— Tabü Vahit Bey, o sıkıntıyı hemen alacağım sizden, rahatça uyuyacaksınız ama biraz önce de söylediğim gibi hastalığın tamamen geçmesi en az bir ayımızı alır. Bir ay sonra yine bekliyorum sizi.
— Bu sıkıntıyı geçirebilirseniz size minnettar olurum.
Vahit Bey ayağa kalkıyor, önünü ilikliyor ve başıyla beni hafifçe selamlayarak tıpkı Zafer Bey gibi bana arkasını dönmeden odadan çı kıyor. Bu ailenin nezaketi bir başka. Sonra Zafer Bey giriyor içeri, en dişeli gözlerle bakıyor bana.
— Babanım içerde bu kadar kalacağım sanmıyordum. Konuştu mu sizinle?
— Konuştu, merak etmeyin babanız düzelecek. Ancak gerçekten çok hasta, bu ara onu yalnız bırakmayın.
— Bırakmayız, itiraz etse de onu memlekete götüreceğim, intihar etmesinden endişeleniyorsunuz değil mi?
— Her depresyonda bu risk vardır.
— Ne zaman düzelir?
— Bir ay içinde. Sıkıntısı ilaçlardan hemen sonra azalır, uykuları
düzelir ve iştah artmaya başlar. Şu otel işiyle de ilgilenin, ben babanı zın durumunu bildirir bir rapor yazacağım, hemen mahkemeye baş vurursanız satış iptal edilebilir.
— Öyle mi, memnun oldum ama babamın sağlığı her şeyden önemli. Serttir filan ama o bizim atamız, ona çok şey borçluyuz.
— Biliyorum, ilaçların tarifeleri burada yazılı, bir ay sonra yine bekliyorum, bir sorun olursa arayın beni.
— Tamam efendim, her şey için teşekkürler, tam bir ay sonra yi ne getireceğim babamı.