Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sevgi, Saygı ve Özlemle Anıyor, Yolunu Kaybettik; Arıyoruz...
“Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ, Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ…” *** Dolmabahçe sarayı her zamankinden daha sessizdi, En yakın arkadaşlarının gözleri dolu dolu ona bakıyorlardı, O günün sabahında herkeste bir huzursuzluk vardı, Etrafı kalabalık değildi, Ayağa kalkacak diye umutla bakıyorlardı, Tüm heybetine rağmen,
10 Kasım Yas Günü
10 Kasım Yas GünüKolektif · Yapı Kredi Yayınları · 201766 okunma
568 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Birlikten kuvvet doğar ama...
“Epeyden beri kafamda gezen bu romanı Mamak Askeri Cezaevi’nde yatarken geliştirdim. Bitmedi, Ankara Sivil Merkez Cezaevi’ne geçtim. Yapacak başka iş yok. Yazma olanağı yok. Ne yapayım? Vurdum voltamı, saatin zembereği gibi kurdum kurdum romanımı. Çıkınca da hemen yazdım… Gerçi bu romanda doğrudan doğruya cezaevi geçmiyor. Ama halkımızın
Köygöçüren
KöygöçürenFakir Baykurt · Remzi Kitabevi · 1979259 okunma
Reklam
260 syf.
·
Puan vermedi
Hassasiyet Sanatı
“Gönül gözü görmeyince hiç baş gözü görmeyiser"
Yunus Emre
Yunus Emre
** Söze nasıl başlanır diye söze girmek klişe olmasının yanı sıra uhdesinde ufak bir yalan barındırdığı da söylenebilir. Çünkü sözün hangi yolla neşet edeceği içten içe bilinir ve fakat esasında zaman kazanma amaçlanır. Bu kazanım söz sahibinin cümleleri toparlamasından ziyade söz
Aşk Estetiği
Aşk EstetiğiBeşir Ayvazoğlu · Kapı Yayınları · 2013482 okunma
568 syf.
9/10 puan verdi
"Ütenlerle, ütülenlerin çağı bu yeme kendini..."
Fakir Baykurt diyor ki: "Epeyden beri kafamda gezen bu romanı Mamak Askeri Cezaevinde yatarken geliştirdim. Bitmedi, Ankara Sivil Merkez Cezaevine geçtim. Yapacak iş yok. Yazma olanağı da yok. Ne yapayım? Vurdum voltamı, kurdum romanımı. Çıkınca da hemen yazdım... Gerçi bu romanda doğrudan doğruya cezaevi geçmiyor. Ama halkımızın
Köygöçüren
KöygöçürenFakir Baykurt · Remzi Kitabevi · 1979259 okunma
kapısında 1. Yedi adam biri bir gün bir kan gördü gereğini belledi yari alsa koynuna
Yani semanın müzeyyen tavanına, güneş gibi ışık verici, ısındırıcı bir lambayı takmak; gece gündüz hatlarıyla, kış yaz sahifelerinde mektubat-ı Samedaniyeyi yazmasına bir nur hokkası hükmüne getirmek ve yüksek minare ve kulelerdeki büyük saatlerin parlayan akrebleri misillü kubbe-i semada kameri, zamanın saat-i kübrasına bir akreb yapmak; mütefavit çok hilâller suretinde her geceye güya ayrı bir hilâl bırakıp, sonra dönüp kendine toplamak, menzillerinde kemal-i mizanla, dakik hesapla hareket ettirmek ve kubbe-i semada parlayan, tebessüm eden yıldızlarla, göğün güzel yüzünü yaldızlamak, elbette nihayetsiz bir saltanat-ı rububiyetin şeairidir. Zîşuura, onu iş’ar eden muhteşem bir uluhiyetin işaratıdır. Ehl-i fikri, imana ve tevhide davet eder. Asâ-yı Mûsa
Reklam
Üsküdar'da gördü­ğüm sema yapan dervişlerin raksı gibi...
Gerçekten olağanüstü bir selvi korusuydu orası; Üsküdar'da, Boğaz sırtlarında, Türk mezarlığı, selvi ağaçları arasında uzanan geçitler, patikalar ve selvilerin altında üzerinde yıpranıp gitmiş Arapça kitabeler bulunan, yan yatmış ya da yıkılmış mezar taşları. Mezarlık uzun zamandır kullanılmıyordu artık; ölüleri çok eski ölülerdi bu
Yedi Güzel Adam
Cahit Zarifoğlu Yedi Guzel Adam Cahit Zarifoğlu I. Bu insanlar dev midir Yatak görmemiş gövde midirBir yara açar boyunlarında Kolkola durup bağırdıklarında-Ya kurbanın olam Dağlar önüme durmuş Ki dağlanamÇekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerinden Durdular ite çakala karşı yarin kapısında1.Yedi adam biri bir gün bir kan
Mustafa Kemal, bu yüksek binayı (hilafet) -O bina ki, beş yüzyıl boyunca Türkiye topraklarındaki Müslümanlar’ın minaresi olarak kaldı- temelinden söktü. On dört yüzyıldan beri Müslümanlar’ın sığındığı İslam bayrağını parçaladı.
Sayfa 25
Halifeliğin kaldırılması
Mustafa Kemal, bu yüksek binayı -O bina ki, beş yüzyıl boyunca Türkiye topraklarındaki Müslümanlar’ın minaresi olarak kaldı- temelinden söktü. On dört yüzyıldan beri Müslümanlar’ın sığındığı İslam bayrağını parçaladı. Ve insanlar, karanlık ve yağmurlu bir gecede yolunu kaybeden koyunlar gibi, farklı yollara dağıldı. Ve kurtlar bu dağılmış insan topluluklarını dişlemeye başladı. Herkes istediğini, istediği gibi öldürmek için silahını çeker ve kılıcını kınından çıkarır oldu.
168 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.