Yaşar Kemal... Ne güzel adammışsın...
1960-1993 yılları arasındaki yazıları arasından seçilerek hazırlanmış olan kitap.
Yaşar Kemal dobra, eleştirel, toplumsal sorunlara karşı dürüstçe ve korkusuzca kalemiyle yazmış... İyi ki yazmış.
Halkının sefâletini, sömürülmesini, ezilmesini hep dert edinmiş. Türkiyenin kanayan yaralarına, gerçekliklerine hep söz edinmiş. Bunu kendine görev edinmiş, insanlık borcu olarak görmüş.
Yaşar Kemal gibi kaç kişi cesaret edebilmiştir ki böyle şeylerden söz etmeye?
Ne kadar da doğruydu güzel kaleminden dökülen sözleri...
1960 yıllarından bu yana dert edindiği, kızdığı, gerçekleri anlatmaya uğraştığı şeylerin değişmemiş olması, ülkenin bir kısmının zenginlikle rahat içinde hâlâ yaşarken, bir kısmının da sefâlet içinde yaşıyor olması hiç değişmemişti. Yaşar Kemal değişmesi için uğraşmıştı, sizde uğraşın diyor bize. Düşünün diyordu, umutlu bakın hayata diyordu. Üzerinizdeki şu uyuşukluğu atın kendinize gelin diyordu. Doğanıza sahip çıkın, insanlığınızı yitirmeyin diyordu. Araştırın, okuyun, öğrenin, öğretin diyordu. Değerlerinize sahip çıkın, türkü bilin, şiir bilin, destan bilin diyordu...
Yaşar Kemal hep sevgiden söz etmek istiyordu, hemde delice, çılğınca... Bu dünya böyle karanlık olmasaydı ben sevinçten taşar dolardım diyor...
İyi ki bu dünyada olmuşsun Yaşar Kemal.
Ne güzelde düşünmüşsün halkı, insanlığı, doğayı, ülkeyi, çocukları, kadınları, türküleri, şiirleri, destanları, masalları ve nicesini.
Umut her zaman olmalı değil mi Yaşar Kemal?
İyi ki güzel kalemine denk gelmişiz. İyi ki güzel kelimelerinle yer edinmişsin dünyamıza...