Hasan, altı – yedi yaşlarında babasının öldürülmesine şahit olan, henüz çocuk yaşlarda bir karakterdir. Babasının(Halil), annesinin sevdiği adam Abbas tarafından öldürülmüş olması, bu olayı bir “namus” meselesi haline getirir. Romanda anlatılan ana konu, Hasan’ın üzerinde yaratılan “namusunu temizleme” konusu ile yüzleşme çabası üzerine kurulur.
Çocuk yaşta travmatik bir olay yaşayan, gördükleri ve etraftakilerin dayatmalarından etkilenen Hasan, sorunlu ve yorucu bir çocukluk geçirir. Bu onu, hayatındaki tek odak noktası “namus meselesi” olan, kimseye güvenmeyen, sessiz bir kişi haline getirir.
Hasan’ın iki seçeneği vardır: ya annesini öldürüp, yanlış bir töreyi, yanlış bir geleneği sürdürmeyi ve bu geleneği yaşatan toplumun bir parçası haline gelmeyi seçecek veya “doğru şeyi”, içinden geçeni yapıp annesinin yaşamasına izin verecektir.Romanın büyük bölümü annesini öldürmesi yönündeki beklentinin Hasan üzerinde yarattığı psikolojik buhranlar üzerinden ilerler.
Romanda namus algısını ve namus cinayetlerini eleştirmek dışında , böyle bir cinayet işlemek zorunda bırakılan bir çocuğun nasıl hissedeceğini okuyucuya anlatılır.