Euripides Kyklops satyrikon dramasında ağırlıklı ola rak Homeros'tan esinlenmiştir. Sapa bir adada yaşayan tek gözlü dev onun eserinde de yamyamdır, tanrıları ve adaleti umursamaz. Ama Euripides bu karaktere komik unsurlar da ekler. Kyklops sarhoş olup sendeler, yaşlı Silenos'a karşı cinsel arzular duyar, geğirir, yellenir ve bet sesiyle şarkılar söyler. Euripides'in Polyphemos'u Homeros'unkinden biraz daha insancıldır. Şair eserini satyrikon dramanın formatına uydurabilmek için kurguda Satyrler korosuna da yer verir. Homerik hymnoslarda yer alan Dionysos'un korsanlar tarafından kaçırılması temasını maiyetindeki Satyrlerin bir ge miyle onu aramaya çıkmasıyla zenginleştirmiştir. Gemi şiddetli rüzgarlarla Kyklopsların adasına sürüklenince Silenos ile Satyrler Polyphemos'un kölesi olurlar.
KyklopsEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020506 okunma
günler geçti, halimiz aynı
saplanmıştık, ne esinti ne dalga vardı, resmedilmiş bir gemi gibi aylak, resmedilmiş bir denizde yatalak.
su, su, her yanda
ve çekti tüm borda;
su, su, her yanda
yok içmeye bir damla.
Ne diyordu yaşlı Kavafis? Bu şehir arkandan gelecektir, diyordu, başka bir şey umma, bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok, ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte, öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
Lou Andreas Salome ,kitaplarında genç kadınları erkeklerle ilişkileri çerçevesinde anlatan bir yazar. Feminizmin öncülerinden sayılıyor. Kadınların hayatında hassas bir süreç olan çocukluktan erişkinlige geçiş dönemini anlatmış.
Bu kitapta Lyubov Vasilyevna ,annesini küçük yaşta kaybetmiş ve teyzesiyle yaşıyor. Astrahan da yaşayan babasının yanına gitmek için Volga nehrinde ,bir gemide yolculuk yapıyor .Kaptan onu himayesine almış. Ve yolculuk sırasında Valdevenen isimli ,kaptanın ahbabi olan ve orta yaşlı doktorla tanışıyor. Ona karşı bazı duygular içine giriyor, ve doktorda ona çoğu zaman hayat dersleri veriyor..
Evet bir gemi yolculuğu anlatılıyor kitapta ,ve bir kızın çocukluktan yetiskinlige uzanan duyguları...
Güzel betimlemeler yapılmış kitapta..4 bölümün oluşuyor, bölümün birinde Tatarlar anlatılıyor hatta ..
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Bu şehir arkandan gelecektir, başka bir şey umma, bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok, ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte, öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
Her dakika başı burnunu çeken sümüklü bir adam oturdu yanıma. Uçak havalandı. Umutlarımı geri kazandığım topraklara veda ederken yanımda oturan sümüklü adama baktım. Eski müdürümü anımsatıyordu bana. Rezil hayatının farkındaydı ama etrafındakilere lüks içinde yaşayan mutlu bir adam rolü yapmayı seviyordu hostesten bir kadeh şampanya isterken. Bana
En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim :Eğer imkanım olursa bu kitabı muska kadar küçültüp boynuma asmak isterdim. Öyle ki hep hatırlamak için hep yanımda olsun. Hatırladıkça Marquez 'in büyüsü hep benimle olsun. O ladar ki eğer bir hikaye aklımdan silinirse ve ben bu unutmuşluğu fark edecek olursam çok üzülürüm. Çünkü bu kitap adeta bir
Direkler eğik, burnumuz batmış suya;
İnsan düşmanın sillesinden kaçar ya
Soluğunu ensesinde duya duya
Ve koşar başını hiç kaldırmadan,
Gemi öyle koştu, rüzgar öyle coştu:
Kaçtık güneye hiç durmadan
I.
Tenime yabancılaştım, etime
…
Saçlarım o eski güzelliğini
Çoktan yitirdi
Şimdi yalnız bilmem neden
Zaman zaman yüzüme vuran
Bir utancı perdeliyor sadece.
Öncelikle yazarın dilinin, dönem Osmanlı Türkçesine rağmen berraklığı ile karakterlerin ruh tahlillerini ve hissiyatlarını okuyucuya ustalıkla aktarması önünde saygıyla eğiliyorum. Okurken sadece romanın içine değil, karakterlerin dünyalarına ve hatta hislerine dahil oldum. Açıkcası beni en zorlayanı buydu. Çünkü aşkın getirdiği acılar,