Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
430 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kayıp Zamanın İzinde'de Kaybolmak
YouTube kitap kanalımda Marcel Proust'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: youtube.com/watch?v=n5e0iz7... Bu incelemeyi Marcel Proust ismini daha önce hiç duymamış olanlar ya da kitaplarını okumak isteyip de okumaya çekinenler için yazıyorum.
Swann'ların Tarafı
Swann'ların TarafıMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20214,225 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
GÖĞE BAKMAYA NE DERSİN
YouTube kitap kanalımda Göğe Bakma Durağı şiirini Turgut Uyar'ın mezarının yanında okudum: ytbe.one/Dy3e2LMUwnY Turgut Uyar ile tanıştığım kitap olmuştur. Bu tanışmaya paralel olarak şöyle bir tezim var; mimarlıkta Rönesans Mimarisi ne ise, bundan böyle Turgut Uyar da benim için şiirin Rönesans mimarıdır. Böyle düşünmemin çeşitli
Göğe Bakma Durağı
Göğe Bakma DurağıTurgut Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 202332,6bin okunma
Reklam
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Yaşadığım Gibi -Akıntılarımdan Derleme-
Önsöz "İnsanlar duygu ve düşüncelerine göre hareket eder. Sevgi, nefret, korku, ümid, zan, inanç, şüphe, bilgi gib uni manevî kuvvetler, insanları içten içe, şu veya bu şekilde davranmaya zorlar. Nefret ettiğimiz bir şeyi yapmak bize çok güç gelir. Korku kaleleri yükseltir, hendekleri derinleştirirken sevgi bütün kapıları açar ve bütün
Yaşadığım Gibi
Yaşadığım GibiAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2019387 okunma
424 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sanat, Türkiye için değildir.
YouTube kitap kanalımda sizin için sanata en iyi başlangıç kitaplarını önerdim ve bu kitabı da yorumladım: ytbe.one/PegBH1HDrr0 "Her şey sanat için potansiyel bir konudur." Alain de Botton Bu sitede bugüne kadar kültür ya da sanat ile ilgili pek inceleme paylaşmadım fakat mesleğim gereği bir sanatçı olmamdan ötürü artık bir
Umberto Arte ile Sanat
Umberto Arte ile SanatUmberto Arte · Destek Yayınları · 2019874 okunma
Musiki, gaib bir alemin rezonansında ruhların titreşimi. Bu titreşimlerin perde perde zamana aktarılışı. Zamanın saat dışında matematik ve hendese ile tekrar ölçümü ve ayar edilişi. Musiki saniyeler muvacehesinde anların mühendisliği, yayılımı ve yükselişiyle gözle görülmez bir mimarisi. Kalbe inen en kısa yokuş, ve semaya yükselen en kısa merdiven. . Yusufun kuyusundaki sükut musiki, Burak'ın gerili kanatlarındaki titreşim musiki, cebel-i nuru tırmanan adımlar musiki, Taif'te kanayan ayaklar musiki, Tur dağında yanan ateş musiki, İsmail'in babasına bakışı musiki... . Yeşil Camii'nin çinisi, Ulu Camiin hattı, Muradiye'nin hüznü musiki...Fatih, Beyazıt, Eyüp, Üsküdar...Surları döven şahilerin nefesleri musiki...Süleymaniye'nin minareleri güfte, rast ve segah yükselen ezanlar musiki...Sinan'ın kubbeleri, Yesari'nin hattı, Levni'nin renkleri, Itri'nin hayatı musiki...Nefs-i İstanbul'un yattığı yatak, baş koyduğu yastık, gördüğü rüya musiki...Haliçin çizdiği kavis, lodosun sürüklediği hülya musiki...
224 syf.
·
Puan vermedi
Tanpınar'ın Modernizm Karşısındaki Temkinli Duruşu: Beş Şehir
Tarafımdan oluşturulmuş bu yorumun tüm hakları kitapyurdu.com'a aittir. 20. yüzyılın ilk yıllarında doğan Ahmet Hamdi Tanpınar, şair, yazar, edebiyat tarihçisi, akademisyen ve siyasetçidir. Kadı olan babasının görevi nedeniyle çocukluk ve ilk gençlik yıllarını çok farklı şehirlerde geçirmiştir. Tanpınar'ın yaşamının ilk yıllarında
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,4bin okunma
Reklam
Sanatın İslam Hali
Arapça’da san‘ “yapmak, etmek”, sana‘ “işinde mahir olmak”, san‘at ise “yapılan iş, meslek” anlamına gelir. Biz de bu sitede yaptığımız işleri ve ürettiğimiz içerikleri kendimizce tanıtmaya, sanat kelimesine bir taraftan da olsa dokunmaya çabalayan insanlarız işte sadece. Mimar Sinan'ın çıraklık, kalfalık ve ustalık mertebeleriyle sanki
Anıtkabir neden bir türbe olmadı? Çünkü türbe mabed gibi tasarlanamaz. Ölüm mimarisi her şeye rağmen, tevazu gerektirir. Devrinde cihan padişahı olan Muhteşem Süleyman’ın kabrinde bile bunu hissedersiniz. Mustafa Kemal için Türk mimarisi esas alınarak bir yapı inşa edilse idi, elbette millî bir âbide olurdu. Fakat bu milli yapıdan kaçınılması için çok önemli bir sebep vardı: Türbe İslâmı çağrıştırır! Bu da o zamanın yöneticilerinin laiklik anlayışına uymazdı. Ama bir putperest Yunan tapınağını kopyalamaktan çekinmediler! Neredeyse sadece 10 Kasımlarda duyulan bir kelime vardır: “Mozole”. Evleri, Çiftliği, köşkü, silahları, kıyafetleri gibi bir de “mozole”si vardır Atatürk’ün. . . Kelimenin yılda bir defa kullanılması, onun bizim açımızdan öncesinin ve sonrasının olmadığını gösterir. Esasında “mozole” daha doğrusu “mausoleum” bizim kültürümüze yabancı, ama binlerce yıllık bir kelime. Antik çağda, Halikarnasos’da Karia satrabı Mausolos için karısı Artemisia tarafından yaptırılmış anıt mezar böyle anılıyor.
Sayfa 115Kitabı okudu
Din değişmemiştir ve değişmiyecektir. Ama insan değişmiş ve kendi gururunun uçurumuna yuvarlanmıştır. Bu uçurumdan çıkarak yeni bir değişmenin sırrını aramalıdır. Arayacağı bu sır, dinde, Kutsal Kitap Kur'an'da ve Peygamberin yaşantı ve bıraktıkları hâtıralarda gizlidir. Eşyayı ve tabiatı fazla kurcalayan insan, biraz da, yeniden insanın gerçek miraslarına yüzünü döndürmelidir. Bu eskimez miras, bir ölümün mirası değil, dirilişin mimarisi; bir mazinin terekesi değil, istikbalin, gelecek zamanın kapitali islâmdır. İnsan gönlünün ve yüreğinin emeği, en büyük aşkla ve umutla bu tanrısal kapitale döndüğü zaman, insan, yeniden kendini büyük kurtuluş önünde bulmuş olacaktır birden. Ansınız farkında olacaktır bunun.
Sayfa 75 - diriliş yayınlarıKitabı okudu
572 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Notre Dame'in Kamburu
Tarih ve aşkın işlendiği muazzam bir eser. Romanın orijinal ismi "Notre Dame de Paris" yani "Paris Notre Dame Kilisesi". Ancak Türkçeye biraz anlam kaymasıyla birlikte 'Notre Dame’ın Kamburu" olarak çevrilmiş. Kitap ismini Paris'in ünlü yapısı olan Notre Dame kilisesinden alıyor. Yazar kitabın ilk 150-200 sayfasında dönemin Paris mimarisi hakkında bolca bilgi veriyor. Mimarinin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor, hatta bir bölümde Paris uzun uzun baştan sona tasvir ediliyor. İtiraf etmek gerekirse bu bölümü okuması epey zor oldu benim için Bu bölümlerde yazarın yakındığı en büyük sorun; her yeni kralın tahta gelmesi ile mimari yapıya kendi tarzını yansıtmak istemesi sonucu, o güzelim yapıları yok etmeleri. Kilisenin tahribatında zamanın etkisinin az olduğunu, kiliseye insanların, özelliklede sanatçıların zarar verdiğini belirtiyor. Son iki yüzyılda mimar olarak yetişen kişilerin mimari yapılarda sürekli bir değişiklik yaratmalarına da değinilmiş. Tüm mimarlar için genelleme yapmıyorum ama yazarımız bu konu da pek haksız da sayılmaz Hikâyeye gelecek olursak; Katedrale bırakılan çirkin mi çirkin bir yaratık Quasimodo ve çingeneler tarafından büyütülen güzeller güzeli bir kız, Esmeralda… Masum ve büyük bir aşk, sonu ise oldukça dokunaklı müthiş bir roman. İyilik kötülük, güzellik çirkinlik, suçluluk suçsuzluk gibi antitezlerin yer aldığı, içinde hem tarih hem aşk okuyacağınız harika bir eser. Kitaptan sonra filmini veya müzikalini de kesinlikle izlemelisiniz
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,7bin okunma
Reklam
Eşyayı ve tabiatı fazla kurcalayan insan, biraz da yeniden insanın gerçek miraslarına yüzünü döndürmelidir. Bu eskimez miras, bir ölümün mirası degil, dirilişin mimarisi; bir mazinin terekesi değil, istikbalin, gelecek zamanın kapitali Islâmdır.
Zamanin mimarisi
Mademki zaman geçiyor ve hastahanenin asma saatinde ki yelkovanlar dönüyor, elbette bu yelkovanlar gece yarisini gösteren işaretin de üstünden geçecek ve saat 12'yi çalacaktir. Bu kadar laf, saatin 12'yi çaldiğini anlatmak içindir. On iki tokmak sesi, bir bostan kuyusu dolabindaki ufak su maşrapalari gibi birbirinin peşinden kuyudan çikti ve kuyuya daldi. Zamanin kuyusu! Tek ve 40 mumluk bir elektrik ampulünün altinda uzayan uçsuz bucaksiz koridordan gece bekçisi geçiyor. Tipki yelkovanlarin kadran üzerinden geçişi gibi, gece bekçisi de, her saniye gidip geldiği koğuşlarin önünden bir kere daha geçiyor. Bu gece, şu an, adeti malum bir senenin,ismi malum bir ayinin, adi malum bir günün, sayisi malum bir saatidir. Şu anda gece bekçisi mesela 17 numarali koğuşun önünden hayatinda kimbilir kaçinci olarak geçiyor ve daha kaç defa geçecek? Şu anda susan ve yalniz içinden hirildayan saat, kimbilir bütün hayatinda üstüste kaç kere çaldi ve geriye kalan ömründe de daha kaç defa çalacak? Bunu bilmiyoruz; ne siz, ne ben, ne gece bekçisi, ne de asma saat.... Dikkatimiz, saatin 12'yi her çalişini ve gece bekçisinin 17 numarali koğuş önünden her geçişini anlamak içindir.
Sayfa 53 - Büyük doğu yayinlari
Din değişmemiştir ve değişmiyecektir. Ama insan değişmiş ve kendi gururunun uçurumuna yuvarlanmıştır. Bu uçurumdan çıkarak yeni bir değişmenin sırrını aramalıdır. Arayacağı bu sır, dinde, Kutsal Kitap Kur'an'da ve Peygamberin yaşantı ve bıraktıkları hâtıralarda gizlidir. Eşyayı ve tabiatı fazla kurcalayan insan, biraz da, yeniden insanın gerçek miraslarına yüzünü döndürmelidir. Bu eskimez miras, bir ölümün mirası değil, dirilişin mimarisi; bir mazinin terekesi değil, istikbalin, gelecek zamanın kapitali islâmdır. İnsan gönlünün ve yüreğinin emeği, en büyük aşkla ve umutla bu tanrısal kapitale döndüğü zaman, insan, yeniden kendini büyük kurtuluş önünde bulmuş olacaktır birden. Ansınız farkında olacaktır bunun.
"Yüzyıl Diyalektiği..."
-" Zaman kadans dedikleri ahenk helezonuna vak'aların posasını değil de keyfiyetini yerleştirme işinden başka gaye tanımaz. Bu "tarihî-zamanî" şuur önünde, kronolojik tarih ve tarihî "konjüktür-devre" lerin her dilimi, zamanın maksatlılığı açısından bütün dilimleri içinde barındırır. Bütünün parçaya tecellisi hikmeti... Parça, bütünün habercisi, sırrı, delili ve sirayet edilenidir. Bir şeyin başka bir şeye sirayet ve nüfuzu, sirayet ve nüfuz eden şeyin, kendisine sirayet ve nüfuz edilen şeyle perdelenmesidir. O hâlde, zamanın gaye noktasına nisbetle tarihî "konjüktür-devre" dilimleri zâhir hükmünde; ve gaye noktası da, ayrı ayrı hakikatleri belirten bu dilimlerin gıdası, "bâtın"ı hükmündedir... İçinde bulunduğumuz yüzyılı İslâm'ın fetih ve oluş, oluş ve fetih dönemi olarak ilân etmek, "zaman hükmü" bakımından İBDA memuriyetinin zâhir ve bâtın ölçüsüyle ifşâıdır da. Bu mânânın şahidi, kaynağı, sirayet ve nüfuz edeni ise, feyz aldığı mihraka nisbetle alıcı-verici rolünde billurlaşan bir hüviyetin mimarisi olarak Büyük Doğu'dur."
Sayfa 120 - "Üç Işık" isimli konferanstan, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Boş zaman
‘Zaman harcamak’ dediğimiz, aslında hayatlarımızın harap mimarisi için kulladığımız bir edebi kelammış o harcanan saatlerde bir zere dahi kayıp yokmuş meğer. Bunun kanıtı filmlerde, telefon muhabbetleriyle, kariyerle ve dondurulmuş pizzayla zaman öldürdüğümüzü zannederken zamanın bizi yavaşca öldürdüğü gerçeğinde görülebilir.
Sayfa 211 - Metis Yayınları. 6. Baskı. Çevirmen: Algan Sezgintüredi
86 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.