"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda."
Yiğitlik, sen cehennem olsan bile
Fedayı kabul etmektir,
Cennet yapabilmek için seni,
Yoksul ve namuslu halka.
Bu'dur ol hikayet,
Ol kara sevda.
"Doğruluk mu daha büyük meziyettir, yoksa yiğitlik mi?" diye sorar, cevap ne olursa olsun, "Bütün insanlar doğru olsaydı yiğitliğe lüzum kalmazdı!." derdi.
"Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani..."(s. 248)
Vasiyet etti Nâzım usta. Tek isteği vatan topraklarında ölmekti. Ama gel gör ki, vatan toprağında bile yatmasını çok gördüler. Çok sevdiği
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.
Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
ARŞ, KENDİNİ AŞ!
''Bu yıkılışın sırrını bul, kendini çöz, içini ayıkla, şuurundan utanan ve ruhunun izbelerinde kaçacak delik arayan suçlu hislerini yakala, getir.''(S.245)
*Hepimiz ismini duyarız ama Peyami Safa gerçekte kimdir? Kitap okuyanlar bilhassa onu okuyanlar bilir lafını hiç esirgemez Peyami Safa. Ne düşüncesi var ise onu korkusuzca
İnsan olanın başına akla gelmedik iyilik de gelir, kötülük de...
İnsan olanın başına her türlü alçaklık da gelir, yiğitlik de. İnsan, insandan her şeyi beklemeli
Göynümde bir yalım.. Ciğerlerim duman... Döşümde inceden bir acı.. Gözümde yaş... Tam direğinde burnumun bir sızı ile kalakaldım..
Mertlik.. Yiğitlik.. Adalet.. Bir olmak.. Zalime karşı durmak.. Zulme başkaldırmak.. Sevda.. Karalar bağlamış sevda.. Ni ararsan var ola bu kitapta.. Yaşar Kemal sen hiç yitme, her kitabınla yeniden tekrar tekrar
Eski türklerde genel olarak kadınlar amazon idiler. Binicilik, silah kullanma, yiğitlik Türk erkekleri kadar Türk kadınlarında da vardı. Kadınlar doğrudan doğruya hükümdar, kale komutanı, vali ve elçi olabilirdi.
Hiç unutmuyorum, 13 yaşında orta ikinci sınıftayken, onur kolu başkanı olarak birkaç defa uyarmama rağmen sınıf düzenini bozan bir çocuğu, "şimdi seni sınıf öğretmenine şikayet edeceğim" diye tehdit etmiştim. Çocuk yüzüme sırıtarak bakarak bana "Sen sübyancı mısın?" demişti. İlk defa duyduğum bir kelimeydi ama söyleme tarzından