı; aksi halde hayat anlamsız olmaktan da beter… Evet, sanırım müstehcen bir şakadan başka bir şey değil. Öyle ama gülen kim? Evet, kesinlikle, bir emekçi aldığı parayı ve sahip olduğu huzuru hak ediyor ve yaşam sevinci, hizmetle geçen bir hayatın münasip sonucu… İyi yaşanmış bir hayat… Hımmm, evet, evet tabii, sistemde kazara meydana gelen bir aksaklık… Hayat gerçekten harika…”
Davranışlarımız her zaman yaşam üslubumuza uygunluk gösterir.
Tarz 5
Zihin sanki olası bir felaket için kaynak istifi yapmaktadır. Böylelikle Beş'ler bilgi, beceri ve kaynak toplayarak sırf kendileri için yarattıkları bölgeden gerçeği yeniden keşfetmeye çalışırlar, Sorun, zihinle bu şekilde özdeşleşmenin bizi Var Oluşumuzun desteğinden ayırması ve dünyadan uzaklaştırmasıdır. Daha da ötesi, Beş'ler yaşamak amacı ile sürekli bilgi veya beceri toplamaya odaklanırlarsa yaşamaya başlamaları giderek zorlaşacaktır. Vermek, cömert olmak korkutucu bir olay haline gelmiştir. Sanki Beş'ler “Kendim için bile yeteri kadar olmayan bir şeyi kimselere veremem. Sonra ben yoksun kalırım. Yaşamayı öğrenmek için zamana ihtiyacım var” demektedirler, Hâlbuki ne denli çalışır, öğrenir veya biriktirirlerse biriktirsinler hiçbir zaman kendilerini yaşam için hazır hissedemeyeceklerdir.
Ulaşılan her amaç, yeni bir rotanın başlama noktasıdır. Bu, sonsuza dek sürer. Bitki, tohumdan sapa, saptan yaprağa geçerek görüngüsel varoluşunun tomurcuk, meyve aşamalarına ilerler. Meyve aşaması, yeni tohumun başlangıcıdır, eski rotada koşacak yeni bir bireyin başlangıcıdır olsa olsa. Bu, sonsuz zaman boyunca böyle gider. Hayvanların yaşam yolu da buna benzer. Döllemek, doğurmak onların yaşamının doruğudur. Bir kez doruğa ulaştığında, ilk bireyin yaşamı yavaş ya da hızlı solmaya başlar. Bu arada, yeni bir yaşam, doğada türün korunmasını, aynı görüngünün yinelenmesini sağlama bağlar. Gerçekten, her organizmada özdeğin yenilenip durmasını olsa olsa bu sürekli baskının, sürekli değişimin belirmesi diye görmeliyiz. Fizyologlar, devinimde tüketilen özdeğin yerine zorunlu olarak yenisinin getirildiğini kabul etmiyorlar artık. Çünkü, makinedeki eskiyip aşınma, hiçbir zaman yiyecekle sürekli gelen içe akışa denk değildir. İstemenin doğasını açığa vurmasının özünde bengi oluş, sonsuz bir akış vardır. Son olarak bizi boş bir umutla ayakta tutan insan çabalarında, isteklerinde de aynı şeyi görürüz. Bunların yerine getirilmesinin istemenin son amacı olduğu umududur bu. Ama bir kez onlara ulaşınca artık gözümüze aynı görünmezler. Bu yüzden unutuluverirler, modaları geçer. Kabul etmesek de, uçup giden yanılsamalar olarak neredeyse her zaman bir yana bırakılırlar.
Reklam
Yazarak Yaşadığını Hissetmek
... Bu yaşam, beni ancak içimde esen rüzgarları, içimde seven sevgileri, içimde ölen ölümü, içimden taşmak isteyen yaşamı, sözcüklere dönüştürebildiğim zaman ve sözcükler, o rüzgara, o ölüme, o sevgiye yaklaşabildiği zaman dolduruyor ... Yazar, yazarak, hislerini kelimelere dökerek yaşadığını hissediyor, belki yazma amacı bu, belki de soyutu somuta dönüştürmenin verdiği gerçek olma hissi.
Sayfa 21
Savaşalım da kimse kalmaz ki
Buna karşılık savaşmamız gereken bir şey varsa, insanların yalnızca almaya baktıkları, yalnızca kendi çıkarlarını düşündükleri bir yaşam biçimidir.
Bilim, felsefe, din, sanat, müzik, gezi, sosyallik, vb. unsurların her biri
Çok kıymetli veya en azından birey bazında insanlar için önemli amaçlar olmakla birlikte, hiçbiri biyolojik amaç olma niteliği taşıyamamaktadır. Toplumun tamamı, bir bütün olarak bilimi, sanatı, dini, felsefeyi, müziği veya kendinize “yaşam amacı” olarak biçtiğiniz her neyse onu bıraktığında, türümüz yine de varlığını sürdürebilir.
Sayfa 609 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
İnsanın yaşam üslubu değişti mi, anımsamaları da değişir, eskisinden farklı olaylar anımsanır ya da anımsanan olaylar eskisinden farklı yorumlanır.
"Söylesene, sizlerden biri bunu ister miydi acaba, bütün gençliğini özgür ve bağımsız olmaya adamış genç bir insan, tam amacına varmak üzereyken, eşikte dururken, hayata sa­dece bu yüzden değer verirken; meslek aşkına, sorumluluk aşkına, bağımsızlık aşkına yaşarken! Hayır! Bunu kesinlikle bir yaşam amacı olarak hayal edemiyorum; bir yuva, aile, ev kadınlığı, çocuklar, bu bana çok yabancı, çok, çok! Belki sa­dece şu anda böyle, belki sadece yaşamın bu kesitinde. Nere­den bileyim? Belki ben böyle bir şey için hiç uygun değilim. Aşk ve evlilik aynı şey değil zaten."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.