Günümüzde 31 Mart Olayı, yıldönümlerinde tipik bir gericilik olayı olarak anılır – Menemen olayı, Sivas olayı gibi. 31 Mart Olayı’nın gerici bir olay olduğu kuşkusuzdur, isyancıların “Şeriat isteriz” diye bağırmaları, bir ortaçağ hukuk düzeninden yana olmaları, başlı başına bir gericilikti. Yalnız şunu belirtelim, şeriatın en önemli hükümleri –kişilik, evlenme, miras, borçlar hukuku gibi hükümler– zaten yürürlükteydi ve 1926’ya değin (Medeni Kanun’un kabul edilmesi) yürürlükte kalacaktı. Muhtemelen asker şeriat isteriz derken, biraz da eski ordunun gevşekliğine dönmeyi, dinsel gerekleri yerine getirmek gerekçesiyle talimden kaçma olanaklarına kavuşmayı istiyordu. Ama yeni ordu disiplinine karşı çıkmak da bir gericilikti. Yine asker şeriat derken, herhalde, mekteplilik ilkesinden alaylılık ilkesine dönülmesini, böylece kendilerine subaylık yolunun yeniden açılmasını istiyordu ki, bu da üçüncü bir gericilikti. Daha genel ve kapsayıcı bir
anlamda düşünülürse, o sırada çağdaşlığın, sonçağın en güçlü devrimci örgütü olan İT’nin iktidarına karşı çıkmak dahi, başlı başına bir gericilik sayılabilir. Çünkü gördüğümüz üzere, kusurları ne olursa olsun, İT’nin ortadan kalkması durumunda, oluşan boşluğu eski düzenin kurumları dolduruyordu