1954 yılında doğdu. 1979 yılında yazdığı, yayımlamasına izin verilmeyen ve basılmadan önce el konulan ilk kitabı; Marksist Açıdan Kemalist Devrim, ardından yayımladığı Yeni Demokratik İşçi Birliği, imzalı bildiriler nedeniyle yargılanarak, 5 yıl hapse mahkum edildi. Beş yıllık tutukluluğun ardından serbest kaldı. Yazmaya devam etmekte.
Belki bir şarkının her sesinde
Belki bir sahil meyhanesinde
Belki de içtiğim sigaranın
Dumanısın
Bir yıldız gökte kayıp giderken
Islak bir yolda yalnız yürürken
Bambaşka bir şeyi düşünürken
Aklımdasın
Sanki hiç gitmemiş hep var gibi
Bir sırrı herkesten saklar gibi
Sessizce sokulup ağlar gibi
Yanımdasın
Beni bir şeylerden aklar gibi
Koparmadan çiçek koklar gibi
Hiç bozulmamış yasaklar gibi
Aklımdasın
Geçmiş değil bugün gibi
Yaşıyorum hala seni
Sen hep benim yanımdasın
Gündüzümde gecemdesin
Çalınmasın söylenmesin
Sen benim şarkılarımsın...
kapıları çalan benim
kapıları birer birer
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler
hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar
yedi yaşında bir kızım
büyümez ölü çocuklar
saçlarım tutuştu önce
gözlerim yandı kavruldu
bir avuç kül oluverdim
külüm havaya savruldu
benim sizden kendim için
hiçbirşey istediğim yok
şeker bile yiyemez ki
kağıt gibi yanan çocuk
çalıyorum kapınızı
teyze, amca bir imza ver
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
Sayfa 126 - sen benim şarkılarımsın-Nazım HikmetKitabı okudu
"Eleştirel akılcı, sorgulayıcı, irdeleyici okurlar için, en zararlı kitaplar bile yararlı; yazılanları sorgulamaksızın olduğu gibi bellemek üzere okuyanlar için, en yararlı kitaplar bile zararlıdır."
Osmanlı ordusu, II. Abdülhamid döneminden başlayarak kökten Alman güdümüne girmiş; öyle ki, Osmanlı subayları nicedir bıyıklarını bile Alman Kayzer'i II. Wilhelm gibi yukarıya doğru burmaya başlamışlardı. Alman-Osmanlı ilişkisinin son evresinde Osmanlı'nın Alman maymunu konumuna girdiği, Osmanlı subaylarının bıyıklarına varana dek Almanlara öykündüğü, II. Wilhelm'le Enver Paşa'nın fotoğraflarına bakınca açıkla görülüyordu.
“Milletimizin zalim olduğu iddiası da sırf iftiradan, baştan başa yalandan ibarettir. Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir. Hatta denilebilir ki, başka dinlere mensup olanların dinine ve milliyetine riyetkar olan (saygı gösteren) yegâne millet bizim milletimizdir.”
–
Bu ay içerisinde okuduğum Türkiye'nin Siyasi İntiharı & Yeni Osmanlı Tuzağı adlı eseri, Cengiz Özakıncı ile tanışma kitabım olmuştu. Kurgu ile harmanlanmayıp, salt inceleme araştırma şeklinde meydana getirilmiş tarih kitaplarını okumayı pek sevmiyorum...Sevmemekten ziyade, okurken daralıp, bunalıyorum.Ama bu kez öyle olmadı..
İlk