Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Âl-i İmrân Suresi 53. Ayeti kerime
  “Ey Rabbimiz! İndirdiğin (Kitab’)a inandık ve Resûl’ün de peşinden gittik; artık bizi şehadet edenlerle beraber yaz.” (dediler)
Ne oldu? Hiç! 'alkol iyi gelir!' dediler ve tütün... yaz günleri tentürdiyot oldu, kolonya... ilacımdan el çekiyor tabibler; ne kadar bağlasam nafile... bütün bir şiirle pansuman yapmak yaraya...
Sayfa 52 - Yapı kredi yayınları
Reklam
18. beyit
"Dediler bir eser yaz âşıkâne" "Ola feyz-u muhabbet salikâne" "Hem olsun yadigârın arifane" "Okuyan derdi Hakkı ile boyana" "Bu der ile azizi Hakka gidelim," "Cemali ba kemale seyr idelim." Mevla yardım etmese kazanacağını kazanamazsın,bileceğini bilemezsin.İyiliğin her zerresini Mevlâ'dan bilelim.Ve :Mevlâ'yı unutmayalım .O bizi unutmuyor.mevlâ Tealâ şöyle buyuruyor: "ALLAH sana ihsan ettiği gibi ,sen de ihsan et.yer yüzünde fesad arama;çünkü ALLAH fesad çıkaranları sevmez"(kasas süresi :77'den)
Bizim dedelerimiz, 60 sene sevdalık kaldılar nenelerimiz ile ama, parmaklarına alyans takamadılar. Çoğu, o yoksulluk içinde nişanlansa bile, askere gitmeden evvel, yüzüğü bozdurup da yolluk yaptı kendine. Ama bir kez de olsa bir başkasına yan bakmadı, başkasına da baktırmadı. Sabahları tahta kaşığı daldırdılar bol naneli, sıcak tarhana tasına.
Alp.
Seni Kinyas en son Fransa'da görmüştüm. Paris'te. ama Kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
Sayfa 219 - Doğan Kitap, 52. baskı, 2016Kitabı okudu
Yargah
Yaz uygulaması dediler, Yazdım... Bir saat daha fazla sensiz kalacağımı anlamadım...
Reklam
Ömer Bin Abdülaziz’in değeri ölçülemeyen bir taşlı yüzüğü vardı. Gece bakılsa gün ışığından yapılmış bir inci sanılırdı. Bir yaz kuraklık baş gösterdi. İnsanların dolunaya benzeyen yüzleri hilale dönüştü. Halife, halkının acılı durumunu görünce üzüldü. Kendisinin rahat içinde oluşunu fazla görmeye başladı.Yönetimlerinin ağzında zehir bulunan bir padişahın boğazından tatlı su geçebilir mi? Halife Ömer bin Abdülaziz garip ve öksüzlere acıdı. Yüzüğünü satarak yoksullara dağıttı. Duyanlar; " Bu denli bir şey bir daha ele geçmez, neden sattın?” dediler. Ömer ağladı ve gözyaşları solgun yanağından süzülürken; " yoksullukla kıvranan bir halkın halifesine süs arzusu yakışır mı?" dedi: "Taşsız bir yüzük taksam da olur, fakat halkımin çaresiz ve yoksul oluşuna dayanamam." İnsanların mutluluğuna kendi rahatına tercih edenlere ne mutlu...Vicdanlı olanlar öteki insanları üzerek eğlenmezler. Sultan tahtında rahat uyursa yoksul rahatsız demektir. Padişahın geceleri uyanık geçirmesi halkın rahat uyuması anlamına gelir.
ayet İstanbul Boğazından, son padişahla son şehzadesini alarak uzaklaştı.Hiçbir şey kalmadı geriye.Bir büyük boşluk kaldı geriye.Bir de bütün bunları, bulutların ufuk üzerinde koştuğu güz akşamları, kıyıya iyice yanaşan masal gemilerinin gölgelerine bakarak ve dahi o gölgeleri kendisi gibi görebilecek başkalarının varlığını da vehmederek dalgalara
Kibritçi Kız
Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı. Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler, hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir eğlence yerine gidiyordu. Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı. Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı.
Sayfa 101 - Hans Christian Andersen - Kibritçi KızKitabı okudu
Bu öykü , birbirlerini amansızca seven . böylece sıradan bir varoluştan kendilerini sakınan bir kadınla bir erkeğin öyküsüdür. Bu öyküyü zaman aşımına karşı koyarak belleğimde gizledim, şimdi artık bu yerin ıssız gecelerinde size anlatabilirim .Bunu onlar ve ötekiler için yapacağım .Çünkü onlar bana yaşamlarını emanet ettiler ve şöyle dediler ''Al.yaz , yoksa rüzgar onu silip yok edecek ''
Reklam
''Seni kinyas en son fransa'da görmüştüm. Paris'te. Ama kayra, seni en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Neyse, önemli değil. Çok zaman geçti sonuçta görüşmeyeli. Paris'ten ayrılmamı biliyorsunuz herhalde. Zaten çok fazla anlatılacak bir tarafı da yok. Neden bana verdiklerini hala anlayamadığım o bursla, şu an ismini yanlışlık yapmamak için
363 öğeden 346 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.