Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Adana'daki öğrencilik yıllarında yazdığı bir öyküde ("Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri") "komünizm propagandası yapmak"tan hakkında açılan dava 1956'dan beri sürüyordu. Bu dönemde bir başka Adanalı, Yaşar Kemal elinden tuttu; onu Atıf Yılmaz'a gönderdi. Atıf Yılmaz'ın yanında asis­ tanlık, senaryo yardımcılığı yapmanın yanında ilk başrol deneyimini de yaşarken, biraz takibatlardan saklanabilmek biraz da "artistik" nedenlerle soyadı Pütün'ü, Güney yaptı.
Yılmaz Güney (1937-1984) Doğduğunda Yılmaz Pütün'dü. Babası, kan davası yüzünden Siverek'ten Adana'ya yerleşmişti: Güne­yin her bakımdan önemli bir merkezi durumundaki Adana'da büyümesi -daha sonra kullanmaya başla­ yacağı soyadı dahil- hayatının ana belirleyicilerin­ den oldu. Hem okuyup hem türlü işlerle aile bütçe­sine katkıda bulunmaya çalışan Yılmaz, sinemanın büyüsüne küçük yaşta kapıldı:
Reklam
"Yılmaz Güney (Yılmaz Pütün) ( 1937-1984)
" Adana'nın Yenice köyünde doğdu. Lise öğrenimini Adana'da tamamladıktan sonra İstanbul İktisat Fakültesi'ne yazıldı. Atıf Yılmaz'ın filmlerinde (Bu Vatanın Çocukları, Alageyik, Karacaoğlan'ın Kara Sevdası vb) senaryo yazarlığı, yönetmen yardımcılığı ve oyunculuk yaptı. Lise yıllarında öyküler yazmaya başlayan Yılmaz Güney, Onüç adlı edebiyat dergisinde yayınlanan "Üç Bilinmeyenli Eşitsizlik Sistemleri" başlıklı öyküsü nedeniyle, bilirkişi Doç. Dr Sahir Erman'ın raporuna dayanılarak komünizm propagandası yapmak suçundan önce yedi yıl altı ay, Yargıtay'ın bu kararı bozması üzerine de, bir buçuk yıl ağır hapis cezasına çarptırılınca çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı ( 1961). Cezasını çektikten sonra, küçük yapımevleri adına yazdığı senaryolarda oyuncu (kimi kez de yönetmen) olarak çalıştı. Bu filmlerde, kendi deyişiyle "durmadan kaçan, istemediği olaylara karışan, yabanın kadınına bakmayan, isyan eden ve sonunda yenik düşen ezik insanları" canlandırdı
Sayfa 921Kitabı okudu
Esaret bağlarında gül olmaktansa, özgürlük dağlarında diken olurum... Yılmaz Güney (Pütün)
Sayfa 60 - AlfaKitabı okudu
Asıl hapishane insanın kafasında yarattığın hapishanedir. Hayatı sınırlayan hapishane odur ki, ilk fırsatta yıkılmalıdır. Dünyayı daha iyi kavrayabilmek için... Yılmaz Pütün / Güney
Sayfa 60 - AlfaKitabı okudu
Kocaman YILMAZ GÜNEY de olsan, küçücük bir BABAcıksın!..
Bugün evde şenlik var. Benim babam hapisten çıktı. Artık ben de herkes gibi olacağım, hatta daha da özel olacağım, çünkü benim çok güçlü bir babam var. Ama olmadı. Benim babam beni görmeye gelmedi. Karısını ve oğlunu görmeye gitti. Ben onları, adına "gazete" denen bir kâğıtta gördüm.
Sayfa 43 - DOĞAN KİTAP
Reklam
Ülkü Tamer
Yılmaz Pütün İstanbul’a gelince beni buldu. Pek tanıdığı yoktu. Uzun süre benimle kaldı. Yemeklerimizi, çoraplarımızı paylaştık. Öykü yazıyordu. Arkadaşlarımla tanıştırdım onu. Günün birinde, “Ben oyuncu oluyorum; bir filmde oynayacağım” dedi. “Ulan, senden oyuncu mu olur!” diye güldük. Sadece oyuncu değil, gerçek bir sinemacı oldu. Yılmaz Güney oldu.
Bu sol eğilimli ve Kemalist tonlamalı derginin sürekli yayın kadrosunda Yavuz Abadan ve Doğan Avcıoğlu bulunmaktadır. Turgut Uyar, llhan Berk, Cemal Süreya, Orhan Duru, Ceyhun Atlıf Kansu, Fethi Naci, Muzaffer Erdost, Ülkü Tamer, Ece Ayhan, Güner Sümer, Korkut Boratav (A. Korkut/Mustafa Karakaş takma adlarıyla), Tevfik Çavdar, Vüs'at Bener, Yılmaz Pütün (Güney), Can Yücel, Tank Dursun, Bumin Gaffar (Fikret Hakan), Asım Bezirci (Halis Acar takma adıyla), Attila llhan ve Ahmet Oktay "Pazar Postası"nda çeşitli alanlarda yazılan çıkan yazarlar arasındadır.
Sayfa 91 - İletişim Yayınları
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
BU COĞRAFYA BİZE NEDEN BOYNU BÜKÜK OLMAYI GEREKTİRİYOR ?
Yılmaz PÜTÜN ya da bilinen ismiyle Yılmaz GÜNEY. Bu romanında, memleket özlemini ve sevgisini; doğup büyüdüğü Yeniceyi, Adana topraklarını, o topraklarda tanıyıp, sevdiği ve saydığı insanları ve hayatlarını muntazam bir gerçeklikle dile getirir. "Herkesin özlediği, düşlerini kurduğu bir şehir vardır. Ben Adana 'yı severim. İşte orada,
Boynu Bükük Öldüler
Boynu Bükük ÖldülerYılmaz Güney · İthaki Yayınları · 20171,036 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Yaşar Kemal sonrası direkt Yılmaz Güney kitaplarına ve kitaplaştırılmış senaryolarına geçecektim ancak şöyle iyi bir Yılmaz Güney incelemesi okuyarak başlamadan da geçemedim. İşte bu süreçte bu kitabı okumak çok daha iyi oldu. Beklenen bir filmin fragmanı şeklinde değerlendirebiliriz. Fragmandan sonra neler hissettiğimizi de ayrı ayrı
Yılmaz Güney
Yılmaz GüneyBirol Öztürk · Dokuz Yayınları · 2019496 okunma
Reklam
¶¶ "Sevdiğim şairleri değişik nedenlerle severim. Şiirimle doğruya bir ilişkisi yoktur bunun. Benim için, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet Necatigil, Melih Cevdet Anday her zaman 'var' olmuşlardır. Dikkatle severim onları. Hilmi Yavuz'un yazdıklarını merak ederim, şiir alfabelerimiz değişik olsa da. Rimbaud ve Lautréamont sürekli çıtadırlar önümde, kıskanırım onları. Maldoror'un Şarkıları (Lautréamont) 1989'dan bu yana Türkçe'de var; ama hâlâ keşfedilmeyi bekliyor. Ritsos'a gelince: Kendimi keşfederken kılavuzum oldu, 'lalam' oldu. Hayatımda tanıdığım en kusursuz insandır, en yüce gönüllü insandır, bana 'çalışma' denilen şeyi öğreten insandır. Aynı duygusal yakınlığı bir Nihat Ziyalan'a, bir de Yılmaz Pütün'e (Güney) karşı duymuşumdur. Ayrıca Adonis'i, Abdellatif Laâbi'yi, Alan Bosquet'yi anabilirim. Bunlar benim 'şiir' konuştuğum, yanlarında özgürlüğümü eksiksiz duyumsadığım arkadaşlarım." ¶¶
Sayfa 37 - Dünya Kitapları, Yayın Yönetmeni Feridun Andaç, Birinci Basım Nisan 2005Kitabı okudu
Bir sanatçı olarak "Yılmaz Güney" diye bilinirim. Asıl adım Yılmaz Pütün'dür.
Sayfa 185Kitabı okudu
141. maddeden yargılandığı için gazete ve dergilere yazdığı yeni yazılarında 'Pütün' soyadı yerine 'Güney'i kullanmaya başladı.
Yılmaz'ın soyadı 'pütün'dür ve soyadının 'Güney' olmasına daha çok vardır...
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.