Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Umut ekilip yoksulluk biçilen güzel ülkem...!
-Yansın karanlıklar dedim, başını maviye yaslayınca gece aydınlığa yasak koydular. Saçları bukleli, gözleri kavuniçi bir güneş çizdim dağın doruğuna, daha doğmadan vurdular. . Aydınlık yanından hayatın, her sözü karanlığa sıkılmış kurşun olan yeni bir yüz çizdim, Yakama sarılıp, kim bu diye sordular. Kanayan yaralarımıza parmak basan, kaleminin minneti olmayan bir dost dedim. Bu kez de elimden kalemi alıp kırdılar. . -Ah ben sana ne desem, ne desem, çığlığına nasıl ses versem...! Dilimin ucunda güneş gibi parlıyorsun, Umut ekilip yoksulluk biçilen güzel ülkem...!-
Reklam
"Bir kitap okudum, seni buldum. Ölmek buysa, ben yeniden doğdum."
Aşk ve Özlü Sözlerim 1
Merhaba Sevgili. Belki de bu akşam seninle son kez buluşuyoruz. Beraber oturup bir kahve içeceğiz, ondan sonra ayrılacağız. İkimizin de hayattan bekledikleri ve yapmak istedikleri var. Beraber olmayı seçmiyoruz, seçemiyoruz. Çünkü yükümüz ağır. İkimizin birbirini sevmesi, ikimizi de fazlasıyla yoruyor. Çünkü çok seviyoruz ve ölçüyü kaçırıyoruz. Bu yüzden ayrılmalıyız. Yeni bir hayata yelken açmalıyız. Biliyorum ki, paylaştıklarımız bir yerde toplanacak. Anılarımızın her biri, birbirini defalarca meydana getirecek. Her bir anının içinde yeniden doğacağız. Çünkü birbirimizde yaşadıklarımızı, ne sen unutabiliyorsun ne de ben. İkimiz için de çember daralıyor. Başkalaşım içinde başka bir yolun yolcusu oluyoruz. Bundan sonra isimlerimiz belki umut belki de kader olur. Ama biliyorum ki, kaderi yeniden oluşturabiliriz. Sevgimiz sayesinde yıllar sonra bir araya gelsek bile, kalplerimizden bir zaman yaratabiliriz. İşte o zamanın içinde, ayrılığımız boyunca kaçırdığımız olayları yeniden yaşayabiliriz. Çünkü bu güç bize bağışlanıyor. Büyük ve derin sevgilerin her zaman bir geleceği oluyor. Sonuçta ikimizin yaşaması öyle bir hal alır ki, karşısında ne kader durabilir ne de ölüm. Sonsuzluk içinde çalkalanan bir haykırışa dönüşürüz. Sessizliğimiz ve yalnızlığımız bile kendisini aşar. Yola yol, umuda umut, aşka aşk oluruz. Sevmenin ne demek olduğunu bir kez daha anlarız. İşte o pişmanlık cümlesi dudaklarımızın arasından dökülür. Birbirimizin gözlerimizin içine bakıp: “Seni seviyorum.” deriz. Sonunda iyi ki geri dönmüşüz deriz. Birbirimizi iyi ki sevmişiz deriz.
Sayfa 115Kitabı okudu
Ancak yeni doğan bir bebek baştan başlayabilir. Sen, ben... biz artık geçmiş zamanız.
Sayfa 107 - Sel Yayıncılık, 17. Baskı, Mart 2020.Kitabı okudu
Neyim ben şimdi? Zero. Peki yarın ne olabilirim? Yarın küllerimden doğup yeni bir hayata başlayabilirim! Tamamen mahvolmadan önce içimdeki insanı keşfedebilirim!
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Latif ve narin ne vardıysa içimde, Hoyratça kırdı geçirdi dünya, Memnunum, barışığım yine de, Sabırla yeni yapraklar veririm Yüzlerce kez kırılmış dallarımdan Ve tüm acılara rağmen hala Aşığım ben bu divane dünyaya.
Sayfa 80 - Kolektif Kitap
Kişi eski alışkanlıklarını yeni fırsatlara tercih ediyorsa yaşlanıyor demektir. Bence yaşlanmanın zihinsel etkileri, alışkanlıklar ve tercihler arasında bir yere sıkışıp kalmada kendini gösterir. Mesela bunun yansımalarını yaşlanan insanların yeni şeylere yüz çevirmelerinden ya da geleneklerine daha sıkı tutunmalarından görebiliriz. Tabii bu
Sayfa 62
Bir yerlerde yeni ve güzel bir şeyler vardı, ama sanki ben benginlikle herşeyin dışında duruyordum.
Sayfa 119Kitabı okudu
Su serin, çınar ulu, ben şiir yazıyorum, kedi uyukluyor, güneş sıcak, çok şükür yaşıyoruz.
Sayfa 150
Reklam
Her yeni tanıştığım insandan tanışır tanışmaz neler bekledim o daha adımı öğrenmeden ben onunla ilgili hayaller kurdum ümit etmeye başladım hemen ve o insan yanımdan bir dakika bile ayrılınca ben öyle yerlere varmıştım ki hayalimde bu ayrılmayı bir ihanet saydım gücendim hayır benimle başa çıkılmaz beni bırak Günseli
Sayfa 495Kitabı okudu
Bir kitap okudum, seni buldum. Ölmek buysa ben yeniden doğdum.
“Ancak yeni doğan bir bebek baştan başlayabilir. Sen, ben, biz artık geçmiş zamanız.”
Herkes nasıl da her şeyi biliyor. Bir tek ben yeni doğmuş bebek gibi her şeyden bihaberim.
İş bankası yayınlarıKitabı okudu
“Ruh hastalıklı hastanesinde, bir hastanın yıllarca tek yaptığı şey; iki elini birbirine sürtmek.Kimseyle konuşmuyor,kimseye bakmıyor.Sadece iki elini birbirine sürtüyor.Hastaneye yeni gelen doktor, bir çamur parçası veriyor hastanın eline.Hasta farkına varmadan bir şekil oluşturuyor.Sonra başka bir şekil....Bir süre sonra heykel yapmaya başlıyor ve iyileşiyor.Herkesin içinde bir yerlerde yaratıcılık vardır.” Ahmet Şerif İZGÖREN
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.