Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ne acıydı;bütün acılara,bütün çektiklerime və bütün çırpınışlarıma rağmen ona böylesine âşık olmam ne acıydı.Yüzüne bakarken içimin titremesi,gözlerinde kendimi gördüğümde oraya yerleşmek istemem,kalbini korumak ve saçlarını okşamak istemem ne acıydı.
Göz yaşı acının sessiz Çığlığı dır dediği anda / acı beyninden yüzüne yansımışdı
Reklam
Yüzüne gülse birkaç gün Necâtî sakın aldanma Ki gerçekler inanmadı bu dünyanın yalanına Necati
Ey hayat ölüme şükret seni onun yüzüne seviyorum (Pascal)
Sefilliğini, anasızlığını, garipliğini hep yüzüne vurmuşlar. İnsanlar bir çocuğa bunu nasıl yapar?
Sayfa 118
Yaşananlar karşısında kendini öne koyabilen birisi ol­mak isterdim. Hiç olmazsa bazen katı kalpli, sert durabi­len biri olsaydım belki yeni bir sayfa açmak daha kolay olurdu. Bu kadar merhametli, bu kadar sadık, bu kadar duyarlı olmasaydım. Kin gütmeyi becerebilseydim, kavga edebilseydim şu an nerede olurdum bilmiyorum. Sürekli incinmek yerine öfke duyabilseydim, Ecem'in yüzüne ne aşağılık bir şey yaptığını haykırabilseydim daha mutlu olur muydum?
Sayfa 250 - Ren KitapKitabı okudu
Reklam
Kral yüzüne serpilen güzel kokulu suları koluyla siler. Kutsal çanaklar içinde yer yemeğini ve kırar sonra hepsini. Donanmalarını, ordularını, halklarını saymaktadır içinden. Biraz sonra aklına esip sarayını şölendekilerle birlikte yakabilir. Babil kulesini yeniden yaptırmak ve Tanrı’yı tahtından indirmek niyetindedir.
Benim gözümde bilmediğini açıkça söyleyen insan, bilmediğini biliyormuş gibi görünen ve her şeyi ağzına yüzüne bulaştıran ikiyüzlüden daha değerlidir.
Sayfa 131 - İş Bankası Kültür Yayınları XXV. BasımKitabı okudu
Serhat ve ben, ilkokulda, ortaokulda ve lisede olduğu gibi üniversitede de sınıf arkadaşıydık. Ikimizin ailesi de işletme okumamızı istiyordu, böylece zamanı geldiğinde şirketie ilgili işlere daha rahat uyum sağlayabilecektik.Ben o zamanlar bile küçük çizimler yapıyordum ama babam tasarımla ilgili bir şey okumama öyle şiddetle karşı çikmıştı ki, sonuçta ikimiz de işletme okumuştuk.Ne modelliği, diye ağlamak istiyordum yüzüne. Amfideki sıralarda yan yana oturmadık mı?
Önsöz
Elinizdeki kitap toplumsal Bilinçdışının süregiden mutasyonunu araştırıyor. Şu an bulunduğumuz noktadan, yani virüs salgını ve kapitalizmin felaketler doğuran çöküşünün damgasını vurduğu tarihsel eşikten gözlem yapıyorum. Bu eşikten bakınca, ufukta kaosu, tükenmişliği ve yokoluş eğilimini görebiliyoruz. Bu mutasyonun mükemmel bir özetini sunan
Sayfa 9 - Otonom Yayıncılık -1. Basım Şubat 2022, İstanbul - Kitabın Özgün Adı : The Third Unconscious - The Psycho-sphere in the Viral Age
Reklam
Yıllarca ruhunun derinliklerinde barındırdığı olumsuz duyguların su yüzüne çıkmasına izin vermişti sonunda. Onları gerçekten hissetmişti, artık gerekli değillerdi, gidebilirlerdi.
İnan bana, ben bu dedikoduların hiçbirine zerre kadar inanmıyorum. Yüzüne baktığım zaman hiçbirine inanasım gelmiyor. Günah insanın yüzüne vurur; gizlenemez. Hani insanların gizli kapaklı kötülüklerinden, günahlarından bahsedilir ya, öyle bir şey yok. İnsan kötülük ettiğinde ağız kıvrımlarından, düşük gözkapaklarından, hatta ellerinin duruşundan bile ele verir kendini.
Sayfa 172
Oysa Tom kitabın içine girer, sayfaların arasında arasında sürünür, düşüncelerin arasında köstebek gibi tüneller açar, kitap yüzüne gözüne bulaşmış halde çıkardı içinden.
Sayfa 311Kitabı okudu
Araştırmaya konu edilmeye değer tek şeyin insan yaşamı olduğunu düşünüyordu. Başka hiçbir şey insan yaşamı kadar kıymetli olamazdı. İnsan, bir keder ve mutluluk kazanını andıran şu dünyayı incelerken yüzüne cam bir maske takamıyor, sülfür buharının beynini yakmasına, hayalgücünün tuhaf ve korkunç rüyalar üretmesine engel olamıyordu. Öyle sinsi zehirler vardı ki insanın etkilerini öğrenebilmesi için onları tadıp zehirlenmiş olması gerekiyordu. Öyle hastalıklar vardı ki insanın tam olarak ne olduklarını anlaması için hastalanması gerekiyordu. Yine de tüm bu araştırmalar insana büyük bir mükâfat veriyor, dünya araştıranın gözünde harika bir yere dönüşüyordu. Arzunun ve duygularla bulanıklaşmış aklın hangi noktada buluşup hangi noktada birbirinden ayrıldı- ğının, nerede uyum içinde hareket ettiğinin mantığını kavramak nasıl da keyifliydi! Bedeli ne olursa olsun. Bu uğurda ödenecek hiçbir bedel büyük sayılmazdı.
Sayfa 66
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.