Zaman zaman farklı dostlarım aynı şeyi dillendiriyor: “Hiçbir şey yapmak istemiyor canım, sanki her şey yapılmış, halledilmiş, söylenmiş gibi. İçimde bir ümitsizlik var, geleceğe karamsar bir şekilde bakıyorum. Bundan da öte, ne yaparsam yapayım benden bir şey olmaz gibi, bütün köşe başları tutulmuş, bundan sonra büyük şeyler yapabileceğime
Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti derken annem yuva kurma konusunu açtı. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları çok dindarmış. Kızın, ailesinden daha da dine bağlı olduğunu duyunca sevindim. Gittik bir görelim görüşelim dedim. İlk ailesiyle konuştum.
Hatta ben konuşmadım sürekli onlar
Kitaptan alıntı ile spoiler içermektedir!
İnsan zeki varlıktır. Zeka doğuştan olduğuna göre, genel itibariyle insanı ‘zeki varlık’ olarak tanımlayabiliriz. Kişinin dehasını, bunalımlarını anlamakta zeka olgusu oldukça önemli faktördür. Ve elbette ki, herkes aynı zekaya sahip değildir. Buna rağmen herkesin zekası kendisine yetecek kadardır
Zamanımızın hastalığı, genellikle kişilerin rutin olarak veya iş edinerek kendileriyle meşgul olmadıkları zaman yaşadığı anlamsızlık veya “Varoluşsal boşluk” tur..
Merhaba, bugün ilk defa Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir kitabına inceleme yazıyorum. Biliyorum haddime değil iyi ya da kötü eleştirmek. Ki öyle yapmayacağım. Kitaptan ve Atatürk’ten bahsedeceğim. Nasıl bir kitap olduğunu söylememe gerek bile yoktur zaten.
Kitabı anlatmaya geçmeden önce, Ulu Önderimizden, Atamızdan biraz bahsetmek
“Bugünlerde her zamankinden daha küçük çapta kalp kanamalarına rastlanıyor. Tabiî her zaman öldürücü olmuyor. Bazıları iyileşiyorlar. Zamanımızın bilinen bir hastalığı haline geldi. Belki de hastalığın sebebi daha çok manevi. Çoğunluk, yaşamak için ikiyüzlü hayat sürmek zorunda. Sağlığınız da bunun etkisi altında kalıyor. Gün geçtikçe, duyduğunuzun, düşündüğünüzün aksini söylemek zorundasınız. Sevmediğiniz bir şeyi sevmek, hoşlanmadığınız birşey karşısında hoşlanır gibi davranmanız gerekiyor. Sinir sistemi denen şey uydurma birşey değil. Varlığınızın parçası... Ruh denen şey tıpkı ağzınızın içindeki dişler gibi göğsünüzde duruyor. Buna devamlı olarak karşı gelemezsiniz. İsyan eder.”
Modern zamanımızın hastalığı olan “daima mutlu olma çabası”na harika bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Hayatın sadece mutlulukla ilerlemeyeceğini mutsuzluğun da mutluluk kadar hayatımızda bulunması gerektiğini harika tespitlerle açıklıyor. Aynı zamanda Hayatın anlamını varoluşsal bir şekilde irdeliyor. Altı çizilerek okunmalı. Hayatın her döneminde dönülüp bir daha okunası bir eser. İyi okumalar!
Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti derken annem açtı yu...va kurma konusunu.
Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları çok dindarmış, kızlarının ailesinden dahada dine bağlı olduğunu duyunca sevindim.
Gittik bir görelim görüşelim dedim.Ilk ailesiyle konuştum... Hatta ben konuşmadım
“Karakterin silik duruma girmesi, görevin icrasından doğan bir şey değildir. Zamanımızın bu hastalığı, daha çok kişisel çıkarın etkisi altında moral varlığımızın bir tür bozukluğudur.”
Zamanımızın hastalığı, genellikle kişilerin rutin olarak veya iş edinerek kendileriyle meşgul olmadıkları zaman yaşadığı anlamsızlık veya “Varoluşsal boşluk”tur.
OKUMADAN GEÇMEYİN..
[Saliha Bir Eş İstiyorum]
Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti .........derken annem açtı yuva kurma
konusunu.
Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum.
Yakın bir akrabamızdan haber geldi.
.komşuları çok dindarmış, kızlarının ailesinden dahada dine bağlı olduğunu
......duyunca sevindim.
Gittik bir görelim görüşelim
Elhamdülillah bir eserin daha sonunu getirdik duamız okuduklarımızla amel edebilmiktir..
Eseri zevkle okudum bazen zorlanıyorum ama olsun çok lezet aldığım çok güzel konulara değinmiş zamanımızın ihtiyacı olan ilaçlara dokunmuş..
Evella, hastalık riselesinden kesitler okuyacaksınız benim en sevdiğim risale okudukça gönlümdeki sevinci anlatamam size zamanında çok büyük bir hastalıkla imtahanımız olmuştu ve keşke o zaman bu güzel risale elime geçse idi ve bende güçlü bir iman nazarıyla o hastalığa bakabilseydim onun içinde ki hikmetleri görebilseydim diye hayıflaniyorum...
Ve en sevdiğim başka bir konu çağımızın bence en büyük hastalığı "anne ve baba "konusu onlara karşı tavırlarımız ve maalesef onları tek başına dört duvar arasına mahkum eden evlatlara risela çok güzel seslenmekte !
Ölüm,konusu hepmizi titreten bir gerçek onu da okuyacaksınız ve iman gözlüğünü takıp yola revan olunca ne güzel bir nimet olduğunu göreceksiniz
Ölüm ebedi kavuşmaların ve ebedi oluşun habercisi...
Ve son olarak da Bediüzzaman'ın tarihçe-i hayatımdan da kesitler okuyacaksınız
Bol istifadeli okumalar diliyorum okuyun okutun derim
ZühretünnurBediüzzaman Said Nursî · Rnk · 201513 okunma